Yeniden Afet Yönetimi

Süleyman Küçük

İnsanlar afetleri hayatlarının her döneminde kendilerini olumsuz yönde etkileyen, engellenmesi mümkün olmayan, fakat oluşturabileceği zararları deprem öncesinde gerekli tedbirler alınmak suretiyle ortadan kaldırılabilecek bir durum olarak tarif ediyorlar.

Bu tariften yola çıkıldığında depremi ciddi oranda can ve mal kayıpları yaşanmakta ve dolayısıyla toplumsal, siyasi ve ekonomik olarak çok önemli etkileri bulunan bir afet türü olarak görmek gerekmektedir.

Türkiye’de yüzyıllar boyunca fay hattı olarak bilinen bölgelerde belirli olmayan aralıklarla birbirini izlemiş olan bu depremler sonrasında gerçekleşen arama ve kurtarma ve iskân çalışmalarını afet yönetimi olarak gören anlayışın yanlışlığı Güney Doğudaki son depremle bir kez daha ispatlandı.

Çünkü özellikle deprem afetleri meydana geldikten sonraki etkilerini azaltmak yerine afet yönetimi süreçlerinde yer alan hazırlıklı olma ve müdahale ve iyileştirme ile zarar azaltma, aşamalarını yürüterek deprem, sel ve heyelan başta olmak üzere afetlerle mücadelede başarı sağlanabilecektir.

Türkiye’nin dünyanın en önemli deprem bölgelerinden birinde yer alıyor olması sadece depremden sonraki çalışmaların değil, deprem için uzun yıllar boyunca yapılacak olan hazırlıkların süreklilik ve yenilenebilirlik anlayışları içinde oluşturulan doğru bir stratejik bir planlamaya dayanmasını zorunlu kılmaktadır

Stratejik planlamanın hayata uygulamasını temin için ise ciddi oranda can ve mal kayıpları yaşadığımız bir afet türü olan depremin zararlarının en aza indirilebilmesi için afet yönetimi kavramı toplumun her kesimi için gerekli hatta zorunlu olmalıdır.

Antalya'da, Manavgat'ta, Muğla'da ve Kastamonu'daki seller ile 1999 Marmara, 2011 Van ve 2020 yılı Elazığ ile 30 Ekim 2020 de gerçekleşen İzmir'de depremlerinden sonra şimdi de Güney Doğudaki son depremle yüzleştiğimiz depremler afet yönetimi anlayışının hayatımızda önemli bir faktör olarak kabul edilmediği gerçeğini bir kez daha yüzümüze vurmuştur.

Marmara ve Düzce depremleri sonrasında memleketimizde deprem sonrası afet yönetiminde ilerleme kaydettiği görülmekte ve arama ve kurtarma faaliyetlerinde teknolojik gelişmeler takip edilmekte ise de afet yönetiminin belki de en önemli bölümü olan deprem öncesi hazırlık işlemlerinde aynı gelişmeler görülmemektedir.

Afet yönetiminde başarılı bir performans sergilenmesinin önündeki en önemli engelin özellikle kentleşme politikalarındaki yanlışlık ve yapı denetimi konusundaki tedbirlerin yeterli ölçüde hayata geçirilememesi olduğuna inanıyoruz.

Türkiye’de siyaset açısından ekonomik ve toplumsal gelişmenin lokomotifi olarak görülen inşaat sektöründe konuya ilişkin kanunların uygulanmasına ve denetimine gerektiği gibi önem verilmediği ve çok sık çıkarılan imar afları nedeniyle sonucunda can ve mal kayıplarının ortaya çıkması ile karşı karşıya kalmış olmamıza rağmen deprem gerçeğini sadece deprem sonrasında hatırlamaktayız.

Belki de bunun sebebi Türkiye’de gerçekleşen depremlerde ortaya çıkan mal ve can kayıpları ile hasarların temel nedenini kentlerdeki yüksek orandaki kötü yapı stoğuna bağlamak kolaycılığına kaçmamızdır.

Hâlbuki afet sonrasında eldeki tüm mevcut imkânları yetersiz bırakan durumlar ortaya çıkaran deprem afetinin zararlarının azaltılması hedefleri belirlenmiş bir afet yönetimi sürecinin doğru planlanması ve uygulanması ile mümkündür.

Aksi durumda kamunun yaptığı binalar sağlam da özel sektörün yaptığı binalar sorunludur ve baştakilerin herhangi bir suçu yok bütün suç en dipteki gariban memurların halt yemesidir tarafgirliğiyle ifrat ve tefrit şuursuzluğundan asla kurtulamayacağız.

Bundan sonra yaşanacak deprem felaketlerindeki sorumluluk ve imar rantı kirliliğinden kurtulmak için bu ülkede imar affı kavramı tümden ortadan kaldırılmalıdır.

FARKINDA MIYIZ?

Türkiye’de etkili bir afet yönetiminin varlığından söz edilebilmesi için öncelikle afet yönetiminin afetlerin meydana getirdiği can ve mal kayıpları ortadan kaldırmak için önem kazanan bir kavram olmak yerine afetlerde kaybı en aza indirecek düzenlemelerin yapıldığı ve her geçen gün yeni ve gerekli güncellemelerin yapıldığı bir süreç haline getirilmelidir 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.