Türk futboluna yeni bir yön verme, hatta Türk sporunun yeniden yapılanmasında yeni bir adım atılmasının da tam zamanı denebilir.
Kulüpler Birliği tarafından gündeme getirilen, kulüpler Yasasının, Gençlik Hizmetleri ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan’ın önderliğinde bir an önce çıkartılması kaçınılmaz oldu..
Bugün futbolumuzun yapısına, kulüplerimizin nasıl yönetildiğine baktığımız zaman, Yasanın çıkartılmasında çok geç kalındığını görebiliriz.
Laçkalık almış başını gidiyor.. Parayı veren düdüğü öttürür sözünün arkasına sığınan yöneticiler, ne yaptıklarını bilmeden kulüpleri bataklığa sürüklemekte.
Bunun en yakın örneğini, daha geçen sezon Konyaspor’da ve Beşiktaş’ta yaşadık..
O zaman, Türk futbolunun geleceğini düşünerek, kulüplerin istikrarlı bir yapıya kavuşturulması adına Yasa mutlaka, ivedilikle çıkartılmalıdır.
Bu Yasa ile hem kulüp yönetimleri sağlam yapıya oturtulacak, hem mali istikrar sağlanacak. Ve kulüplerde gelir-gider eşitliği sağlanarak, kulüpler arasında eşit ekonomik koşullarda rekabet sağlanmış olacaktır.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan da bunun bilinci içerisinde hareket ederek Yasanın bir an önce çıkartılmasından yana tavır koymakta.
Bugün Türk futboluna baktığımız zaman, yönetimler kadar alt yapı ve istikrarsızlık sistemin ve Türk futbolunun en büyük sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Altyapı ve istikrar konusunu da sağlam temellere oturtmak için elbette ki, öncelikle kulüp yönetimlerinin sağlam yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Bu da yeni Yasayla sağlanacaktır. Tüm kulüpler Yasanın çıkması için destek olmalıdır..
xxx
Türk futbolundaki bu gerçekleri Konyaspor üzerinden de ele alabiliriz.
Geçtiğimizi hafta içerisinde, Recep Çınar arkadaşımız, Konyaspor yönetimiyle ilgili bir yazı yazdı.. Sevmek ve yanlışları eleştirme adına..
Elbette ki, sevmek, destek olmak başka, yanlışları eleştirmek başka..
Bir yöneticiyi seviyorum veya yönetimi zor koşullarda görev yapıyor diyerek desteklemek, yanlışlarına göz yummak değildir..
Konyaspor’da önce yönetim zamanında çok büyük yanlışlar yapıldı.. O dönemin başkanı Bahattin Karapınar’ı seveceğiz diye yanlışlarını dile getirmemek etik olarak doğru olur muydu?..
Bugün de Ahmet Şan ve yönetimini sevmek veya destek vermenin sonucu yanlışlarını yazmamak mı? Olmalı..
Sezon başında transferleri eleştirdik., Yanlış ve eksik transferler yapıldı dedik. Haklı çıktık.
Bugün hata yapılmıyor mu?
Yapılıyor. O zaman eleştirmeyelim mi?
Ligin ilk yarısının bitimine haftalar kala defalarca dile getirdik. Yönetimi uyardık. Ara transferde kadro biri kaleci en az 3 oyuncuyla takviye edilmelidir.. Bu transferler şimdiden belirlenerek takıma kazandırılmalı ve devre arasında Antalya’da yapılacak kampın ilk gününden itibaren takıma katılmalıdırlar diye.. Gerçi, bu Türk futbolunun en büyük hastalığı olsa gerek.
Hani nerede?.
İdari menajer mi?, teknik menajer mi? ne olduğu belli olmayan ve Hüsnü Özkara döneminde gelmesine rağmen hala görevde kalan Seyit İçgül’ün Antalya kampındaki açıklamasını okuduk. Ne diyor İçgül, “transfer için temaslarımız devam ediyor. En kısa sürede bir oyuncuyu renklerimize bağlayacağız..”
Günaydın!, böyle saçma bir açıklama olabilir mi?
Futbolda, şayet teknik menajerse, o menajerin görevi; transfer edilecek futbolcuları önceden belirlemek, onlarla gerekli teması sağlayarak transferi gerçekleştirmektir.
İşte, yönetim zaafları burada da karşımıza çıkıyor., Her ne kadar Konyaspor yönetim kurulu planlı çalışsa da, özveriyle ödemeleri gerçekleştirmek için kendileri ödünç para verseler veya temin etmek konusunda çaba gösterseler de Yasanın çıkmasını bekleyen kulüplerin başında da sanırım bu koşullarda Konyaspor gelmekte.
Artık, modern futbolda yöneticilerin transferle ilgilenmeleri, takımla birlikte saha içerisine girerek reklam yapmaları devri çoktan geçti.. Yeni Yasayla bu sorunda, kulüplerin borç batağına sürüklenmesi de sona erecek.
Torku Konyaspor yönetimi, menajer Seyit İçgül’ün asil görevini bir an önce belirlemelidir. İdari menajerse o zaman kendisine ihtiyaç yoktur. Onun yapacağı işleri kulüp görevlileri de yürütür. Ama teknik menajerse, o zaman görevini iyi yapmalıdır..
Ligin ilk yarısının son haftalarında dikkatimizi çeken bir konuda, Erdal’ın durgun bir görüntü vermesi.. Hatta, Erdal Ankaragücü maçında 3 gol atmasına bile sevinemedi dersek yanlış olmaz. Neden kaynaklanıyor bilemiyoruz. Tabiî ki, bunu en iyi teknik adamlar, menajer ve takımla yakından ilgilenen yöneticiler bilebilir. Ama, gerçek olan, transferler bitmiş, sorunları çözülmüş bir Konyaspor’un ligin ikinci yarısına daha sağlam kafayla başlamasıdır..