Müjde Yeni Türkiye inşa ediliyor. Bu Türkiye’nin temeli 1946’da çok partili hayata geçildiği zaman atılmıştı. Merhum Adnan Menderes’in, Ezan-ı Muhammediye’yi asli şekline çevirdiği 1950 yılında CHP zihniyeti bu temeli yıkmak için harekete geçmiş ve 27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştirmiştir. Ben bizzat televizyon kanallarından birinde dinlemiştim; darbecilerden biri şöyle diyordu: Ezanın Arapça okunmaya başladığı gün biz 27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştirmek için karar almıştık.
Bu darbenin gerçekleştiği günden beri bu temelin yükselmesi sürekli engellendi; fakat sağduyu bu temeli yükseltmek için azimliydi. Bu günlerde “Demokratikleşme Paketi” ile bu temelin kısmen de olsa yükseldiğini görüyoruz.
“Demokratikleşme Paketi”ni okudum. Sayın Başbakan’ın dediği gibi, bu paket ilk ve son paket değildir. Bu paketin bir iksir olması da beklenemez. Bize göre bu paket gasp edilen insan hak ve hürriyetinin bir kısmının iadesinden ibarettir. Mesela ana dilde eğitim, başörtüsü, ırk, din, dil, mezhep, yaşam tarzı ve mülkiyet hakkı insan hak ve hürriyetinin bir parçasıdır.
Kimse ırkını belirleyemez, dili de öyle; insanın ana dili ne ise onun dili odur. İnsanın dinini, mezhebini seçmesi tabii hakkıdır, inancının gereği hayat tarzına göre yaşaması ve mülk edinme de tabii bir haktır.
Bu paketle başka dil ve lehçelerin önü, özel okullarda okutulmak üzere açıldı. Kamuda kılık - kıyafet serbest oldu. Irk, din, dil, mezhep ve yaşam tarzı ayrımcılığına son verildi. Ermeni ve Süryanilerin Vakıf arazileri iade edildi. Bu paketten ayrıca gasp edilen insan hak ve hürriyetinin geri kalanı ileride iade edileceği anlaşılmaktadır.
Sayın Başbakan’ın işaret ettiği gibi, bu paketle insan hak ve hürriyetinin tamamı iade edilememesinin sebebi, 27 Mayıs’ın gölgesinin devam etmesidir.
27 Mayıs, İttihat ve Terakki zihniyeti, demektir. Bu zihniyet, insan hak ve hürriyetini gasp etme esasına dayanır. Halen bu zihniyet Türkiye’ye hâkim durumdadır. Sayın Başbakan bu paket üzerinde 27 Mayıs’ın gölgesi vardır, demekle buna işaret etmektedir. Bu paketin şimdi açıklanmasının sebebi, dünya konjonktürünün bu pakette yer alan hususlara müsait olmasıdır. Aksi halde bu paketin açıklanması mümkün olmazdı. Şimdiye kadar bekletilmesinin sebebi budur.
Askeriyede, yargıda ve emniyette başörtüsünün serbest bırakılmamasının sebebi 27 Mayıs’ın gölgesinin devam etmesidir. Bu gölge gittiği zaman söz konusu kurumlarda da başörtüsü serbest bırakılacak ve ayrıca geri kalan insan hak ve hürriyetinin tamamı iade edilecektir.
Onun için bu paketi açıklayan hükümeti takdir etmek gerekir. Zaten bu hükümetin varlık sebebi de budur. Halkımız, bu hükümeti gasp edilen haklarının iadesi için iktidara getirmiştir. Ben inanıyorum ki halkımız, bu hükümeti gasp edilen haklarının geri kalanını alıncaya kadar iktidara taşıyacaktır.
Bu arada 27 Mayıs gölgesi boş durmayacaktır. Şu anda Suriye ve Mısır’da ve diğer İslâm ülkelerinde de olup bitenlerin üzerinde 27 Mayıs gölgesi vardır. Ortadoğu’da halen diktatörler varlığını sürdürüyorsa 27 Mayıs’ın gölgesi devam ediyor, demektir.
Bu paketi eleştirmek, kötülemek kolay, çözüm üretmek zordur. Aslında çözüm üretemeyenler problemin bir parçası olur. Türkiye’de muhalefet çözüm üretme yerine problemin bir parçası olması bizi üzmektedir. Bunun sebebi, onların 27 Mayıs’ın gölgesi temsilcisi olmasıdır.
Sabreder ve uzun soluklu ve ince uzun yolda azimli bir şekilde çalışmaya devam edersek 27 Mayıs’ın gölgesi inşallah üzerimizden tamamen kalkacak ve halkımız geri kalan haklarına kavuşacaktır. Hoşça kalın.