Yeni nesilde ışık var!

Yeşil, su, otoban, tren yolu fabrika;işte Avrupanın özeti
Mustafa Arslan'ın Avrupa izlenimleri-2-
 
Yeşil, su, otoban, tren yolu fabrika;
işte Avrupa’nın özeti

Almanya ile ilgili gördüklerimiz itibari ile şöyle bir özet yapabiliriz; yeşil, su, fabrika, enerji nakil hatları, otoyollar, demiryolları. Nükleer santrallerin göğe yükselen buharları dikkatlerimizi çekiyor.

Ad aldığım Rahmetli Dedem  Şükrü’nün Mustası Bozkır’ın Soğucak’ından kalkıp Aydın’a yürüyerek gidermiş rızık için. Soğucak nere, Aydın nere?
Bir kuşak sonrası ise Almanya yolunu  tutmuşlar emmizadelerim.
Anadolu’nun kavruk coğrafyasının kavruk insanları, umuttan başka azıkları olmadan çile yüklenip gelmişler buralara. Biz ki pek çok ülkeye gitmiş az buçuk okumuş insanlar olarak dil eksiğimizin ezikliği ile yürüyoruz Köln istasyonuna. Ah Bayram Emmim, ah Ali Dayım siz siz ne yaptınız buralarda? Hangi madendeki bitmez güne zift karası geceleri eklediniz bu gavur ellerde?
Almanya’da yabancı, Türkiye’de Alamancı!
Hep gurbette olma hissi.
Yılın 11 ayını izinde, vatanda, akraba-ı taallukatın yanında, çocukluk arkadaşlarının arasında geçirmek, ilk gençliğin tadıldığı tarlalarda, şoselerde yürümek!
Harman sonrası şenlik havasında geçen günler. Geçmek bilmeyen 11 ay, su gibi akan 30 gün.
Almanya’da yabancı, Türkiye’de Alamancı!
Artık bu ironik nitelemenin ötesine doğru gidiyor yaşanan gerçekler. Türkiye’de daha iyi bir hayat için çekilen gurbet günleri, ayları, yılları tamamlandıktan, ailenin fertleri Avrupa’da toplandıktan ve dahası ikinci üçüncü nesilden sonra işler de değişmeye başlıyor.
Gurbetin ve Avrupa tarzı hayatın dişlileri arasında kayboluyor bir kısmı. Diğer önemli bir kısmı kenetleniyor. Kimliğini, kültürünü, inancını daha bir yüksek hisle, daha bir yüksek sesle kavrayıp ifade ediyor. Çocuklar okula gidiyor. Dil öğreniyor. İş öğreniyor. Hatta iş sahibi oluyor.
Geçtiğimiz Salı Merhaba’nın manşeti, Almanya’daki iş fırsatlarına dönük idi.
Almanya sanayi ve ticaretinin kalbi Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nden geliyordu heyet. İçlerinde avukat, mali müşavirler vardı. Birleşmişler, danışmanlık hizmeti yürütüyorlar. Almancaları, İngilizceleri, Fransızcaları var. Türkler. Girişimciler. Dün işaret ettiğimiz Alman usulünü tatbik ediyorlar; ciddi ve disiplinliler. Benzer sunumu bize Düsseldorf Ticaret Odası’nda da yapmışlardı.
İlk ve ikinci nesil emekli.
Çocukluk arkadaşları ya ahirete göçmüş ya da köylerinden, kasabalarından, mahallelerinden başka yerlere. Çok şey yaşanmış. Çok sevinçler, hüzünler. Herkes torun torba sahibi olmuş. Dönseler aradıklarını bulamayacaklar. Nitekim dönenler var. Buruklar onlar da. Orada, küçük evlerinde ama çoluk çocuklarının yanında bir şekilde vakit geçiriyorlar. Camilerine gidiyorlar. Aktif bir sosyal hayat var. Avrupa Milli Görüş Teşkilatları gibi organizasyonlar var. Türk camileri, Türk sokakları, Türk kahveleri var.
Dönmek mi kalmak mı ikilemi şimdilerde kalmaktan yana ağırlık kazanmış durumda.
Gençlere dönelim.
Düsseldorf Ticaret Odası’nda da Konya Sanayi Odası’nda da konuşan gençler.
İşte onlardaki ışığı iyi yakalamamız lazım.
Onların inanç ve kimliklerini yitirmeden, özgüvenleri ile alperen olmalarını temenni etmek, sağlamak lazım.
Gezimize dönelim.
Almanya ile ilgili gördüklerimiz itibari ile şöyle bir özet yapabiliriz; yeşil, su, fabrika, enerji nakil hatları, otoyollar, demiryolları. Nükleer santrallerin göğe yükseler buharları dikkatlerimizi çekiyor.
Uçakta gördüğümüz hardal sarısı da tabiata renk vermiş.
İlk iki günü Matbaa Fuarı’nda tamamlıyoruz.
Ekibimizden dönmek arzusunda olanlar var.
Biz de Sevgili Lokman ile gezinin başından sonuna kadar çırpınan, gayretini ortaya koyan Mustafa Akgöl kardeşimizle de konuşarak kendimize bir yol çiziyoruz.
Sabah saatlerinde Köln’den Dom Katedrali yakınlarındaki tren istasyonundan Brüksel’e hareket ediyoruz.


Yol boyunca yeşilliklerde yayılan Holstein’ları gördükçe, Burhan Şener Hoca, Hamdi Yıldırım ve Ahmet Köseoğlu’nun kulaklarını çınlatıyorum. Benzer bir tren yolculuğunda ‘Bu çayırlarda insanın yayılası geliyor’ esprilerini aktarıyorum Lokman’a. Haksız da değiller hani!
Hızlı trende bizimkinde olduğu gibi hız göstergesi yok.
Bir hayli pahalı kişi başı 55 euro.
Paris’e kadar uzanıyor. Belçika’da iki çoğunluğu oluşturan , Flamanlarla Valonlar birbirlerinden ayrılmak istiyor. Önceden kömür bölgesi imiş Valonlar’ın Bölgesi şimdi ise kendilerine yük görüyor Flamanlar.
Hızlı trende koltuk komşum bir Hintli. Paris’teki Hintli istilasının kötü bir habercisi olduğunu sonradan anlıyorum.
Bizi Brüksel’de Abdülkadir Toprak karşılıyor.
Mihmandarımız sağlam bir delikanlı.
Brüksel Tren İstasyonu’nda demiryollarının önemini bir defa daha kavrıyoruz. Örümcek ağı gibi ama karmaşa içinde bir düzen var.
Belçika sıkıntılı bir ülke.
Flamanlarla Valonlar birbirlerinden ayrılmak istiyor. Önceden kömür bölgesi imiş Valonlar’ın Bölgesi şimdi ise kendilerine yük görüyor Flamanlar. Bölgeye göre konuşulan diller de değişiyor.
Brüksel’de nerede ise Beyoğlu’na benzer bir caddeye götürüyor bizi Abdülkadir.
Burada da dönerci baş köşede. Avrupa’ya ne götürdük bilemiyorum ama döner ile midelerini fethettiğimiz bir gerçek.
Brüksel gezimizin bu defaki durağı Atomyum.

Şu Avrupalılar zeki adamlar. Her şehire bir sembol yapmışlar para basıyorlar. Paris’te Eyfel Kulesi, Roterdam’da Euromast, Brüksel’de Atomyum...
Konya’nın da böylesi bir esere ihtiyacı var. Ama yer saatinde olduğu gibi uçmadan, ayakları yere basan bir esere. Mevlana’yı, Meram’ı, Konya’nın değerlerini gezdikten son noktayı koyacakları bir eser. Hoş Kule de böyle bir fonksiyonu görece ifa edebilir. Ama!
Kapanma vaktinden sonraya gelmişiz Atomyum’a. Etrafı yemyeşil. Yine traşlanmış bitkiler var, su var.

Sonraki durağımız Avrupa Birliği Merkezi.

Yorgun günümüzü Türk Mahallesi’nde devam ettiriyoruz.
Emirdağlılar muhtariyet kurmuş buralarda adeta.
Türkçe tabelalar, Fenerbahçe fanatiği olduğu anlaşılan otopark, Fatih Camii...
Belçika ile Almanya arasında öncelikle otoyolların kalitesi konusunda Belçika’nın aleyhine bir durum var. Ancak tüm otoyollar ışıklandırılmış. Abdülkadir’in verdiği bilgiye göre elektrik parasını Almanya savaş tazminatı olarak karşılıyormuş. Bu Almanya da ne kadar çok yük taşıyor. Doğu Almanya’yı hazmetti. Belçika’y ı taşıyor. Yunanistan’ı taşıyor. Taşıyor da taşıyor.

Yayaların kayıtsız şartsız geçiş üstünlüğü var.
Korna ise nerede ise yasak.
Bisikletler tüm Avrupa’da olduğu gibi burada da çok yaygın olarak kullanılıyor.
İlginçtir kapanan dükkanlar gördük Belçika’da. Derinden derine yaşanan bir kriz var buralarda.
Gezdikçe kapıldığınız his şu; İstanbul’da bir tanıdık ile karşılaşma yüzdeniz ile Brüksel, Köln, Düseldorf ya da Amsterdam ya da Paris’te bir tanıdıkla karşılaşma ihtimaliniz karşılaştırıldığında öyle ki Avrupa’daki daha fazla.
Gece için Abdülkadir’in oturduğu Brüksel yakınlarındaki La Louviere’e geçiyoruz.
Buradaki hoş sürpriz, televizyonun birinci kanalındaki Konya Televizyonu oluyor.

YARIN
Hollanda ve Fransa

-----------------------
 
 
ANKARA-EGE ETABI

29 Nisan’da dönüyoruz Konya’ya.
İşlerimizi toparlıyoruz.


4 Haziran’da Basın İlan Kurumu’nun İstanbul dışındaki ilk yönetim kurulu toplantısını İzmir’de gerçekleştireceğiz.
Sevgili Kerem İşkan, Selçuklu Yayın Grubu’nun Konya odaklı kahvaltılarını organize ediyor. O hafta için Ankara’dan misafirimiz Gümrük ve Ticaret Bakanlık Müsteşarı Ziya Altunyaldız ile birlikteyiz. Kerem’le birlikte Sefa Özdemir, Konya Televizyonu Ankara Temsilcisi Dursun Erkılıç ve Konya Televizyonu Muhabiri Sami Atıcı ekran önünde. Canlı yayınların kahramanları Ufuk, Fatih, İbrahim ve Mustafa ekran arkasında. Tacettin Dergahı’nın tadılası atmosferinde yapıyoruz programı. Sabah er vakitte çıktığımız yol bereketle devam ediyor. Programın arkasından öğleyin Konyalı Hacı Usta’da İller Bankası Genel Müdürü dostumuz, ağabeyimiz Ahmet Candan ve yakın mesai arkadaşı, Ankara Basın Yayın’dan halef-selef olduğumuz Yener Lütfü Mert ile birlikte aynı masayı paylaşıyoruz. Sıcak bir ortam. Vakfılar Genel Müdürü Dr. Adnan Ertem, BİK Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda. O Konya’da biz Ankara’dayız. Masamıza telefonla konuk oluyor Adnan Bey de. Sohbet koyu. Bir diğer telefon konuğumuz ise dostum Başbakanlık Personel Prensipler Genel Müdürü Faruk Özçelik. Genel Müdür meyvesi veren ağacı konuşuyoruz, Ahmet Bey, Faruk Beyle. O ağacın hikayesini nasip olur ileride paylaşırız diye ümit ediyorum.
Kerem ve Dursun Bey misafirimizle Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nde programa başlarken biz de Ahmet Bey ve Yener’den müsade alıp yola koyuluyoruz.

KÜTAHYA
2 Haziran çok çok erken saatte Kerem ile başlayan yolculuğumuz Sefa Özdemir ile Eskişehir üzerinden Kütahya’ya doğru devam ediyor.
Bizim Yönetim Kurulu toplantısını vesile bilerek, BİK Genel Kurulu’nda Anadolu Gazete Sahipleri Temsilciliği görevini birlikte yürüttüğümüz Bursa Cemiyet Başkanımız Nuri Kolaylı ve değerli çalışma arkadaşı Sinan Kardeşim ile Kütahya’da buluşuyoruz.
Kütahya Gazeteciler Cemiyet Başkanı İhsan Tunçoğlu Bey gazete sahibi ve yöneticisi arkadaşları toplamış bizi bekliyor. Hilton Garden’deki toplantıya heyetimizle birlikte Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İhsan Tunçoğlu, Cemiyet Genel Sekreteri ve İhlas Haber Ajansı Temsilcisi Hüseyin Efe, Yeni Kütahya Gazetesi Sahipleri Mehmet Yaylıoğlu ve Önder Yaylıoğlu, Kütahya Zafer Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ramazan Doğan katılıyor. Gazetelerin evliliği konusunun da yer aldığı verimli bir sohbetin ardından Uşak’a yola çıkıyoruz.


UŞAK
Akşam saatlerinde ulaştığımız Uşak’ta iki cemiyet başkanımızın misafiriyiz. Uşak Faal Gazeteciler Derneği Başkanı Coşkun Özler üstad ve Uşak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Abdurrahman Yavuz. Coşkun Abi’nin Uşak İlk Haber ve Uşak Haber Gazeteleri ile Abdurrahman Yavuz’un Uşak Olay ve Bir Eylül Gazeteleri var. Diğer Gazete Uşak Yenigün’ün sahibi dostumuz İbrahim Ethem Bilici bu aralar Konya’da.

O FOTOĞRAFI COŞKUN ABİ’NİN BABASI ÇEKMİŞ
Ünlü bir fotoğraf var. Hepiniz görmüşsünüzdür. Dökülen kıyafetlerle dimdik ayakta bir grup… İşte o fotoğrafı Coşkun Abi’nin babası çekmiş.


ERKUŞ DÖKÜM UŞAK’TA

Konya markalarının gittiğimiz il ve ülkelerdeki varlığı bize sürur veriyor. İşte Uşak kaldırımlarında bir Konya markası; Erkuş Döküm…


Devam edecek...
YARIN: DENİZLİ, AYDIN, İZMİR
Bir Önceki Yazı: Fuardan üretilen fırsat TIKLAYIN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri