Mısır hükümetinin son derece yanlı ve hak hukuk tanımaz 529 idam karârının acısını yüreğimizde yaşarken buna 683 idam karârı yeniden eklendi böylece acımız daha bir katmerlendi. İslam coğrafyasında bu yaşanan yakışıksız yanlışlıklar daha ne kadar devam edecek? İçinde bulunduğumuz üç ayların rahmet iklimi ne zaman gönüllere inecek? Bir şey yapamamanın yalnızca seyretmenin verdiği sancı bizleri için için etkiliyor. İnsan hakları savunucularına değil, Batı’ya değil, A.B.D’ye değil biz kâinâtın yüce sâhibine yöneliyoruz ancak işlenen günahların faturasının da çok kabarık olduğunu da az çok görebiliyoruz…
Mısır’da önce 529 daha sonraki günlerde bu yetmiyormuş gibi 683 kişiye daha verilen idam cezâlarına insanca bir tepki göstermeyen Batı ve yandaşları yine bir utanç tablosu sergilediler. Bu yanlışa ufak tefek cılız sesler geldi ama bizce bu asla yeterli değildir. Ayni sesler ülkemizde Gezi hâdiselerini verirken dünyâyı ayağa kaldırırcasına Türkiye’de kan gövdeyi götürüyor yaygarasıyla, basın-yayınıyla bu menfi vaziyeti bir kalkışmaya dönüştürmek için epey emek harcamışlardı. Artık Batı’nın bu çifte standardını herkes açıkça görmüştür.
Türkiye’de günlerdir bu acı idam kararlarının protestoları icra ediliyor ve devam da edecektir. Ülkemizin en üst düzeydeki devlet adamları, Diyânet, sivil toplum kuruluşları şimdi de fakülte rektörleri olarak; Mısır Baş Müftüsüne: ‘İdamları Durdurun’ çağrısı yaptı. Rektörlerin Müftüye gönderdikleri ortak mektupta, Mısır’ın İslam dünyâsındaki önemi ve öncü rolü vurgulanarak; ‘Önceki idam cezâsına çarptırılanlardan 37 kişinin idam cezâlarının onaylandığı 492 sinin ömür boyu müebbet hapse çevrildiği bir trajedinin ardından verilen 683 idam karârı Türkiye halkını derinden sarstığı ve üzüntüye boğduğu’ belirtildi. Ardından; “Mahkemenin görüşlerinizi almak amacıyla zâtı âlinize gönderdiği idam cezâlarının durdurulması konusunda hoşgörü ve adâletle karar vereceğinize umudumuzu ifâde etmek isteriz. Müslüman toplulukların özgür irâdeleri ile kendi geleceklerine sâhip çıkmaları, sivil, saydam ve hesap verilebilir yönetim arayışları en tabi demokratik haklardandır. Bu mâsum ve meşru arayışlarını şiddete başvurmadan dile getiren, serbest seçimlerde yaptıkları tercihin arkasında duran sivillerin cezâlandırılması hukûken, vicdânen, ahlâken ve dînen kabul edilemez. Bu hakikati sizin de takdir edeceğinize ilişkin umudumuzu korumak isteriz. Mısır vatandaşlarının idâm karârı aceleyle verilmiş, Birleşmiş Milletler ve uluslar arası af örgütleri Mısır’da tecelli eden adâletsizliğe işâret edilmiştir. Mısır ve İslam dünyâsında derin yaralar açacağı âşikar olan infazların durdurulması ve haklarında idam karârı verilen kişilerin af edilerek onurlarının iade edilmesi konusunda cesur ve âdil girişimlerde bulunacağınıza olan inancımızı ifâde etmek isteriz.” İçerikli gönderilen istek mektubu bu menfur olaya râzı olmadığımızın açık bir göstergesidir.
Daha öncesindeki idam kararlarının da çok ağır bir insan hakları ihlâli olduğu husûsu için T.B.M.M’den iktidar ve muhalefetiyle birlikte kınama gelmişti. Meclis çatısı altındaki ‘İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’ndan bir heyetin inceleme yapmak üzere Mısır’a bir heyet gönderilmek istenmiş ancak bu istek Mısır hükümetince reddedilmişti. Hiçbir hak hukuk kuralı tanımadan alelacele verilen bu idam kararları hem Mısır’da hem de dünyâda insanlarını hızla kutuplaşmaya götüren son derece isâbetsiz kararlardır. Bu haksızlık karşısında mevcut Mısır hükümetine medeni atfedilen (!) demokratik ülkeler nezdinde herhangi bir ciddi yaptırım girişimi veya kararın yanlışlığını ifâde eden bir izahat ne yazık ki yapılmamıştır. Dünya uzunca süredir İslam ülkelerindeki olumsuzlukları yalnızca seyretmekle yetinmektedir. Medeni dünyânın (!) bu utanç verici suskunluğu gerçekten acı bir tablodur. Haksızlıklar karşısında susan şeytan odaklar bugün bütün netliğiyle ortadadır.
Son aylarda Mısır’da müthiş hak ihlalleri yaşanmış, binlerce kişi öldürülmüş, hapislerde haksız yere işkenceler son hızla devam etmiş neticede güzelim Mısır’da kan ve gözyaşı akmıştır. Yargısız infazlar sürerken peş peşe verilen binleri geçen idam kararları ciğerleri dağlarken daha ne kadar hak hukuk ihlâlini ağzı açık seyredeceğiz? Yaşadığımız özgürlük çağında (!) herkesin yaşama hürriyeti na hak yere elinden alınamaz verilen ölüm cezâları insanlık onuru ile bağdaşamaz. Böylesi bir karar daha uygulamadan dahi ki inşaALLAH uygulanmaz, Mısır’da bile kin ve intikam duygularının yerleşmesine sebep olurken diğer İslam ülkelerinde de istikrarsızlığa sebep olacağı âşikardır.
Bizler de diğer sivil toplum kuruluşları gibi evrensel hukûka ters olan böylesi siyâsi olduğu apaçık olan idam kararlarını kınıyoruz, tüm kalbimizle tel’in ediyoruz. İnsan hak ve onuruna saygı temelinde ülke, bölge ve dünya barışına katkı sağlayacak daha farklı adâlet arayışlarının sürdürülmesini âcilen yetkililerden talep ediyoruz. Mısır’ın acısı acımızdır, yarası yaramızdır. Biz Türkiye olarak katil, zâlim Sisi’yi ve destekçisi A.B.D’yi yaptıkları acımasızlıklardan dolayı bir kez daha protesto ediyor ve mâsumların safında olacağımızı haykırıyoruz.