Birileri hala inanmasa da bundan böyle hayatın her safhasında sıkça karşılaşacağımız bir yeni dünya tasarımının yapılıyor olduğu gerçeği var.
Her tasarım mutlaka uygulanacak değildir diyenler olabilir.
Veya insanlar bir şey tasarladıklarında uygulamaya geçildiğinde illaki tasarlanan şeyler birebir uygulanmaz ve küçük büyük değişiklikler olabilir denilebilir.
Bu iki düşünce doğru olmakla birlikte birilerinin bir şeyler tasarladığı ve bizim coğrafyamızda sık sık söylenen “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Üstelik bir diğer gerçek de tasarlanan şeyin birebir uygulanmayabileceğinin yanında uygulama aşamasında tasarlanan şeyin daha mükemmel hale getirilebileceği gerçeği de ortada durmaktadır.
Kısa adı WEF olan dünya ekonomik forumlarında dünyanın yeniden tasarlanması için yapılan çalışmaların hiç saklanmadan gizlenmeden ifade edildiğine ve bunlar bazı insanların fantezilerinden ileri gitmeyen komplo teorileridir diye hala inanmayanlara bir sözümüz yok.
Biz son 5 yılda yaşanan ekonomik, sosyal krizler ile savaşların ve yaşanan pandeminin bu tasarımın uygulanmasının insanlar üzerindeki etkisinin ne olacağını test edilmesi aşaması olarak görüyoruz.
Aslında açık seçik olarak ifade etmek gerekirse kobay olarak seçilen dünya milletlerinin ve devletlerinin küresel hegemonyaya karşı davranışlarının ne olacağını yaşayarak görmüş olduk.
Sonuç maalesef bizim milletimizde dâhil olmak üzere pek çok coğrafyada insanlar içeriği hala tam olarak açıklanamayan sıvıların vücutlarına zerk edilmesine karşı çıkmak bir yana gönüllü oldular.
Olan bitene bakınca tam olarak anlaşılamamış olsa da insanların aklına bu tür projelerin neyin karşılığında en başta bizim ülkede uygulanıyor olduğu şüphesi gelip yerleşiyor.
Mesela virüs pandemisinde ilk aşı uygulanan ülkelerden biri olmamız yanında, karbon ayak izi uygulaması ile zamanın merkez bankası başkanının dijital paranın ilk uygulanacak ülkelerden birinin Türkiye olduğu açıklaması insanda kuşku uyandıran başka bir husustur.
Diğer taraftan Pandemi zamanında olduğu gibi medya eliyle topyekûn saldırıya geçilerek iklim değişikliği üzerinden bilmem kaç yüz bin yılın en sıcak günü şeklinde bir algı yönetimi yaparak insanları karbon vergisi fikrine razı etmeye çalışıyorlar.
Bir defa daha aynı tuzağa düşecek olursak çok kısa bir zaman sonra güneşin karartılması ile devam edecek olan süreç dijital kölelikle sonuçlanacak.
İnsan hayatını kolaylaştırmak adına ardı ardına uzaya gönderilen uydular aracılığıyla gönderilen frekanslar sonucu tetiklenen yangınlar, seller, kuraklık, depremler derken günlük hayatın velvelesine kapılan insanlar etraflarında nelerin olup bittiğini fark edemedikleri maalesef edenler tek tük kenarda kalanlar da aşağılanmaya çalışılarak manipüle ediliyorlar.
Yaz sıcağı bahane edilerek medya ve siyaset desteği ile sanki ilk defa yaz mevsimi yaşıyormuşuz ve ilk defa sıcaklar oluyor ve sanki ilk defa orman yangını oluyormuşçasına bir atmosfer oluşturarak cehennemi yeryüzüne indirmeye çalışanlara fırsat vermemek gerekmektedir.
Eğer insanlar yaşanan bu algı krizini sorgulamazlarsa orman yangınları, tarım arazilerindeki yangınlar, aşı sonucu oluşan hayvan ölümleri ile kurulmaya çalışılan yapay hayat tuzaklarını da asla anlayamayacaklardır.
Yeni dünya düzeninde kobay olmak ifadesi milletimiz için ağır bir ifade olur diyenler için yeni dünya düzeninin laboratuvar ülkelerinden birisi olarak küreselcilerin oyuncağı olmuşuz da diyebiliriz.
Arkadaş sıcaklık denilince Meteoroloji diye bir kurum var diyenlere bir hatırlatma yapalım. Yıl 2000 aylardan ağustos ayı Ecevit hükümeti işbaşında. 39 dereceye yaklaşan sıcaklar nedeniyle kamuda çalışıp sıcak tatili yapanlar hayattalar ve sıcaklık değerlerinin o gün de bu günde kaydını tutan Meteoroloji hala faaliyette.
FARKINDA MIYIZ?
Yeni dünya düzeni adına adım başına bir tuzak kuran iblisin uşaklarını def etmek ve tuzaklarını boşa çıkarmak esasında çok kolaydır.
Ancak öncelikle onlarla beraber olan Müslümanların aralarından çıkması gerekir.