Bu yazımızda meclise sunulan yeni anayasa teklifini değerlendirecektik. Geçen cumartesi akşamı İstanbul’da bir patlama oldu. Çoğunluğu polis olmak üzere 44 vatandaşımız şehit oldu. Yeni anayasa teklifinin sunulduğu günün ardından, Mevlit Kandili arifesinde İstanbul’da terör örgütlerinin kan akıtması tesadüfî değildir. Hedef milleti tedirgin etmek ve ülkeyi Suriyeleştirme gayretidir.
Başarılı olabilirler mi? Hayır. Çünkü bu millet asil bir millettir. Dinine, değerlerine, tarihine, vatanına bağlı bir millettir. İstiklaline düşkün bir ümmettir. Tarih buna şahittir.
Bu gerçeği, geçen cumartesi günü İstanbul’u kana boyayan iç ve dış düşmanlar bilmez mi? bilirler. Peki, neden böyle davranıyorlar? diye bir soru aklınıza gelebilir. Bunun cevabı şudur: Türkiye’nin başını kaldırmasına, etrafına bir bakmasına müsaade etmek istemiyorlar. Türkiye toparlanırsa, Bağdat’ın, Suriye’nin, Kudüs’ün, Mısır’ın, Balkanların ve Afrika’nın bağımsızlığını kazanacaklarını bilmektedirler.
Bu arada bizim de toparlanmamız gerekir. Yani ekonomik ve manevi alanlarda ilerlemek için yeni hamleler gerçekleştirmemiz gerekir. Bunun için plan ve projeler hazırlanması gerekir. 15 Temmuz’da başarılı olamayanlar, bugün ekonomik yönden Türkiye’yi çökertmek için doları silah olarak kullanmaya başladılar. Bu konuda ciddi tedbirler alınması gerekir. Dolardan tamamen kopmak için yeni düzenlemeler getirmek gerekir. Faizi sıfırlamak gerekir. Çünkü faiz, alın terini sömürme vasıtasıdır. Bu sebeple Allah faiz alan, veren milletlerle harp halindedir. Bu konu ile ilgili ayetleri okuyun. Bir kısım Müslümanlar nazarında dahi faiz çağın gereği anlayışı hâkimdir. Faiz ekonominin gereği diye düşünmektedir. Yani bir kısım Müslümanlar faizden rahatsız değildir, alıp veriyorlar ve parasını, dolarını faizi esas alan bankalara yatırtmaktadır. Nikâhsız yaşam bir kısım halkın gözünde normal hale geldi. Gençlerimiz zamanında evlenmiyorlar, ekseriyeti otuz yaşına yakın veya otuz yaşın üzerinde evleniyorlar, bir kısmı hiç evlenmiyor. Evlenenler, bir veya iki çocuktan fazla çocuk yapmama konusunda yarışıyorlar (!?) Hani rızkı Allah veriyordu, buna inanıyorduk, ne oldu? İman zayıflığı veya imanda bir pürüz var demektir.
Üniversitelerimizin bir kısmı maşallah toplum sorunlarından uzak, kendi kamplarına çekilmiş, toplumu hiç ilgilendirmeyen sözde bilimsel çalışmalar yapıyor! Diyanet İşleri Başkanlığı ise kuruluş felsefesi gereği sadece halkın ibadetiyle ve birazda halka ahlak dersi vermekle meşguldür.
Bizim gayemiz, üniversitelerimizin bir kısmını ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nı karalamak değil, bir gerçeği dile getirmek içindir. Sözünü ettiğimiz konulara da eğilmesi için bir hatırlatma yaptık. Sayın Cumhurbaşkanı. Faizin bir sömürü aracı olduğunu söylüyor ve bu konuda yalnız olduğunu söylüyor. Neden devlet kurumları bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı’nı yalnız bırakıyor? Bunun cevabı basit, faiz damarlarımıza işledi de ondan. Peygamber (s.av.) şöyle buyurur: “Haramla beslenen vücut cehenneme layık bir vücuttur.” Böyle bir vücuda sahip olan devlet kurumları elbette Sayın Cumhurbaşkanını yalnız bırakır.
Basından öğrendiğimize göre, ABD, meclise sunulan yeni anayasa teklifinden rahatsız olmuştur. Geçen cumartesi günü İstanbul’da terörün kan akıtmasının bununla bir bağının olup olmadığı araştırılmalı. Bize göre bu menfur saldırının yeni anaysa teklifi ile de ilgisi var olabilir. Bu çok yönlü araştırılmalı.
Yeni anayasa teklifinde Cumhurbaşkanlığı sisteminin eli güçlendirilmiştir. İnşallah ilerde laik sistemden de kurtuluruz. Böylece terörü besleyen kaynaklar da kurutulmuş olur. Hoşça kalın.