Sezonun yükünü omuzlarına yüklediğimiz bir maçtı Göztepe maçı...
Alsaydın 3 puanı, son Fenerbahçe maçı turistik geziden başka bir anlam taşımayacaktı...
Olmadı...
Stresi ve baskısı ağır bir karşılaşmaydı...
Eyvallah...
Erken bir gol bulabilmek çok önemli bu tür maçlarda...
Ancak, plansız, programsız ve 4-1-4-1 gibi, hiçbir manası olmayan bu sistemle değil...
Topun sende kalmasını sağlayacak, pas oyununu tercih eden bir futbol aklıyla olabilirdi bu...
Tribünlerin “ekstra mamalı” dediği Göztepe'nin direnci ancak böyle kırılabilirdi!
Senin için hayati bir anlamı olan bu maçta, gol bulmada geçen her saniye, her dakika stresin artması, çarenin tükenmesi ve problemin çözülmesinin zorlaşması anlamına gelebilirdi...
Nitekim öyle de oldu...
Bu futbol aklının doğru durmadığını gördük maalesef...
Laf olsun türünden yapılan paslar, tesadüflere kalmış pozisyonlar, plansız ve ne yaptığını bilmeyen bir takım görüntüsü ile baş başa kaldık...
Öyle ki kos koca 45 dakikada sadece Selim'in yakaladığı, ama değerlendiremediği pozisyonunun dışında ciddi bir tehdidi olmadı Atiker Konyaspor'un...
Dolayısıyla, bu da maçın gidişatının vehametini anlatan en çarpıcı detaydı...
Rakibinin pozisyonları saymaya gerek yok...
Sadece Demba Ba'nın girdiği bir kamyon dolusu pozisyon var...
“İlk yarı kabus gibi geçti” dersek yeridir...
İkinci yarıya Moke'yi kenara alıp, Orkan Çınar'ı oyuna alarak uzaktan atılacak şutlarla ve bu oyuncunun ortaları ile sorunu çözeceğini düşündü Sergen Yalçın...
Güzel...
Ama, madem Orkan'ı aldın, yüksek toplarda etkili olan Jahoviç'i kenarda tutmanın manası ne?
Sergen Yalçın'ın bu futbol aklını anlayabilmiş değilim...
Bu maça Eto'o'yla başladığını anlayamadığım gibi...
Tribünlerin dışında, hiçbir şeyin tatmin etmediği bir futbol günü çok daha iyi bir sonuçla bitmeliydi...
Yine olmadı...
Olmazdı zaten...
Çünkü, pas oyununda yoksan, çünkü, adam eksiltmede yetersizsen, çünkü, rakip kalede ciddi ciddi bir tehdit oluşturamazsan, nasıl gol atacaksın, nasıl maç kazanacaksın?
Nasıl?
Cumartesi günü oynanan Göztepe maçında Atiker Konyaspor, ne fiziksel, ne zihinsel ve en önemlisi de teknik ve taktik olarak sınıfta kaldı...
Bir takımın oyun planı olmaz mı?
“Var” diyen çıksın, bize de anlatsın...
Bir takımın stratejisi olmaz mı?
“Var” diyen anlatsın da, biz de bilelim...
Neresinden tutarsınız tutun elinizde kalacak bir takım vardı sahada...
Atiker Konyaspor'un futbol takımı olarak iflas ettiğinin göstergesidir Göztepe performansı...
Bursa, kazanmasına rağmen Karabükspor maçlarındaki performansı gibi...
Gerçekten yazık...
Bu şehir bunları hak etmiyor...
Hem de başından sonuna kadar...
Konya'ya, Konyaspor'a, özellikle de taraftarlara reva değil bu yaşanan ve yaşatılanlar...
Gidişata müdahale konusunda kimsenin kılı kıpırdamadı...
Ne perdenin önündekiler, ne de perdenin arkasındakiler...
Yazık...
Hem de çok yazık.