Yazarlığa ve şairliğe hayatını adadı

Yazar-Şair Salih Sedat Ersöz, “Şiiri ve şiir yazmayı çok seviyorum. Yazarlığım ve şairliğim Ortaokul yıllarıma dayanır. İlkokul yıllarımdan itibaren kitap okumaya çok düşkündüm. Ortaokul yıllarımda babamın da teşviki ile yazmaya başladım” dedi

Gazetemizin Ramazan Söyleşilerine konuk olan Yazar-Şair Salih Sedat Ersöz, mesleki kariyeri, yazarlık ve şairlik serüveni ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bugüne kadar çok sayıda kitap çalışmasına imza atan Salih Sedat Ersöz, “Yazarlık benim için bir tutku. Şiir yazarak, kendimi buluyorum. Ortaokul yıllarından bu yana şiir yazıyorum” dedi.

** Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

06.08.1956 tarihinde Akören’de dünyaya geldim. İlk, Orta, Lise ve Yüksek Okul öğrenimini Konya’da tamamladım. Son olarak Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji bölümünden mezun oldum. Girdiğim müfettişlik sınavını kazanarak Ankara’da 6 ay müfettişlik kursu gördüm ve ilköğretim müfettişi olmaya hak kazandım. Eğitim Fakültesi akşam bölümünde okurken aynı anda gazeteciliğe başladım. Türkiye’de Yarın Gazetesi’nde 4 yıl muhabirlik ve yazarlık yaptım. Diyarbakır Çınar Lisesinde başladığım öğretmenliği, Çumra Güneybağ Ortaokulu ve Konya Meram Ortaokulu’n da devam ettirdim. Toplam 15 yıl boyunca yaptığım öğretmenlik ve idarecilik hayatımın 11 yılını geçirdiğim Meram Ortaokulu’nda çıkardığım okul dergisinde yazarlığı devam ettirdim. 1996 yılında REFAH-YOL hükümeti kurulunca Konya İl Kültür Müdürlüğü görevine atandım. Bu görevde iken 28 Şubat Post modern darbesi gerçekleşti ve yeni kurulan ANASOL-D hükümeti tarafından görevden alındım. İl Kültür Müdürü iken düzenlediğim İstiklâl Marşı ile ilgili kompozisyon ve tamamını ezbere güzel okuma yarışması faaliyetini kitaplaştırdım. Daha sonra Konya Büyükşehir Belediye’sine Genel Sekreter Yardımcısı olarak atandım. 7 yıl yaptığım bu görevim esnasında, yayımlanan çok sayıda kitabın editörlüğünü yaptım. Prestij kitap mahiyetinde hazırlanan ve Konya Büyükşehir Yayınları arasında çıkan Konya ve Mevlâna kitaplarının baştan sona hazırlığını bizzat yaptım.31 Aralık 2003 tarihinde bu görevimden istifa ederek, 2004 Mart yerel seçimleri dolayısı ile Ak Parti’den Konya Meram Belediyesi aday adayı oldum ama başkan olmak nasip olmayınca tekrar Büyükşehir Belediyesi’ne dönüş yaptım. Geçmişte Konyaspor Yönetim Kurulu Üyeliği ve Asbaşkanlık görevlerinde bulundum. İlim Yayma Cemiyeti Konya Şubesi kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyeliği, İki Doğu İki Batı Uluslararası Öğrenci Derneği İstişare Kurulu Üyeliği yaptım. Halen Konya STK Platformu Danışma Kurulu üyeliği, İlim Yayma Cemiyeti Konya Şubesi Denetim Kurulu Üyeliği, Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Denetim Kurulu Üyeliği ve Üst Kurul delegeliği görevlerim var. Kendi kalemimden çıkan ve yayınlanan; Bir Vatan Toprağı Suriye, Aydan Arı Günden Duru, Arzın Kalbine Yolculuk, Babam Veyis Ersöz ve Yaşadıklarımız ile 1876’dan bugüne Siyasi Faaliyetler, Darbeler, Muhtıralar isimli kitaplarım ayrıca Çağlayan Duygular isimli şiir kitabım mevcuttur.

STK’LARIN KONYA KÜLTÜRÜNE OLUMLU KATKILARI VAR

 **Konya kültürüne dair önemli eserleriniz var sizce Konya’da kültürel anlamda ne gibi değişimler meydana geldi?

-Benim ve diğer Konyalı yazar ve şairlerin Konya kültürüne dair yaptıkları faaliyetler ve ürettikleri çok sayıda eserleri var. Ayrıca Konya Sivil Toplum Kuruluşları da Konya kültürü üzerine çalışmalar yapmaktadırlar. Bunların yanında Belediyeler ve Konya İl Kültür Müdürlüğü’nün de Konya kültürünü araştırma ve geliştirme yönünde çalışmalar yaptıklarını biliyor, takip ediyoruz.  Konya STK Platformu, Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi, Konya Aydınlar Ocağı, Selçukya Kültür Sanat Derneği, İlim Yayma Cemiyeti, Birlik Vakfı ve ismini zikredemediğim çok sayıda Konya Sivil Toplum Kuruluşları bünyesinde sürekli yapılan faaliyetler yanında bendeniz gibi çok sayıda Konyalı yazar, çizer ve şairlerin gerek basın yoluyla gerekse yayınladıkları kitapları vasıtası ile Konya Kültürü üzerine vurulan mühür, bu kültürün yeni nesillere aktarılmasında önemli görev ifa etmektedir. Bütün bu faaliyetler Konya Kültürünün olumlu yönde gelişmesine büyük katkı yapmakta ve bu kültürün yayılma ve aktarılmasında önemli rol oynamaktadır. Ancak üzülerek şunu belirtmek gerekiyor. Bizim çocukluğumuzdaki kültürümüz, adet ve geleneklerimizde son yıllarda olumsuz yönde bir gidişat söz konusu. Küçüklerin büyüklere olan hürmetinde, büyüklerin de küçüklere olan sevgi ve muhabbetinde maalesef bir gerileme söz konusu. Ayrıca eş, dost ve akraba ziyaretlerinde ve yardımlaşmada da maalesef gerileme var. Bütün bunlar elbette üzücü gelişmeler. Kültür nesilden nesle aktarılır ancak nesilden nesle aktarılırken kültür de çeşitli değişiklikler görülür.  Çünkü kültürü devralan her nesil kültür üzerinde yenilikler yapar ve böylece kültürde değişmeler meydana gelir. Bu değişim, kültürün üzerine çok sayıda yeniliklerin eklenmesi ve bazı hususların da uygulanmayarak kültürden çıkarılmasıyla meydana gelir. Çok geniş bir kavramı ifade eden kültür bazı durumlarda durgun, bazı durumlarda değişkendir. Kültür; belli bir birey ya da toplumun bir bölümü tarafından oluşturulmaz. Toplumun tamamının veya çoğunluğunun kabulü ve uygulaması ile oluşur. Toplumun çoğunluğu kültürel konularda bazı değişiklikler olmasını uygulamada kabul etmişse zamanla değişir, yenilenir. Böylece her dönem kültürel özellikler farklılık gösterebilir. Bu nedenle de kültürün her dönemdeki uygulaması aynıdır diyemeyiz. Ayrıca insanların zevklerine, ihtiyaçlarına ve teknolojik gelişmelere göre de kültür üzerinde değişiklikler olabilmektedir. Ancak ne olursa olsun, sevgi, saygı, hürmet, ziyaretleşme, yardımlaşma, paylaşma ve kardeşlik gibi duyguların azalması toplumların çürümeye ve yok olmaya doğru gittiğinin göstergesidir. Bizlerin, STK ların ve Belediyelerin görevi bu olumsuz gidişi durdurmak ve toplumumuzun yok olmaya doğru gittiğini görerek bunu önlemenin çarelerini bulmaktır.

ŞAİRLİĞİM ORTAOKUL YILLARIMA DAYANIR

** Şiir yazmayı ve okumayı çok seviyorsunuz. Şiirle tanışmanız nasıl oldu şiir serüveninizi anlatır mısınız?

-Şiiri ve şiir yazmayı çok seviyorum. Yazarlığım ve şairliğim Ortaokul yıllarıma dayanır. İlkokul yıllarımdan itibaren kitap okumaya çok düşkündüm. Ortaokul yıllarımda babamın da teşviki ile yazmaya başladım. Hem nesir hem şiir yazıyordum. Yazdığım çok sayıda yazıları ve şiirleri beğenmeden çöpe atıyor, yenisini yazıyor, bu şekilde her yazdığım yazı ve şiirle kendimi geliştiriyordum. Ortaokulda iken, bir kompozisyon yarışmasına ilkokula başlama anımı yazarak katılmıştım. Bu yarışmada ödül almak bana yazarlığın kapısını aralatmış oldu. Benzer bir şekilde lisede iken mahalli bir gazete tarafından açılan Mevlâna konulu şiir yarışmasında yazdığım şiirin ödül alması da içimdeki şairlik duygusunun ortaya çıkmasına vesile oldu. Merhum babam Veyis Ersöz’ün Konya’nın tanıdığı önemli bir kültür adamı olması, yazarlık ve şairlik özelliklerinin bulunması ve yayınladığı kitaplar beni yazı ve şiir yazmaya iten önemli faktörlerdir.

**Şiir ile tanışma hikayenizden bahsetmişken, Konya maneviyatın en zirvede olduğu şehirler arasında yer alıyor Konya’da şiir yazmak nasıl bir duygu?

-Dediğiniz gibi Konya manevi duyguların zirvede olduğu bir şehirdir. Konya’nın Mevlâna şehri olması, Selçuklu Başkenti olması, Hacı Veyis Efendi ve Hacı Veyiszade Efendilerin, Tahir hocaların, babam gibi önemli kültür adamlarının çok sayıda faaliyetler icra etmesi ve eserler üretmesi, Konyalıların kendi kültürlerine bağlı kalmasında büyük rol oynamıştır. Böyle önemli bir şehirde yazarlık yapmak ve şiirler kaleme almak benim için büyük mutluluktur. Ben de merhum babam gibi bu şehirde bir iz bırakabilirsem, vefatımdan sonra eserlerimle yaşamaya devam edebilirsem beni her iki dünyada mutlu eden, iyilik ve güzellikler içinde bulunmama vesile olan çok önemli bir haslet, bir özellik gerçekleşmiş olur. Bu da benim için kıvanç kaynağıdır. Konya gibi manevi duyguların yoğun olarak yaşandığı bir şehirde benim de bu manevi duygulara katkıda bulunmak amacıyla hem insanımıza faydalı olmak, hem de geride eser bırakarak amel defterimin açık kalmasını sağlamak benim için en büyük bahtiyarlıktır.

ESERLERİMDE İLHAM KAYNAĞIM YÜREĞİMDİR

 **Konya’nın maneviyatından geçmişinden bahsettik sizin kitaplarınızda ilham kaynağınız nedir?  

-Eserlerimde ilham kaynağım yüreğimdir, kalbimdir, gönlümdür, ruhumdur, benliğimdir. İlham kaynağım beynimdir, birikimimdir. Gönlümü, ruhumu ne ile beslemişsem, yüreğimi ne ile doldurmuşsam ilham kaynağım odur.  Daha açık ifade edersem ilham kaynağımın temelini milli ve manevi duygular oluşturur. Vatan sevgisi, Bayrak sevgisi, Ezan sevgisi, Ayet ve Hadislerin ruhumda oluşturduğu coşku, Yaratan’dan ötürü yaratılanlara olan sevgi ve hürmet bunların her biri ilham kaynağımdır. Bazen direksiz, uçsuz, bucaksız gökyüzü, bazen baktığınız bir yeşillik, bazen gördüğünüz bir deniz, masum bir çocuk ilham kaynağı olabilir. Bazen okuduğunuz bir cümle, gördüğünüz bir rüya, ettiğiniz bir hayal ilham kaynağınızdır. O anki ruhsal durumunuza göre ilham kaynağınız değişiklik gösterebilir. Ne zaman, nereden, nasıl ve hangi şartta bir ilham geleceği belli olmuyor. Aniden gelişen bir olay size ilham verebilir.

**100. Yıl Marş Yarışmasında büyük bir başarı elde ettiniz. Bununla ilgili bilgi verir misiniz? 

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinasyonunda İstanbul Çekmeköy Belediyesi tarafından Cumhuriyet’in 100. Yılına istinaden bir marş yarışması düzenlenmişti. Bu yarışmaya 14 ülkeden ve ülkemizden de 81 ilden toplam 2259 şiir katıldı. Bu şiirlerin değerlendirilmesi 8 ay sürdü ve Şubat ayı içinde açıklandı. Yapılan değerlendirme sonunda marş adayı olarak, bestelenmeye hak kazanan 100 şiir belirlendi. Benim şiirim de ilk 100’e girdi. Şiirleri ilk 100 içinde yer alan şairler için geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’nde bir ödül töreni düzenlendi. Ödül töreninde ben de bulundum. Böylece yarışmanın şiir etabı tamamlanmış oldu. Bundan sonra beste yarışması başlayacak. Yarışmaya müracaat eden bestekârlar bu 100 şiirden istediklerini besteleyecekler. Şiir olarak birinci seçilmeyecek. Şiir yarışması bitti. En iyi, en güzel beste seçilen şiir 100. Yıl marşı olarak ilan edilecek. Yani artık bundan sonra iş bestekârlarda… Hangi şiirin iyi bir bestesi yapılırsa o şiir marş olma hakkını kazanacak. Bu 100 şiir bestekârların elinde yarışacak artık. Bu 100 şiirin yer aldığı bir kitap bastırıldı. 100. Yılın 100 şairi içinde yer almak güzel bir duygu.

**Son olarak gençlere neler tavsiye edersiniz

Gençlere tavsiyem öncelikle iyi ve dürüst insan olmaları sonra da iyi, faydalı, ilmi, dini, milli ve manevi duygular içeren kitapları çok okumalarıdır. Ayrıca gerek okullarında gerek işlerinde başarıyı yakalamak için gayret etmeleri, hangi görevi ifa ediyorlarsa en iyi şekilde yapmak için çabalamaları gerekir. Kendi aralarında kardeşlik, paylaşma, hürmet ve sevgi duygularını mutlaka yaşatmaları gerekir. Bütün bunlardan sonra isterlerse yazmaya adım atabilirler. Yazmak kalpteki duyguların dışarı yansımasıdır. Gençlerin, kalplerini doyurdukları milli ve manevi duyguları dışarıya yansıtarak diğer insanlara aktarmada görev ifa etmeleri de üzerinde durmaları gereken bir hususiyettir. 

RÖPORTAJ: SAİT ÇELİK

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ramazan Haberleri