Yaşama Amacı…

Sinan Şen


Rabbimiz bizleri insan olarak yarattı. Diğer canlılardan farklı olarak bizlere akıl ve irade vererek tercihlerde bulunabilen, iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin gibi mefhumları ayırt edebilmeyi bizlere bahşetti.
Akıl sayesinde insanlar yaşamları boyunca irili ufaklı hayaller ve amaçlar edindiler ve o uğurda yaşayıp, emanetlerini teslim ettiler. Kendi uydurmuş oldukları saçma sapan akımlara dahi inanarak bir ömür yaşayıp zelil durumda göçenler de var. Ömrünü Allah’ın rızası için vakfetmiş, tek başına kalsa bile kötülüklerle mücadele eden iyilikleri emreden kimseler de olmuş. Kimileri zelil olmuş, kimileri öncü.
Dinimize göre kulun yani insanın yaşama amacı Allah'a kulluk etmek, O'nun rızasını kazanmak ve ahiret hayatına hazırlanmaktır. Bu amaç, hayatın her alanında Allah’ın emirlerine uygun yaşamayı ve insanlara karşı sorumlulukları yerine getirmeyi kapsıyor.
Kur’an ve sünnet ışığında Müslümanın yaşama amacı:

1. Allah’a Kulluk (İbadet): Müslüman’ın temel amacı, Allah’ın rızasını kazanmak için Allah’a ibadet etmektir. İbadet sadece namaz, oruç gibi ritüel ibadetlerle sınırlı değil; bilakis Allah’ın hoşnutluğunu gözeterek yapılan her eylemdir.

2. Güzel Ahlaklı Olmak: İslam, insanı güzel ahlaka teşvik eder. Kötü davranışları da yasaklar. Bir Müslüman, dürüstlük, adalet, merhamet, tevazu, sabır gibi erdemleri hayatına yansıtmalıdır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hadislerinde, "Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim" hadisi, ahlaki değerlerin İslam’da ne kadar önemli olduğunu vurgular.

3. Adalet ve Hakkaniyet: Müslüman, sadece kendi hayatında değil, toplumda da adaleti tesis etmekle yükümlüdür. Dinimizde, adil olmanın Allah’a yakınlaştıran bir yol olduğu belirtilir. Her günahın tevbesi vardır. Yalnızca kul hakkının tevbesi olamaz. Onlar kulların birbirleri arasındadır. Adalet, basit bir mefhum değildir. Adaleti sağlamak için titizlikle çalışılmalıdır.

4. Ahiret Hayatına Hazırlanmak: Müslüman, dünya hayatının geçici olduğunu ve gerçek mükafatın ahirette olduğunu bilir. Bu nedenle, yaptığı her işte ahiret bilinciyle hareket eder, yaptığı iyiliklerin ahirette karşılığını almayı umut eder. Bu dünyanın imtihan yurdu olduğunu bilir. İstediği şeye olmazsa olmaz gözüyle bakamaz. Rabbinden hayırlı olanı ister. Çünkü insan ne isteyeceğini bile bilemez. Ellerini açıp felaketlerini istemek için bile dua edebilir. Hayır bildiğimizde şer, şer bildiğimizde hayır olabilir. Hoşlandığımız şeyler kötü olabilir ya da iyi şeyler hoşumuza gitmeyebilir. Rabbimizden hayırlar dilemeli ve verdiklerine razı olmalıyız.

5. Topluma Hizmet: İslam, bireysel ibadetlerin yanında toplumsal sorumluluklara da büyük önem verir. Zekat, sadaka gibi yardımlaşma esasları bu sorumluluğun bir parçasıdır. Müslüman, topluma faydalı olmak için çalışmalı, zayıf ve muhtaçlara yardım etmelidir.

Müslüman kimsenin yaşama amacı, hem bu dünyada hem de ahirette Allah’ın rızasını kazanmak, O’na yakın olmak ve topluma hizmet ederek ahlaki bir hayat sürmektir. Bu amaç, dünya hayatını anlamlı ve dengeli kılar. Bizler içgüdüleriyle ya da yalnız kendi heva ve heveslerimizle yaşayamayız. Herkesin böyle bir hakkı olduğunu düşünürsek dünyada kaos daha da hakim olur, hak ve hukuk sağlanamaz. Onun içindir ki bizim yaşamamızın bir amacı var. İyi kötü başımıza ne gelirse gelsin tavrımız Müslümanca olmalıdır.
Gününüz bereketli olsun…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.