İçinde yaşarken “Hanya”, dışarı çıktık mı “Konya...”
Kim ne derse desin, üzerinde yaşadığımız bu şehir, düzenli, tertipli ve bu ülkenin en yaşanabilir şehirlerinden birisi...
İnsan dışarı çıkınca ya da başka şehirlerdeki düzensizliği görünce bunu daha iyi anlıyor...
Kupa maçı vesilesiyle, uzun bir aradan sonra Kahramanmaraş'ı yeniden görmek nasip oldu...
Kahramanmaraş'a gidilir de, Maraş'ın düşman işgaline karşı ilk kurşunu atan ve 99 yıldır gönüllerimizde yaşayan “Sütçü İmam”a fatiha okunmaz mı?
xxx
Sıradan bir sütçü ve gönüllü imam olarak Maraş’ta hayatını sürdüren, ancak Fransızların ve Ermenilerin Türk halkına kabul edilemez tavırlarına karşı sıktığı kurşunla ulusal kurtuluşun sembol isimlerinden biri haline gelen Sütçü İmam, öncül olarak Maraş’ın kurtuluşu adına meşaleyi yakan ve safların diri kalmasını sağlayan biridir. Tarihe Sütçü İmam olayı olarak geçen vakanın ana karakteri olan “Sütçü İmam”ın giriştiği bu olay, Türk tarihinde ve Maraş özelinde ayrı bir öneme sahiptir.
“Sütçü İmam”ın ilk kurşunu sıkma hikayesi tarihi bir olaydır...
Maraş'ta bulunan Fransız ve Ermeni askerler 31 Ekim 1919'da hamamdan çıkan Türk kadınlarına, “burası artık Türklerin değil, burada bizim dediğimiz olacak, açın yüzlerinizi” diyerek, kadınları taciz ederler...
Kadınlar bunları hiç umursamazlar...
Buna sinirlenen Fransız ve Ermeni askerler tacizlerini ve sataşmalarını sürdürürler... Kadınlardan birisi bu sataşmalara ve tacizlere dayanamaz ve oracıkta bayılır...
Diğer kadınlar ise feryat ederler...
Çevrede bulunan Maraş'ın cesur yiğitleri Fransız ve Ermenileri uyarırlar...
Olay daha da büyür...
Bu sırada yan tarafta küçük bir dükkanda süt satan ve olayları soğukkanlılıkla izleyen Sütçü İmam, silahına sarılır ve tetiğe basar. Ermeni asker yaralanır, diğerleri olay yerinden hızla uzaklaşır...
Maraş'ta düşmana sıkılan bu ilk kurşun ile Türk milletinin işgalcilere ve Ermenilere, yaptıklarının yanlarına kalmayacağı gösterilir.
xxx
Maraşlı dostlar sağolsun, onların öncülüğünde “Sütçü İmam”ın kabrini ziyaret ettik ve fatihamızı gönderdik...
Allah kabul etsin.
xxx
Kahramanmaraş'a gidenler “Sütçü İmam”ın kabrini ziyaret etmenin yanısıra, 15 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği, Türkiye'nin en büyük üçüncü camisi “Abdulhamithan Camii”yi de ziyaret etmeden memleketlerine dönmesinler...
Muhteşem bir camii...
Emeği geçenlerden allah razı olsun.
xxx
Tekrar konumuza dönecek olursak, Konya gerçekten bu ülkenin en yaşanabilir şehirlerinden birisi...
İçinde yaşadığımız için bunu net olarak göremiyoruz, ancak ne zaman dışarı çıksak, anlıyoruz ki, Konya büyük bir köy değil, büyük bir şehir...
Ancak, biz bu şehrin ne büyüklüğünün ne de yaşanabilirliğinin farkındayız...
Maraşlı, Adanalı, Gaziantepli ve değişik şehirlerde yaşayan birçok dostumuz Konya'nın hem büyüklüğünün, hem huzurlu, hem de çok rahat yaşanabilir bir şehir olduğunun farkındalar ve bunu da bize hiçbir kompleks duymadan anlatıyorlar...
En son Maraş'taki dostlar...
Konya'da okumuşlar, kendi memleketlerine gitmişler, ama Konya'yı unutamıdıklarını ifade ediyorlar...
Bu şehrin sokaklarında gezen, bu şehrin çeşmelerinden su içen, bu şehirden beslenen, bu şehirden nefeslenen bizler ise, bu şehrin kadrini kıymetini bilmiyoruz...
Ne hikmetse bu kadim şehrin güzelliklerinin farkında değiliz...
Aslında geleceğe daha huzurlu, daha yaşanabilir ve sorunları daha az bir şehir bırakmak için, sadece şehri yönetenler değil, şehirde yaşayan herkes üzerine düşeni yapmalı...
Bizler de biraz olsun sorumluluk alırsak, yaşadığımız şehrin kıymetini daha iyi biliriz.