Hikmet İlim ve Sanat Derneği, Pazartesi Sohbetlerine “Kur’ân-ı Kerîm Tefsiri ve Tilâveti” ile başladı. HİSDER Genel Sekreteri Muzaffer Tulukcu, Koronavirüsdolayısıyla ara verdikleri kültürel faaliyetlere kaldıkları yerden tekrar başladıklarını ifade ederek “Bayrak düştüğü yerden kalkar. HİSDER olarak kaldığımız yerden sosyal ve kültürel faaliyetlerimize devam ediyoruz.” dedi.
YARATAN BİZE, İLK DERSİ OKU EMRİYLE VERDİ
Meram Yaka’daki Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbette, önce Uluslararası Mevlâna İHL Öğrencisi Etiyopyalı Jemal Abdülaziz Abdo Kur’an tilâvet etti. Öğretmen Seyfettin Huca, Hz. Ali’nin Kur’an’ı “Zenginliklerinin sonuna erişilemeyen kitap” şeklinde tarif ettiğini belirterek ”Kur’an-ı Kerim’i her okuduğumuzda, her yorumladığımızda yeni şeyler öğreniyoruz. Peygamber Efendimiz, sahabelere, Kur’an-ı Kerim’in ilk tefsirini yapan, her inen ayetin nasıl anlaşılacağını ve nasıl uygulanacağını anlatmıştır.” dedi. Kur’an’ın dilinin anlaşılmaya müsait bir dil olduğuna dikkati çeken öğretmen Seyfullah, Peygamber Efendimiz’e Hıra mağarasında yalnızken bir şey göründüğünü ve bundan son derece korktuğunu, o görünen meleğin “oku” kelimesini üç defa tekrarladığını ve Hz.Peygamberin de ”ben okuma bilmem” diye cevap verdiğini ve Cebrail’in, Peygamber Efendimiz’i kucaklayarak sıktıktan sonra Alak suresinin ilk ayetlerini okuduğunu ifade ederek şu ifadelere yer verdi: “Peki neyi okuyacak? Yaratan Rabbinin adıyla oku! Burada emredilen şey okumanın kendisi değil, okumanın nasıl yapılacağıdır. Burada ne okunacağı konusu yok. Burada okumanın yöntemi üzerinde duruluyor. Yaratan Rabbinin adıyla oku emri, Allah’ın bize verdiği ilk derstir. Hayatı, varlıkları, olayları Allah’la ilişkilendirerek oku! Allah’tan kopuk okuma.”
“BESMELESİZ ADIM ATAMAZSINIZ”
Ülkemizde 200 yıldır okullarda, Batılılar tarafından dizayn edilen bilimler üzerinden ders okutulduğunu ve gerek biyoloji, gerek tarih, gerek coğrafya ve psikoloji (ruh bilimi) okuduğumuz hiçbir konunun Allah’la ilişkilendirilmediğine işaret eden Huca, şunları dile getirdi: “Allah, peygamber aracılığıyla insanlık tarihine el koyduğunda, her şeyi Allah’la ilişkilendireceksin” diyor. Böyle olursa işte o zaman hayatı kulluğa dönüştürebiliriz. İnsanın nasıl muhteşem bir varlık olduğunu gördüğümüzde ”İnsan ne kadar mükemmel yaratıl(mış) deriz. Bu çok önemli. Hayata bakış açımızda her şeyi değiştiriyor. İnsanlığın baştan beri problemi bu. Hayatı yaşarken Allah ile ilişkilendirerek mi yaşayacağız? Yoksa Allah’tan kopuk bir şekilde mi yaşayacağız? Eğitimin dinî referansları olacak mı? Siyasetin dinî referansları olacak mı? Para kazanmanın dinî referansları olacak mı, olmayacak mı? Dünyaya bakarsanız hangi ırk, din ve milletten olursa olsun insanlar hemen hemen aynı işi yapıyorlar. Peki burada Müslümanı farklı kılan şey nedir? O fark hayatın bütün birimlerini Allah’la ilişkilendirmekle ortaya çıkar. Onun için “Bismillah” ifadesi, O’nsuz adım atamazsınız demektir. Bismillah dedikten sonra haram bir şeye adım atamazsınız. Hayata Hz. Peygambere indirilen ayetler çerçevesinde baktığımızda, hayata attığımız her adım Müslümanca yaşamanın bir bölümünü oluşturuyor. ” Sohbetten sonra yapılan plaket takdiminde Etyopyalı Hafız Jemal Abdülaziz Abdo ya teşekkür plaketini öğretmen Mehmet Altuntaş ile Ahmet Uğur verdi. Öğretmen Seyfettin Huca’ya teşekkür plaketini ise HİSDER Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, başkan yardımcısı Mustafa Dündar’la birlikte takdim etti.
HABER MERKEZİ