Yapraklar

Hüzeyme Yeşim Koçak

Hicaz’ın her yaprağı, bir başka hikâyeyi anlatıyor.

Zaman üstüyle, Allah’la, gaypla irtibat. Kalp yolculuğu, kalbin kuvveti.

Unutulan, fakat çok eskiden bilinen bir iklimin yansımaları; boyutlardan, insanî ölçülerden kopmuş, erişilmez zannedilen ama gönle lâhutî bir basıncı düşüren.. sanki varlığında gizlenmiş bir gözü bütün revnakıyla haşmetiyle kamaştıran; Kâinatın ve ötesinin derinliklerinde bir “iç ülkenin” özgür hitabını, biricik “saadetli” cihanşümul hakikatini hatırlatan. Vatan.

Orada belki her nesnenin, her ânın gizli aşikâr ruhu saran, genzi dolduran bir kokusu

vardır. O kokudur ki bir daha asla unutulmaz.

Haccın her adımında özen, dikkat, nirengi noktaları…

Bazı duygu ve düşüncelerinizi, sokak ortalarında zaman zaman yükselen mezbeleliklere atabilirsiniz. Ve yakanızı paçanızı batırmamaya çalışarak, üzerinden geçersiniz. Duyduğunuz koku, nefsaniyetinizindir, özbeöz benliğinize aittir.

Şeytan Taşlama; hedefe odaklanma, okun hedefi vurması demektir ve bütün hayata şamildir. Herhalde siz, ömür boyunca taş toplarsınız.

Türkiye’deki bayram koşturmalarından çok farklı bir bayram telâşı.

Bayram; kaç çeşit bayram birleşmiş, bayramında doğumu.

Herkes birbirine karşı şefkatli, herkes mültefit. Toptan, yekvücut olmuş bir sevgi

çemberi. Şeker, lokum dağıtımları. Paylaşımlar daha da artmış. Herkes güzel, her şey anlamlı.

Bazılarının yaş günü, evlenme yıldönümümü gibi şahsî, hayatının önemli tarihleri de

bu bayramlara karışıp “eriyor”.

Bazen durup düşünüldüğünde, ebedî bir bahar iklimi kaplıyor yüreği. Bu öyle

anlatılmaz, kuşatıcı, velût bir duygu ki muhtemelen bir cennet zamanı ve hissiyatı veriyor.

Her gün ayrı bir zevk, ayrı bir ders. Başını çöp tenekesine dayamış, isimsiz varlıksız

nişansız kadınlardan; seccade verilen kişilerden, bir zamanlar gidilen umredeki çekirge

sürülerinden, kurdundan kuşundan çiçeğinden böceğinden bile ayrı ibretler. Hikmetler.

Her durumu, vasatı bastıran, üste çıkan amansız, kusursuz bir güzellik duygusu.

Kaynama hali, Tevhit, yakınlık. Derece derece özdeşleşme.

Keşif süreci. “Devamı mevcut, arkası var, hazır ol, huzurda ol” çağrısı.

Tatlar. Elest âlemi lezzeti. Biraz aralanan, bir parça gösterilen.

İnsanın “kuşatıcı varlık” olduğunu belki en ziyadesiyle hissetmek.

Bağların kuvveti. Bağlandıkça, teslim oldukça bir içsel hürriyet, fetih duygusuyla

güçleniliyor. Hâlbuki dünyevî bir şart, vaziyet söz konusu olduğunda, bu duygu genellikle

rahatsızlık meydana getirir, benlikçe ‘baskı’ şeklinde algılanabilirdi.

Kutlu tohumların atılması. Ağaçların meyveye durması. Varlık neşidesi.

Şehirlerin Anası Mekke ve Medînetünnebî hayatımızda yeni yapraklar, sayfalar, yollar açıyor.

….

Not: Kurban Bayramınızı tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim.   

 

NEVZAT KÖSOĞLU

10 Ekim günü, Gazeteci-Yazar, değerli fikir ve siyaset adamı, Nevzat KÖSOĞLU Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Milletimizin başı sağ olsun. Böylesi şahsiyetler kolay yetişmiyor ve her geçen gün kendilerini aratıyorlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.