Büyükşehir Belediyesi ile Kültür Sanat ve Fikir Adamları Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği İkindi Sohbetleri'nde bu hafta Prof. Dr. Ahmet Taşğın’ın sunumuyla, “Dediği Sultan ve Menakıbı” konuşuldu. Ecdadımız Horasan erleri ve erenleri sekiz yüz yıl önce dört beş bin kilometre yolu akınlarla kat ederek Konya’yı bir devletin başkenti haline getirdiklerini belirten Ahmet Taşğın, yaklaşık 30 kilometre mesafelerle bu dağlara, ovalara, bayırlara köyler, kasabalar oluşturduklarını, Vatikan’dan gelen Hac yolları da dahil İpek yollarını, ulaşım yollarını kontrol altına aldıklarını, hanlar, hamamlar, kervansaraylar inşa ettiklerini ifade etti. Taşğın, Safevî devletinin oluşumunun yüzde altmışının yetmişinin de bu bölgeden gittiklerini söyledi. Dediği Sultan’ın ve bu ekole mensup olanların hem irfan marifeti itibariyle hem de etnik anlamda, demografik anlamda köken itibariyle Türkistan ve Horasan vurgusunu gündemde tutmamız gerektiğini vurgulayan Taşğın, “İçinde yaşadığımız bu günkü sıcak coğrafyanın, Suud’un, Irak’ın, Suriye’nin, İran’ın, Ortadoğu’nun hercümerç olduğu, karmakarışık olduğu bir dönemde mutlak anlamda Horasan meselesini daha hızlı ve daha güçlü bir şekilde gündemde tutmamız lâzım. Horasan irfanının, marifetinin nasıl bir Müslümanlık olduğu konusunu en üst düzeye çıkarmamız lâzım. Fütüvvet esasında örgütlenilmiş, boylar organize edilmiş, harekete geçirilmiş, Ehlibeyt’in etrafında Hz. Peygamber(sav)’in bu Irak tarafından ki, bu Irak Sûfîliği’dir aynı zamanda, Irak ekolünün Horasan’a ve Türkistan’a gidip maruz kaldıkları şiddet ve zulümden dolayı oraları irşad etmeleri ve bu topluluklar arasında kalıp bu toplulukları Seyitgazi, Yesevî, Ebul Hasan Harakanî, Hacı Bektaş, dediği Sultan, Karaca Ahmet, Seyit Harun Hazretleri gibi büyük evliyaullahın tamamı bu havzadan, bu tasavvuf anlayışıyla bu düşünceyle gelmişler Anadolu’ya” diye konuştu.
SIĞINILACAK BÖLGE
"Televizyonlara çıkıp yalan-yanlış Arabça bilgileriyle Kur’an-ı Kerim'i anlatan, İslamı anlatanlardan bir an evvel kurtulmamız gerekiyor" diyen Ahmet Taşğın, Selçuklu’nun İslâm’ı bu coğrafya’da kısa bir zamanda nasıl yaydığını, Konya’nın yeniden irdeleyip bu meseleyi gündemde tutması gerektiğini ifade etti. Taşgın sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye bir dağılma sürecine girse sığınacağı yer iç Anadolu ve çevresidir. Buradan hem demografik olarak, hem anlayış olarak, hem kalb olarak, model olarak bu kadar kendisinin daralmasına, sıkışmasına rağmen Türkiye’de sapasağlam duran başka bir yer kalmamıştır. İkinci sığınılacak yer ise Bulgaristan’dır. Niye Bulgaristan var? Çünkü oradakiler de Konya-Karaman havzasından gitmişlerdir. Bütün bu oluşumların merkezindeki adam Dediği Sultan’dır.”