“Metro yapacağız!”
“Havalimanımız sivilleştirilecek!”
“Bu proje Türkiye’de ilk ve tek olacak!”
“Şehrimiz için yüzyılın projesidir bu yapacağımız!”
Tekrar çoğalmaya başladı, değil mi bu söylemler.
Zira çalışılması gereken ve şimdi yapılan çalışmalarla övünülmesi gereken sürece girdik. Ancak tabi bizim ülkemizde böyle olmuyor malumunuz.
Dört yıl boyunca “yatılıyor”, son yıla girince böyle makineler, teçhizatlar falan bakıma alınıyor; son 5-6 ay bir bakıyorsunuz şehirde adım atacak hal kalmamış! Zira her yerde çalışma var.
Bütün çöp temizleme araçları, asfaltlama makineleri, işçiler çalışıyor; bunun yanında billboardlar, CLP’ler, TV ve radyo ve sosyal medya reklamları da bu çalışmaları pazarlıyor.
Halkımız da maalesef nefret ettiğim “Çalıyor, ama çalışıyor!” zihniyetine bürünerek, “Ne yani, bizim adamımız gelmesin de falanca partinin adamı mı yönetsin bizi?” diye saçmalamaya başlıyor.
Sosyal medya bu noktada bir nimet. Bir sayfaya rastladım geçtiğimiz günlerde, 2019 seçimlerinde vaatlerini peşpeşe sıralayan belediye başkanları verdikleri sözlerin ne kadarını tutmuşlar diye.
Herhalde bir 200-300 belediyeyi de incelemişimdir.
Vaadlerinin 3’te 2’sini, yani en az %65’ini tamamlayan belediye sayısı iki elin parmağını geçmezdi bu 300 belediyede. Ve maalesef yarıdan fazlasının sözünde durma oranı da %30’un altında.
Şimdi ben neye yanayım, artık çözemiyorum, idrak edemiyorum.
Verdiği sözleri tutmayıp halen pişkince halkın önüne çıkılabilmesine mi yanayım.
Halkın buna göz yummasına mı yanayım.
Geçen zamana, harcanan paralara mı yanayım.
Bunların hiçbirinin soruşturulmamasına mı yanayım.
Boy boy fotolar çekilmeye, ağza sığmayacak kaşıklar misali vaatler verilmeye devam edilecek bu seçimde de. Ancak değişen yine bir şey olmayacak.
Bunun partiyle, şehirle veya siyasi görüşle falan alakası yok!
Bu ahlaki bir mesele..
Sözümü tutamadığım zaman birine karşı, ben yüzüne bakamıyorum. Veya fedakarlık namına ne yapılması gerekiyorsa yapıyorum.
Şehrimiz için, ülkemiz için verilip de tutulmamış o kadar söz var ki.
İşte bunların neticesinde eğer sen gereken cezayı da vermezsen ne oluyor?
Bundan 20 yıl önce her alanda ilk 5’te olan Konya’yı ilk 10’da tutabilmek için çabalıyorsun şimdi.
Milletin gözünü boyamaya, duygusallık ile işi götürmeye gerek yok!
Çoğu alanda bizi geçmiş Antep örneği var önümüzde. Kayseri var, Adana var, kafa kafaya gittiğimiz ama şimdi bizi üçe beşe katlamış bir Bursa var. Nereye koyacaksınız şimdi bunları?
Halen 30 yıl öncesi şehir planlamalarının kullanıldığı bir şehirden bahsediyoruz. Bunu söyleyen de ben değilim, belediyelerimizin imar bölümündeki arkadaşlarımız söylüyorlar.
Sizin şehre dair bir hedefiniz, hayaliniz yokken nasıl halen milletin gözünün içine baka baka sokağa çıkabiliyorsunuz, ben anlayamıyorum emin olun.
Hasılı, bu şehir hepimizin. Elbette yapılmış çok güzel hizmetler, çalışmalar da var.
Ama şapkayı önümüze koyup düşündüğümüz zaman, ülkemizde 2004’teki şehirlerin kıyaslamasına göre bir bakalım Konya’mıza misalen. Neler neler göreceksiniz. İçiniz acıyacak, yüreğiniz burkulacak emin olun.
İnşallah yöneticilerimiz kitabımıza uygun hareket ederler de tutamayacakları sözleri vermezler. Vatandaşlarımızın hayalleri ile oynamazlar. Planlı, programlı, vizyonlu şekilde hareket ederler umarım da Konya’mız yine hak ettiği yerlerde temsil eder güzel ülkemizi.