Kapalı alanlarda sigara içme yasağı 19 Temmuz’da başladı. Darısı içkinin başına, inşallah yakında kapalı alanlarda içkiye’ de veda edilecek. Çünkü içki de sigara gibi insan sağlığına zararlı ve öldürücüdür.
Batı, Fransa Kralı XVI. Louis’e kadar vaftiz olduktan sonra inancı gereği yıkanmıyordu. Bu yüzden temizliğe önem vermiyordu. Sokaklar pislikten geçilmiyordu. Bunun sonucu, verem gibi bulaşıcı hastalıklardan dolayı milyonlarca Avrupalı öldü. Bunu gören Avrupa temizliğe önem vermeğe başladı.
Tecrübe ile bunu başaran Batı, sigaranın insan ve toplum hayatındaki tahribatını gördü ve on beş Avrupa ülkesi sigarayı kanunen yasakladı. 13. Türkiye’dir. Türkiye’de 19 Temmuz 2009 tarihinden itibaren kapalı alanlarda sigara içmek yasaktır.
Batı, yakında içkinin insan ve toplum hayatında yaptığı korkunç tahribatı gördüğü zaman içilmesini yasaklarsa hiç şaşmayın. Çünkü fıtrat, bünyesinden kendine zararlı olan maddeleri tıpkı sistemlerin bünyesinden kendine yabancı ilkeleri attığı gibi atar. Aksi halde karada ve denizde düzen bozulur, aileler ve toplumlar bir bir yıkılmaya başlar.
Batı’nın, şimdi içkiyi yasaklamamasının sebebi, henüz içkinin tahribatı devlet erkânının, bilim adamlarının, aydınların (!) ve bürokratların fildişi kulelerine sıçramamasıdır.
Bir misal vermem gerekirse, askerde nöbetçi âmiri olduğum bir gün, içki içip bir aileye sarkıntılık eden asteğmen bize teslim edildi. Sabah olunca İstanbul Merkez Komutanlığı’na götürdüm. Kendini teslim alan bir üst rütbeli subay ne dese iyi; “ Ah içki içmesini bilmeyen asteğmenim, ağzına yüzüne bulaştırdın, öyle mi?” Ben de böyle bir ifade beklemediğim için şok geçirdim, bir lafa kadir olamadım.
PROF. Dr. Ahmet Akgül, bir konferansında şöyle demişti: Avrupa’da bir mecliste bilim adamlarından bir şöyle dedi: Avrupa’da milyarderlerin fakir anne ve babaları dışarıda mukavva kutularda yaşamaktadır. Mukaddes kitapların birinde çocuğu da olsa evladı öldüğü zaman anne ve babanın altıda bir miras hakkı vardır; bunu uygularsak bu fakir insanları mukavva kutularında yaşamaktan kurtarırız,” dedi.
Ben söz aldım dedim ki, mukaddes kitap dediğiniz Kur’an-ı Kerimdir. Söz konusu ayet-i kerime Nisa Suresi: 11. Bu ayet-i kerime’de şöyle buyrulur: “… Ölenin çocuğu varsa, ana- babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır… Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz…)”
Arkadaşlar, Batı bu hükmü miras hukukuna alırsa, hiç şaşırmayın, biz de alırız; çünkü biz onları taklit ediyoruz. Ne hazindir ki elimizdeki hazineden yararlanmasını bilmiyoruz.
Bir çamaşır makinesi tarifesi ile çalışır, tarifeyi okumazsanız çalıştıramaz, bozarsınız. Bunun gibi fıtrat tarifesi Kur’an-ı Kerim’dir. Okuyup gereğine göre amel etmezseniz, fıtratı bozarsınız. Ülkemizde dışarıda mukavva kutularında fakirlerimiz yatmıyorsa zekât ve sadakaya borçluyuz.
Söz konusu Akgül bu gerçekleri dile getirirken şu hadis-i şerif aklıma geldi: “ Sizden öncekilerin yollarına karış karış ve arşın arşın mutlaka tabi olacaksınız. Hatta bir keler deliğine girseler, onların arkasından gideceksiniz.” buyurdular. Biz:
-Ya Resulallah! Yahudilerle Hıristiyanlara mı? dedik.
“ Ya kime buyurdular”(1).
Rahmetli Ahmed Davudoğlu bu hadis-in şerhinde şöyle diyor: “Hadisten murat; Müslümanların masiyet (günah) hususunda geçmiş milletlere şiddetle uyacaklarını beyandır. Bu şiddet karış, arşın ve keler kelimeleriyle temsil olunmuştur. Ancak Nevevi masiyetin küfür derecesine varmayan günahlar ve muhalefetler olduğunu söylüyor ve: “Bu Resulullah (s.a.v.) ‘in açık bir mucizesidir; haber verdiği gibi zuhur etmiştir.” diyor.
Resul-i Ekrem (s.av.)’in bu mucizesi günümüzde de devam etmektedir. Ve maalesef küfür hususunda da küffarın yolunda karış karış, arşın arşın ilerlemekte; onlar keler deliğine girse, bunlar da girmek için yarış etmektedirler. Allah Müslümanlara intibahlar versin!”
Evet, yakında içkiye de veda. Dua edelim hep birlikte, biz, bu hadis-şerifte ifade edilen durumdan bir an önce kurtulalım. Batı’dan önce içki içmek haram olduğu için biz yasaklayalım. Onurlu olmak daha güzel olmaz mı?
Kaynaklar:
1. Sahih- Müslim tercüme ve Şerhi, C:10, S:656, Hds: No: 2669