Sen bize denize dal desen dalarız, düşmana varmaktan, çekinmeyiz, muharebeden dönmeyiz, diyen Medineli Ensar’dan Sad b. Muaz (r.a) gibi Bedir’in arslanları Sana ve getirdiklerine hayranlardı Yâ Rasûlullah. Biz de hayrânız.
Hz. Sevban (r.a) gibi sana delicesine sevgi, saygı duyan, hayâtını hiç çekinmeden ortaya koyan bağlıların vardı Yâ Habîballah. Biz de Sana öylesinde bağlıyz.
Sen’de gördüğü şefkati, ilgiyi sevgiyi kendi öz babasına değişmeyen zeytin gözlü Zeyd (r.a)’lerin vardı. Hayatlarını Sana hizmetle şereflendiren Hz Enes (r.a)’lerin vardı yoluna revân olan Yâ Rasûlullah. Biz de Senin yoluna revân olma duâsındayız.
Saçımdaki kıllar sayısınca canım olsa, hepsini Allah ve Rasûlune fedâ etsem diyerek kaynar su dolu kazana girmeye istekli Abdullah bin Huzafe (r.a) gibi uğruna türlü çeşit işkenceleri göze alan yiğitlerin vardı Sen’in Yâ Habîballah. Bize de ayni O yiğitler gibi olma sevdâsını nasip et Yâ Rabb’i..
Uhud’da Sen’in için âdeta ölümsüzlük destanları yazıldı Yâ Nebi! Bizler de aynen onlar gibi Sen’in yâdı cemîlin için destanlar yazmak isteriz.
İlk Cuma namazını kıldıran, ilk öğretmen olan gençliğin bahârında Sana çok benzeyen Mus’ab (r.a)’ın vardı, yoluna her şeyinden geçti, elini kolunu kaybedene kadar savaştı, darbelerle tanınmaz hâle gelen, cennette Sana kavuşma aşkıyla yanan kahraman şehit arkadaşların vardı Sen’in Yâ Habiballah. Bizler de Seni görmeden Sana kavuşma azmindeyiz Yâ Nebîyallah…
Talha b. Ubeydullah, Uhud’da Sana isâbet alınan oka karşı elini tutarak parmakları ve avucu parçalanan bahadır bir sahabeydi. Sen’in yolunun uğruna vücudunda muharebede 70’den fazla yara almıştı. Bütün vücûdu kan-revan içerisinde kalmıştı da; ‘Rasûllullah iyi ve sağ olduktan sonra her musibet benim için hiçtir’ diyen ‘muhabbet fedâisi sevdâlılar’ın vardı Yâ Rasûlullah. Bizler de ayni muhabbetten nasiplenmek dileriz!...
Vehb b. Kabûs (r.a)lar, Sehl b. Huneyf (r.a)ler, Ziyad b. Seken (r.a)ler, Şemmas b. Osman el Mahzumî (r.a)ler, Katâde b. Nuıman (r.a)lar, Hanzala(r.a)lar, Ebu Dücâne’(r.a)ler, hepsi hepsi yoluna fedâ oldular Yâ Nebiyallah. Biz de tıpkı onlar gibi yüce Rasul yoluna fedâ olmak azmindeyiz.
Dünyâda hiçbir insan, peygamberler arasında hiçbir peygamber böylesine Sen’in gibi sevilmedi ey Şâhı Resûl. Bizler de Sen’i en derin, en latif sevgilerle seviyoruz ey yüce Allâh’ın yüce Rasûlu.
Sen kupkuru bedenleri iman ateşiyle tutuşturan, insanlığı ‘sırâtı mustakîm’le buluşturan, aklı doğrulara râm etmeyi yeğleyen hep Sen’sin ey Allâh’ın yüce Nebîsi.
Sen bereketin, huzûrun kaynağı, en doğru dînin biricik temsilcisisin, Sen en güvenilir bir rehber, en ihtişamlı kelâmın sözcüsü, çağlar ötesi Kur’ân’ın yaşayan canlı bir kopyasıydın ey Güzeller Güzeli.
Bugün Sen’sizlik ummanında kaybolduk, yolumuzu şaşırdık, ruhlarımız eşyaya köleliğe mahkum oldu. Feyiz dolu nefesine, nûrunla aydınlanmaya ihtiyâcımız olan gül çehrene hasret kaldık.
Her sözü ferman, ey dertlere derman, Rahmeti Rahman, hasretiz sana çokça zaman.