Bir dönem oldu hayatımızda…
Gazetecilikten bunalıp, “zengin olma” hayaline yenik düştüğümüz bir dönem… At çiftliği kurduk iki ortak Aksaray Vilayeti’ne… Konya’dan iyi tanıdığımız bir Abi(!) ikna etti bizi;
“Voleyi vuracaksınız” diye…
***
Sonra “zenginliğini” sahtekarlıktan elde ettiğini öğrendik… Ama geç öğrendik…
“Vole” yerine, bize vurmuştu mübarek(!)…
Elde Çingenlerden topladığımız ama iyi eğittiğimiz atlar ve onların eğerleri ve hamutları kalmıştı…
***
Battık…
Atlar hastalandı…
Çingene’nin biri gidiyor, biri geliyor…
“Atları bize verin”
“Eee sizden aldık ne yapacaksınız hasta atları?”
***
Çingeneleri severim, sahtekarlıklarını bile gizleyemezler…
Yarım saattir elinde tuttuğu paketi açıyor… Zar gibi incecik bir dilim pastırma kesip bize uzatıyor… Alıyoruz, Çingene ile birlikte pastırmayı çiğnerken mevzuya giriyor… Bizim sahtekar abiden(!) daha dürüstçe;
“Sucuğa vereceğiz, pastırma yaptıracağız”
“Voleyi vuracaksınız”
***
Ağzımdakinin ne eti olduğuna o dakika uyanıyorum…
Kibarca tükürerek; “Olmaz diyoruz”
Çingene ısrarla yükleniyor; “Abi sabaha çıkmaz bunlar”
Doğru, veteriner de aynı şeyi söylemişti…
***
“Cinayet Masası’na vereceğiz atları” diyerek masadan kalkıyorum… Çingene’nin o bakışı hala aklımda; “Dünyanın en salağına bakar gibi bakıyor” ardımızdan…
***
Cinayet Masası’yla görüşüyoruz… Bir de belediyenin kepçesini çağırıyoruz…
Ölmek üzere olan iki atı cinayet masası dedektifleri “kontrollü olarak(!)” vuruyor… Belediye’de çiftliğimize açtığı çukurlara gömüyor...
***
Vole yerine, atları vuruyoruz…
***
O günden sonra taa baştan beri bizi hayırsever ağabeye(!) karşı uyaranlar;
“Nallı Baba Türbesi” ismini takıyorlar çiftliğimize…
Yıllardır hem siyasette, hem ticarette kim:
“Voleyi vuracağız” dese; o atlar, Çingene, cinayet masası ve “Kör ata hamut geçirir gibi” bize iyilik(!) yapan o ağabey(!) gelir aklıma…
***
Biri gelip size “ Voleyi vuracağız” derse gözünüzün önüne bir HAMUT getirin, onu boynunuza takın, yakıştığını hissederseniz büyük bir iştahla;
“Hadi vuralım” deyin…
***
“Bu yazıyı nereye bağlayacağız Kerem Bey?” diyenlere;
Nallı Baba Türbesi’ne bağlama da nereye bağlarsan bağla Hacıemmim, bildiğin işi yap, yoksa hamut boynuna, Çingen de yanı başına düşer…
***
Haa o sahtekar Ağabey mi?
Çok zengin şimdi… Kim diye sormayın çünkü;
Hamut ticaretine devam ediyor…