Aylar önce yazmıştım, “Konyaspor’da durum vahim, Konyaspor göz göre göre Abbas” diye… Devre arası takviyelerle bir umutla hastanın iyileşip ayağa kalkmasını, yürümesini bekleyenler de büyük bir hayal kırıklığı ile oturdukları yerden kalkamadı…
Bunca yıldır sporun ve Konyaspor’un içindeyim, böylesine laçka olmuş, kendisine olan inancını ve özgüvenini yitirmiş bir başkan ve oyuncu topluluğu daha görmedim.
Tabiî ki Ziya Doğan’ı da es geçmemek lazım…
Bay başkanın “o benim babam, abim” dediği Ziya Doğan’ı…
Gerçek olan şu; Uzatmaları da tüketti bu bay başkan ve oyuncu gurubu…
Bay başkan, Ziya ve Erdaydın…
Bu üçlü sadece Konyaspor’un değil, Konyaspor kulübünün geleceğini de zayi ettiler…
Şehrin takımından aylar önce düştüğünü söylediğimde bana “Gamlı Baykuş” yakıştırması yapmışlardı…
Onların göremediğini görmüştüm…
Bu saatten sonra yol göstermenin de bir anlamı yok…
Konyaspor’u tüketmiştir bay başkan…
Kimsenin bu kulübü omuzlayacak durumu da kalmamıştır…
Evet, Konyaspor’un 40 trilyon borçla buharlaşmasının tek müsebbibi Bay başkandır…
Ziya Doğan ve Mustafa Eraydın’da…
Onlar da sütten çıkmış ak kaşık değil, ama esas sorumlu bay başkan…
Şimdi…
Bakın bu takım düştü ve asıl canımız şimdi yanacak… Bugüne kadar görmediğimiz, duymadığımız, olaylara tanıklık edeceğiz…
Bir zamanlar Diyarbakır’da yaşanan olayları bile devede kulak bırakacak durumlarla karşı karşıya kalacağız…
Yeri geldiğinde, yenilmek, fark yemek şöyle dursun, saha ortasında meydan dayağı yiyip, makus talihimize isyan edeceğiz!
Süper Lig’i kaybetmekle önce ulusal bazdaki yazılı ve görsel spor basının gündeminden düşecek şehir ve şehrin takımı…
Yerel medya olarak elbette takımımızı yazıp çizeceğiz, takımımızın peşinden koşmaya devam edeceğiz, ama ulusal basın için artık “Konyaspor” diye bir şey olmayacak…
Köşede kıyıda kibrit kutusu kadar veya tek sütuna ismimizi geçirirlerse ne ala!
Anlayacağınız gözden ırak olan, gönülden de ırak olacak haliyle…
Hoş, zaten gündeme gelirken ya da getirirlerken olumlu haberlerle değil, olumsuzluklarla ön plana çıkıyorduk.
Örneğin “Biri Konya’yı durdursun” gibi manşetlerle…
Basın tribününde yer sorunu da olmayacak…
Çünkü, akreditasyon kavgaları yaşanmayacak…
Adam başına 3’er 5’er koltuk düşecek…
Konyalı basın mensupları olarak izdiham yaşamadan maçlar izleyeceğiz…
Üç büyükler de gelmeyeceğine göre şeref tribünlerinde de bilet ve yer kavgası olmayacak…
Kısacası, herkes tiyatro seyreder gibi maçını izleyecek, sonra da evinin yolunu tutacak…
Ne heyecan, ne adrenalin, ne hedef, hiçbir şey süper ligdeki gibi olmayacak… Sadece Konyaspor değil, şehir de nasiplenecek bu olumsuzluklardan…
Bay başkan sadece Konyaspor’u düşürmemiştir, Konya’yı da düşürmüştür…
Bana göre de en önemli mesele bu…
Bu şehri yönetenler, bunun hesabını sormalılar bay başkandan…
15 trilyonla aldığı kulübün borçlarını 40 trilyona nasıl çıkardığının da hesabını vermeli bay başkan…
Boru değil bu…
40 trilyon…
Nereye gitti bu para?
Kimler zengin oldu?
Cevap versin…
Hem de kalem kalem…
Genel kurulda “katakülleyle aklanmış” olabilir, önemli olan vicdanlarda aklanması…
Bu durumda vicdanlarda “sızı”dır bay başkan…
“İbra oldum, aklandım” diyemez…
Nasıl ibra olduğunu dünya alem biliyor…
Konyaspor ve Torku Şekerspor altyapı hocaları ile veteranları üye yapar, bu kulübe can veren, kan veren, ömür veren insanları üyelikten silersen, elbette aklanırsın…
Dedim ya, ya vicdanlarda nasıl aklanacaksın?
Bütün mesele bu…
Anlatabildim mi bay başkan.