Veremin buluşma nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi veren İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, verem vakalarında geçmiş yıllara oranla düşüş yaşandığını söyledi.
İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, 01-07 Ocak 2011 tarihleri arasında düzenlenen Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, her yıl ocak ayının ilk Pazar gününden başlamak üzere düzenlenen, halkımızın Verem hastalığı ve bu hastalıkla mücadele konusunda bilinçlendirilmesini amaçlayan, 65. Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası’nın 01-07 Ocak 2011 tarihleri arasında düzenleneceğini kaydetti.
Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobu ile enfekte olduğunu ifade eden Küçükkendirci, bu insanların yüzde 10’nun yaşamlarının bir döneminde vereme yakalandığını ifade etti. Her yıl tahminen 9 milyon kişinin verem hastalığına yakalandığını aktaran Küçükkendirci, “Türkiye’de yılda yaklaşık 16 bin yeni verem hastası ortaya çıkıyor. Türkiye’nin 2010 yılı verem hastalığı görülme sıklığı yüz binde 28 ve ölüm hızı yüz binde 3,1’dir. 2010 yılında verem savaşı dispanserlerinde kayıtlı toplam verem vaka sayısı 16.551, yeni vaka sayısı ise 15.183’tür. Bu hastaların yüzde 60’ı erkek, yüzde 40’ı kadındır. Hastaların yüzde 65’inde akciğer tüberkülozu varken, yüzde 35’inde akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin, ...) tutulmuştur. Türkiye’nin, 2009 yılı yeni yayma (+) olgularda tedavi başarısı yüzde 91’dir. Bu oranla Türkiye DSÖ Avrupa bölgesinde yer alan 53 ülke arasında 3. sırada yer almaktadır. Veremin etkeni ‘Mycobacterium tuberculosis’ basilidir. Uzun sürede çoğalır, kültürde 2–6 haftada ürer; oksijenli ortamda yaşayan bir basildir. Özel boyama yöntemi ile boyanabilir. Asit ile boyayı vermediğinden aside dirençli basil (ARB) denilir. Verem basilinin kaynağı hasta insandır.
Basil hava yolu ile bulaşır. Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikronun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık büyük oranda yok olur. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır” dedi.
Verem hastalığının belirtileri ve tedavisi hakkında da önemli bilgiler veren Küçükkendirci, “Genel yakınmalar, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi. Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığı. Gırtlak veremi ses kısıklığı yapabilir. Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait semptomlar olabilir. İki -üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir. Veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir. Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir. İlaçlar verem savaşı dispanserinden ücretsiz verilir. Tedavinin düzenli içilmesi çok büyük önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Tedavinin verem savaşı dispanseri (VSD) ya da hastanede başlanması gerekir.”
Küçükkendirci, Konya ili tüberküloz vakalarının yıllara göre dağılımını ise şu şekilde açıkladı: “ 2007 yılında 301, 2008 yılında 294, 2009 yılında 287, 2010 yılında 292, 2011 yılında ise vaka sayısı 278’tir. 2011 yılında veremle savaş dispanserlerine toplam başvuru sayısı 43 bin 891’dir. Çekilen mikrofilm 18 bin 361, çekilen standart film 6 bin 30, yapılan BCG aşısı 333, yapılan PPD testi 2 bin 722, temas taraması 991 ve verilen rapor 37 bin 132’dir.”
HABER MERKEZİ