"İlginç zamanlarda yaşayasın" diye bir Çin atasözü var. Çinlilerin beddua olarak kullandığı bu söz, yaşam tarzımıza kendi ellerimizle vurduğumuz zincirleri düşününce aklıma takıldı. İlginç zamanlarda yaşıyoruz...
**
Ecdâdın asırlar boyunca oluşturduğu medeniyetin izleri silinerek bize dayatılmaya çalışılan batı tarzı yaşama köle oluyoruz. Hayatımızın her alanında yaşadığımız bu durum, 365 gün başımızı soktuğumuz evlerde de kendini gösteriyor. Büyük medeniyetin izlerini bırakıp, hayranlık duyduğumuz batı tarzı, 'bizden olmayan' evlerde ömrümüzü tüketiyoruz.
**
Bayram ziyaretine gittiğimiz hemen hemen her yerde sıcakların da etkisiyle apartman hayatından yaşanan bunalım anlatıldı...
**
Geçtiğimiz gün gazetemizde yayınladığımız "Bahçelere kaçıyoruz" başlıklı habere gelen tepkiler de aynı doğrultudaydı. Apartman hayatından bunalan vatandaş, kaçacak yeşil arıyor.
**
Artık bir ev yapılacak mı, önce kaç katlı olacağı soruluyor. Ne kadar büyük, güvenlikli mi, akıllı panjuru var mı, gibi sorular sonucunda alınan evlerle kendimize mini hapisler yaratıyoruz. Sonu huzursuzlukla biten bu yozlaşmaya merkezi yönetim ve belediyelerin de destek sağladığını görüyoruz.
**
Allah'ın geniş arzını kendimize dar eyledik...
**
TOKİ tarafından dağların başına yapılan binalar ve şehrin göbeğinde müstakil evlerin üzerine kara bir bulut gibi dikilen dev binaların vatandaşın yaşamına birer darbe olduğunu unutmayalım. İhtiyaç sahiplerine ucuz konut söylemi ise bu yanlışın üzerini örtmüyor.
**
Belediyeler ise ortama uyarak vatandaşın ihtiyacı olan müstakil bahçeli ev teşviki hususunda gerekli çalışmayı yapmıyor. Bu konudaki açık yüzünden belediyelerin hobi bahçelerinde aşırı talep oluşuyor. Hobi bahçelerinde ise sadece 3 bin vatandaşın bahçe özlemi giderilebiliyor.
**
Ramazan ayında iftar vaktine 1-2 saat kala şehirdeki neredeyse tüm parklar dolu oluyordu. Vatandaş ne yapsın erkenden yer tutmaya gidiyordu...
**
Vatandaş apartmanlardan bunalıyor artık. Çoğunluğun kafasında bir bahçeli ev planı var. Planlarının önündeki engelleri aşmaya çalışıyorlar.
**
İdareciler yüksek katlı binaları dikmeyi bırakıp, gerekli düzenlemelerle 1-2 katlı müstakil evlerin önünü açmalıdır. “Artık çok geç” değil. Bari çocuklar doğasına uygun yaşayabilsin...