Bu konuyu birkaç hafta önce yazacaktım; fakat 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu sebebiyle bundan önce yazdığım yazıları öne almam gerekiyordu; bu yüzden bu yazı biraz gecikmiştir. Okuyucularımdan özür dilerim.
Vahşi kapitalizm, çirkin yüzünü 17 Aralık’ta Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu adı altında bir daha gösterdi; varımızı yoğumuzu aldı götürdü. Geçmişte olduğu gibi üç –dört senede bir gelir, alın terimiz götürür; işçi memur esnaf tekrar çalışır yine gelerek varımızı yoğumuzu götürmektedir. Borsanın, piyasanın durumu ortadadır.
17 Aralık’ı bu şekilde okumak lazım. Öyle bir şekilde gelir ki milletin dikkatini başka tarafa çevirerek çaktırmadan halkın elinden tırnağından artırdığını silip süpürmektedir. Geçmişte böyle olmadı mı, bu günde öyle değil mi? Memurluk hayatımda elimizden tırnağımızdan artırdığımızı yatırama dönüştürelim derken anında geliyor, elimizde avucumuzda ne varsa alıyor; biz de yerimizde sayıyoruz.
Kapitalizm halkı öyle bir gözetleme kulesinden tarassut ediyor ki herkesin aldığı nefesin adedini bile biliyor. Bakın 17 Aralık’tan sonra dolar ve Euro yükseldi.
Merkez Bankası, bu yükselişi durdurabilmek için faizi yükseltmek mecburiyetinde kaldı. Faiz lobisinin yüzü güldü; bunu demeçlerinden anlıyoruz.
Faiz, fakirlik ve yoksulluk demektir; çünkü enflasyon faizle doğru orantılıdır, faiz yükselirse enflasyon da yükselir, faiz düşerse enflasyon da düşer.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, malumunuz yakında faiz oranlarını şu şekilde açıkladı: Merkez Bankası bünyesindeki Bankalar arası Para Piyasası ve Borsa İstanbul Repo–Ters Repo pazarlarında uygulanmakta olan faiz oranları ile bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının aşağıdaki gibi belirlenmesine karar verilmiştir:
a) Gecelik faiz oranları: Marjinal fonlama oranı yüzde 7,75’ten yüzde 12’ye, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkânı faiz oranı yüzde 6,75’ten yüzde 11,5’e, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 3,5’ten, yüzde 8’e yükseltilmiştir.
b) Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 4,5’ten yüzde 10’a yükseltilmiştir.
Bu açıklamadan sonra dolar ve Euro’da iki- üç puan düşüş gözlendi; bu kadar. Kazanan faiz lobisi oldu, kaybeden halk oldu.
Vahşi kapitalizm, dünyanın her tarafında böyledir. Dünya halklarını sülük gibi emmektedir. Dünya halkları, zaman zaman tepki gösteriyor ama eli kolu bağlı olduğu için vahşi kapitalizme haddini bildirememektedir.
Kapitalizm, yapısı gereği dünya gelirinin % 95’ni yiyor, dünya halkları ise dünya gelirinin % 5’ni yemektedir.
Türkiye için düşünecek olursak, Türkiye gelirinin %95’ni faiz lobisi yemektedir, geri kalan %5’ni ise halk yemektedir. Memur maaşları ve işci maaşları %5 üzerinden hesap edilerek bürokratlar bunun %95’ni işçi ve memur ise geri kalan % 5’ni almaktadır.
Sistem böyle işlemektedir. Hükümet bunu bilmektedir; zaman zaman Sayın Başbakan’ın faiz lobisinden dert yanmasının sebebi budur.
Zulüm ile âbâd olunmaz; bir gün elbet yıkılacaktır, belki yarın belki yarından da yakın. Çalışmamızı bu yönde yapalım ve halkı bu yönde bilinçlendirelim.
Bakın, devlet olarak ta ne kadar yatırım yaparsak yapalım, dünya gelirinin %’de 5’ den payımıza düşenden fazla kazanç temin ettiğimiz an, vahşi kapitalizm, 17 Aralık’a benzer bir şey yaparak elinden gelirse hükümeti düşürerek geri alır. Bu böyle bilinmeli ve hesabımızı buna göre yapmalıyız. Hoşça kalın.