Yeme- içme alışkanlıklarının kalp ve damar sağlığı üzerinde doğrudan etkili olduğu bilinir. Kolesterolü artıran gıdalar ile sürekli olarak beslenilmesi halinde kalp ve damar sağlığının tehlikeye girebileceğini belirten uzmanlar, beslenme programlarının daha sağlıklı gıdalar ile desteklenmesi gerektiğini sık sık gündeme getirir.
Birçok kişi kalp ve damar sağlığının yalnızca beslenme alışkanlıklarına ve hareketli yaşama bağlı olduğunu düşünür. Ancak işin uzmanlarına göre bu, tam olarak öyle değildir.
Kalp ve damar sağlığını riske atan pek çok faktör bulunur. Genetik, beslenme alışkanlıkları, spor, uyku düzeni, kötü alışkanlıklar ve daha pek çok değişken, kalp ve damar sağlığı üzerinde etkilidir. Öyle ki birçok kişi tam olarak bilgi sahibi olmasa da hava koşullarının da kalp sağlığı üzerinde etkisi bulunur.
Hava şartları ile kalp sağlığı arasında bir ilişki bulunduğunu belirten isimlerden biri olan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, konu ile ilgili detaylı bir bilgilendirmede bulundu.
VÜCUT, SICAK HAVALARDA DAHA ÇOK ÇALIŞIYOR
Vücudumuz, tehdit anlarında kendini korumaya alabilmek adına pek çok sisteme sahiptir. Bu sistemler sıcak havalarda da devreye girer. Aşırı sıcaklarda kendini serinletmek adına daha fazla efor sarf etmek durumunda kalan vücut, Köksal’a göre kalp üzerinde ciddi bir yükün oluşmasına yol açar.
Sıcak havalarda damarların genişlediğini ve tansiyonda düşüş meydana geldiğini belirten Köksal, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kalp, tansiyonu dengelemek için daha fazla çalışmak durumunda kalır. Ek olarak aşırı terleme ile vücudun su kaybı artar, bu da kalbin iş yükünü iki katına çıkarır.”
RİSK GRUPLARINI AÇIKLADI
Sıcak havalarda kalp ve damar sağlığının tehlikeye girebileceğini vurgulayan Köksal; kalp problemi yaşan kişilerin, kalp ameliyatı geçiren kişileri, kalp ilacı kullanan kişilerin ve hiçbir sorunları olmasa da 65 yaşın üzerinde olan kişilerin riskli gruplarda yer aldıklarını belirtti.
NE YAPILMASI GEREKİYOR?
Kalp açısından riskli gruplarda olan kişileri net bir dil ile uyaran Köksal, bu süreçte sıvı tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti. Hekim aksini söylemedi ise günlük su tüketim miktarının artırılması gerektiğini vurgulayan Köksal, ayrıca tuz tüketimine de dikkat çekti.
Tuzun terleme ile vücuttan atıldığını belirten Köksal, bu durumda vücudun ihtiyaç duyduğu tuz miktarında da azalma olacağını ifade etti. Köksal, konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Tansiyonunuz sürekli olarak düşük seviyelerde ve ağızda kuruluk hissini varsa, bacaklarda kramplar oluşmaya başladıysa bir miktar tuz tüketmenizde fayda var. Ek olarak idrar söktürücü kullanan hastaların potasyum kaybını önlemek için de günde 1 tane muz veyahut da birkaç parça kayısı tüketmeleri gerekir.”