Ebedi olmayan yaşamı içinde olduğumuz Dünya’ ya...
Nice Krallar, Hükümdarlar, Sultanlar, Padişahlar, Baş Vezirler, Vezirler sonrası yakın yıllardan beri de bunların yerini Demokrasi adı altında Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar ve Millet Vekilleri almış oldu...
Öncekiler de, sonrakiler de; halkına hizmet için vazifelilerdir ama...
Tarihî oluşumlardan öğrendiklerimiz olarak, bunların bir kısmı, halkına hür ve mesut bir yaşam içinde hizmet verme çabası içine girerken.
Yakın zaman içinde olanlar da dâhil olmak üzere çoğunluğu…
İyi - kötü kelime karşılıkçığı gibi maalesef, huzursuz hatta ileri gidip cefalı bir yaşayış sergilerken kendi ve etraf ı ağyar ver ayalini zengin etme veya sağlama yönüne gitmiş ve gitmekte oldukları var sayım içine girmekte!
***
Oluşumları sadece bu güne değil. Konu ettiğim gibi tarihsel yani bütün gelip geçenler de maalesef eksik değil.
Bugünü kötüleyip dünkü durumunu unutuşla “Ben iyiyim” hesabına girmelerinin neticesi olarak inandırırcıklarını da kaybettiklerini düşünseler hatta halkça uyarılsa bile…
Hala “İnandırırım” huyundan vazgeçmemekte.
Yıllar evveli olan “Düşün arkama…” diyenlerin arkasına düşenler yine olabiliyor ama…
Köprünün altından çoook sular geçmiş büyük azalma olmuş halk bilinçlenmiş bulunmakta.
Hele birde, sadece iktidar olanların etrafındakiler değil, muhalif partililerin etrafında da aynı tutum yani tabiri caizse hakikat yerine şakşakçılık ve yağcılık yaptıkları hususu.
Zamanın görsel yayınları ile apaçık görülmekte.
***
Anlatmak istediğim ile ilgili olarak bu günkü yaşam konularının hepsine adapte edebileceğiniz, “Eski bir Uzak Doğu hikâyesi” ile büyük düşünürlerden Konfüçyüs’ün “Eğitimli insanların özellikleri” anlatımını aşağıda sunmak isterim.
***
ŞEHİR KAPISI...
Bir zamanlar Çin’de bilgeliğinin, ülkesini bir güneş gibi aydınlattığı, zekası ve zenginliğine kimsenin ulaşamadığı şanlı bir hükümdar yaşarmış.
Bir gün veziri üzgün bir halde yanına gelmiş ve;
“Yüce hükümdarım, siz ülkemizdeki en yüce insansınız.
Yaşamımızın ve olumumuzun efendisisiniz.
Ülkede tetkik gezisinde iken, ne gördüm ve duydum biliyor musunuz?..
Her yerde insanlar size şükrediyorlardı...
Bunların azınlığı bazı insanlar ise, sizin hakkınız da kötümser konuşuyorlar, yaptıklarınızı ve aldığınız kararları eleştiriyorlardı.
En güçlü den daha güçlü olan sizin gibi bir hükümdarın ülkesin de;
Böylesine bir durum ve başkaldırı nasıl olabilir?..” diye üzgünlüğünü belirtmiş...
İlave olarak da işlem yapılmasını teklif etmiş...
Hükümdar gülümsemiş ve
“Krallığımda ki her insan gibi, sizler için neler yaptığımı biliyorsun...
Yedi ülke benim kontrolüm de.
Benim yönetimimde ki bu ülkeler gelişti ve zenginleşti...
Bu yedi ülkedeki insanlar beni, adaletimden dolayı seviyor.
Tamamen haklısın, bir şeyler yapma teklifin de...
Birçok şey yapabilirim...
Şehirlerimin kapılarını kapatabilirim...
Fakat yapamayacağım bir şey var!.
Tebaamın ağzını kapatamam...
Asıl önemli olan...
Bazı insanların benim hakkımda kötü şeyler söylemeleri değil;
Benim onlar için gerçekten...
İyi olan şeyleri yapmam...”
***
KONFÜÇYÜS’ DEN...
EĞİTİMLİ İNSANLARIN ÖZELLİKLERİ...
Konfüçyüs derki;
Eğitimli insanların dokuz düşünceleri vardır.
1.Baktıklarında berrak görmeyi düşünürler.
2.Dinlediklerinde, iyi duymayı düşünürler.
3.Görünüşleri bakımından sıcak olmayı düşünürler.
4.Davranışlarında saygılı olmayı düşünürler.
5.Konuşmalarında doğru olmayı düşünürler.
6.İşlerinde ciddi olmayı düşünürler.
7.Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını düşünürler.
8.Öfkelendiklerinde sorunları düşünürler.
9.kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler....
***
Ne dersiniz?..
Böyle idare eden, düşünen Devlet adamı ve eğitimli insanları!...
Bu günlerde görebilmekte miyiz?.. Yüce Yaradan halk eder inşallah...
Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…
Nice Krallar, Hükümdarlar, Sultanlar, Padişahlar, Baş Vezirler, Vezirler sonrası yakın yıllardan beri de bunların yerini Demokrasi adı altında Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar ve Millet Vekilleri almış oldu...
Öncekiler de, sonrakiler de; halkına hizmet için vazifelilerdir ama...
Tarihî oluşumlardan öğrendiklerimiz olarak, bunların bir kısmı, halkına hür ve mesut bir yaşam içinde hizmet verme çabası içine girerken.
Yakın zaman içinde olanlar da dâhil olmak üzere çoğunluğu…
İyi - kötü kelime karşılıkçığı gibi maalesef, huzursuz hatta ileri gidip cefalı bir yaşayış sergilerken kendi ve etraf ı ağyar ver ayalini zengin etme veya sağlama yönüne gitmiş ve gitmekte oldukları var sayım içine girmekte!
***
Oluşumları sadece bu güne değil. Konu ettiğim gibi tarihsel yani bütün gelip geçenler de maalesef eksik değil.
Bugünü kötüleyip dünkü durumunu unutuşla “Ben iyiyim” hesabına girmelerinin neticesi olarak inandırırcıklarını da kaybettiklerini düşünseler hatta halkça uyarılsa bile…
Hala “İnandırırım” huyundan vazgeçmemekte.
Yıllar evveli olan “Düşün arkama…” diyenlerin arkasına düşenler yine olabiliyor ama…
Köprünün altından çoook sular geçmiş büyük azalma olmuş halk bilinçlenmiş bulunmakta.
Hele birde, sadece iktidar olanların etrafındakiler değil, muhalif partililerin etrafında da aynı tutum yani tabiri caizse hakikat yerine şakşakçılık ve yağcılık yaptıkları hususu.
Zamanın görsel yayınları ile apaçık görülmekte.
***
Anlatmak istediğim ile ilgili olarak bu günkü yaşam konularının hepsine adapte edebileceğiniz, “Eski bir Uzak Doğu hikâyesi” ile büyük düşünürlerden Konfüçyüs’ün “Eğitimli insanların özellikleri” anlatımını aşağıda sunmak isterim.
***
ŞEHİR KAPISI...
Bir zamanlar Çin’de bilgeliğinin, ülkesini bir güneş gibi aydınlattığı, zekası ve zenginliğine kimsenin ulaşamadığı şanlı bir hükümdar yaşarmış.
Bir gün veziri üzgün bir halde yanına gelmiş ve;
“Yüce hükümdarım, siz ülkemizdeki en yüce insansınız.
Yaşamımızın ve olumumuzun efendisisiniz.
Ülkede tetkik gezisinde iken, ne gördüm ve duydum biliyor musunuz?..
Her yerde insanlar size şükrediyorlardı...
Bunların azınlığı bazı insanlar ise, sizin hakkınız da kötümser konuşuyorlar, yaptıklarınızı ve aldığınız kararları eleştiriyorlardı.
En güçlü den daha güçlü olan sizin gibi bir hükümdarın ülkesin de;
Böylesine bir durum ve başkaldırı nasıl olabilir?..” diye üzgünlüğünü belirtmiş...
İlave olarak da işlem yapılmasını teklif etmiş...
Hükümdar gülümsemiş ve
“Krallığımda ki her insan gibi, sizler için neler yaptığımı biliyorsun...
Yedi ülke benim kontrolüm de.
Benim yönetimimde ki bu ülkeler gelişti ve zenginleşti...
Bu yedi ülkedeki insanlar beni, adaletimden dolayı seviyor.
Tamamen haklısın, bir şeyler yapma teklifin de...
Birçok şey yapabilirim...
Şehirlerimin kapılarını kapatabilirim...
Fakat yapamayacağım bir şey var!.
Tebaamın ağzını kapatamam...
Asıl önemli olan...
Bazı insanların benim hakkımda kötü şeyler söylemeleri değil;
Benim onlar için gerçekten...
İyi olan şeyleri yapmam...”
***
KONFÜÇYÜS’ DEN...
EĞİTİMLİ İNSANLARIN ÖZELLİKLERİ...
Konfüçyüs derki;
Eğitimli insanların dokuz düşünceleri vardır.
1.Baktıklarında berrak görmeyi düşünürler.
2.Dinlediklerinde, iyi duymayı düşünürler.
3.Görünüşleri bakımından sıcak olmayı düşünürler.
4.Davranışlarında saygılı olmayı düşünürler.
5.Konuşmalarında doğru olmayı düşünürler.
6.İşlerinde ciddi olmayı düşünürler.
7.Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını düşünürler.
8.Öfkelendiklerinde sorunları düşünürler.
9.kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler....
***
Ne dersiniz?..
Böyle idare eden, düşünen Devlet adamı ve eğitimli insanları!...
Bu günlerde görebilmekte miyiz?.. Yüce Yaradan halk eder inşallah...
Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…