Konya, dün itibariyle aile hekimliği uygulamasına geçiş yaptı. Konya’da aile hekimliği için görevlendirilen 549 hekimin 285’i merkezde görev yapıyor. Aile hekimlerinin her birine ortalama 3 bin 500 nüfus düşüyor.
Numune Hastanesi’nden aralarında başhekim yardımcılarının da bulunduğu 37 doktor, aile hekimliği uygulaması kapsamında yeni görev yerlerinde hizmete başladı.
Aile hekimliği uygulamasının ilk gününde sistem yeni olduğu için doktorlar, sağlık çalışanları ve hastalar adapte olmaya çalıştı. Hastaların kayıtlarını indiren aile hekimleri, ilk gün muayene ettikleri kişilerin bilgilerini sistem sorunundan dolayı defterlere kaydetti. Bu bilgiler daha sonra bilgisayar ortamına aktarılacak.
ÜCRET FARKLILIKLARI VE İŞ GÜVENCESİ SORUNU VAR
Konya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Faruk Aksoy, Avrupa Birliği ve pek çok dünya ülkesinde uygulanan aile hekimliğinin kişiye yönelik birinci basamak sağlık, koruyucu, tedavi, rehabilite ve danışmanlık hizmetlerinin verildiği sistem olduğunu söyledi. Aslında aile hekimliğinin 1960 yılında uygulamaya konulan sosyalizasyon anlayışının çağdaş normlara uyarlamış yeni şekli olduğuna işaret eden Faruk Aksoy, “Yıllardır aile hekimliği sistemine geçmeye en hazır illerden biri olduğu söylenen Konya’nın aile hekimliği sistemine neden bu kadar geç başlandığı da ayrı bir değerlendirme konusudur. Birinci basamak sağlık kurumlarında, kurum hekimlerinde ve aile hekimliği sisteminde çalışan hekimlerin ücret faklılıkları da sistemin sorunlarından bir tanesidir. Yine iş güvencesinin gelecekte ortadan kalkacak olması da ayrı bir handikaptır” dedi.
AİLE HEKİMLERİ UYGULAMADAN MEMNUN
Alparslan Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan 5 aile hekiminden biri olan Dr. Ahmet Ergin,
Aile hekimliğinin Konya’da daha önce başlaması gereken bir uygulama olduğunu belirterek, hem vatandaşlar hem hekimler hem de sağlık sistemi açısından uygulamanın son derece faydalı olduğunu vurguladı. Sistemin yeni olmasından dolayı hastaların, çalışanların ve doktorların adapte olmaya çalıştığına işaret eden Dr. Ahmet Ergin, ilk günden muayenelere başladıklarını, kayıtları indirilen hastaların muayene sonuçlarını sistemdeki sorunlardan dolayı deftere kaydettiklerini anlatarak, daha sonra bu bilgilerin bilgisayar ortamına aktarılacağını ifade etti.
Aile hekimliği sisteminin hayata geçmesiyle birlikte, aile hekimlerinin hastalarına biraz daha fazla sahip çıkacaklarına dikkat çeken Ahmet Ergin, bu sayede hastanelerdeki hasta sayısının da yüzde 15 oranında düşeceği tahmininde bulundu. Ergin, kendisinin ilk gün öğleye kadar ortalama 25 hastayı muayene ettiğini ve günlük her aile hekiminin 50 civarında hastaya hizmet verebileceğini söyledi.
ÖZEL HASTANELER DE UYGULAMAYI OLUMLU BULUYOR
Özel Selçuklu Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve TOBB Sağlık Kurumları Meclis Başkanı Dr. Seyit Karaca, aile hekimliği uygulamasının model olarak Batılı ülkelerden ithal edilmiş gibi görüldüğüne işaret ederek, “Uygulama açısından batılı ülkelerde bir takım sıkıntıların olduğu söyleniyor. Ancak ülkemiz sağlık sistemi açısından yeni bir model” dedi. Kendisinin sistemde olumlu gördüğü noktaları anlatan Seyit Karaca, “Her ferdin doğumundan ölümüne kadar bütün sağlık problemini takip edecek bir hekimin o fert için görevlendiriliyor olması güzel bir şey. Burada sistem ne kadar güzel olursa olsun insanlarla ilişkili yönü var. Görevlendirilen aile hekimlerinin kendi kayıtlarındaki hastalarla iyi bir diyalog ve bu hastaları memnun edecek bir çalışma tarzı içinde olması lazım. Bu tür konularla ilgili bireysel sıkıntıları çözmek için de şu şekilde bir tarz benimsenmiş. İlk 6 ay sizi takip eden aile hekiminden memnun değilseniz, 6 aydan sonra hekiminizi değiştirme imkanınız var. Bu sağlık hizmetini alan vatandaş açısından bir artı. Ayrıca Konya merkezinde 40’a yakın sağlık ocağı var. Merkezdeki sağlık ocaklarındaki yoğunlukta azaltılmış oluyor” diye konuştu.
Sistemin geneliyle ilgili finansal yönetiminde sıkıntı olabileceğine ilişkin eleştirilerin olduğuna atıfta bulunan Seyit Karaca, uzun vadede koruyucu sağlık hizmetleri ön planda tutulursa erken teşhis edilebilecek birçok kronik hastalık açısından ülkenin genel bütçesine olumlu yansıyacağı düşüncesinde olduğunu söyledi.
Seyit Karaca, sistemin eleştirilebilecek yönünün, bakanlığın insan kaynağı sıkıntısını mazeret göstererek hekim başına düşen nüfusu biraz yüksek tutmasını gösterdi.
Özel sektör açısından da uygulamayı değerlendiren Karaca, “Başlangıçta özel sektörün aleyhine gelişecek bazı durumlar olabilir. Özel sektöre hasta gidişi azalacak olabilir. Ancak konuyu bütün olarak düşündüğümüzde tüm sağlık harcamalarına ayrılan bütçe bu sistemle beraber biraz daha disipline olacak diye düşünüyorum. Bunun sonucunda da özel sektör olarak bizler şu anda hizmet fiyatlarını düşük bulduğumuz sosyal güvenlik kurumuna bu fiyatların daha uygun seviyelere çekilmesi konusunda talepte bulunabileceğiz” dedi.
Karaca, aile hekimliğine geçiş sürecinde yaşanabilecek sıkıntılardan dolayı özel hastanelerde ciddi bir yoğunluk olmayacağını da ifade etti.
Numune Hastanesi’nden aralarında başhekim yardımcılarının da bulunduğu 37 doktor, aile hekimliği uygulaması kapsamında yeni görev yerlerinde hizmete başladı.
Aile hekimliği uygulamasının ilk gününde sistem yeni olduğu için doktorlar, sağlık çalışanları ve hastalar adapte olmaya çalıştı. Hastaların kayıtlarını indiren aile hekimleri, ilk gün muayene ettikleri kişilerin bilgilerini sistem sorunundan dolayı defterlere kaydetti. Bu bilgiler daha sonra bilgisayar ortamına aktarılacak.
ÜCRET FARKLILIKLARI VE İŞ GÜVENCESİ SORUNU VAR
Konya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Faruk Aksoy, Avrupa Birliği ve pek çok dünya ülkesinde uygulanan aile hekimliğinin kişiye yönelik birinci basamak sağlık, koruyucu, tedavi, rehabilite ve danışmanlık hizmetlerinin verildiği sistem olduğunu söyledi. Aslında aile hekimliğinin 1960 yılında uygulamaya konulan sosyalizasyon anlayışının çağdaş normlara uyarlamış yeni şekli olduğuna işaret eden Faruk Aksoy, “Yıllardır aile hekimliği sistemine geçmeye en hazır illerden biri olduğu söylenen Konya’nın aile hekimliği sistemine neden bu kadar geç başlandığı da ayrı bir değerlendirme konusudur. Birinci basamak sağlık kurumlarında, kurum hekimlerinde ve aile hekimliği sisteminde çalışan hekimlerin ücret faklılıkları da sistemin sorunlarından bir tanesidir. Yine iş güvencesinin gelecekte ortadan kalkacak olması da ayrı bir handikaptır” dedi.
AİLE HEKİMLERİ UYGULAMADAN MEMNUN
Alparslan Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan 5 aile hekiminden biri olan Dr. Ahmet Ergin,
Aile hekimliğinin Konya’da daha önce başlaması gereken bir uygulama olduğunu belirterek, hem vatandaşlar hem hekimler hem de sağlık sistemi açısından uygulamanın son derece faydalı olduğunu vurguladı. Sistemin yeni olmasından dolayı hastaların, çalışanların ve doktorların adapte olmaya çalıştığına işaret eden Dr. Ahmet Ergin, ilk günden muayenelere başladıklarını, kayıtları indirilen hastaların muayene sonuçlarını sistemdeki sorunlardan dolayı deftere kaydettiklerini anlatarak, daha sonra bu bilgilerin bilgisayar ortamına aktarılacağını ifade etti.
Aile hekimliği sisteminin hayata geçmesiyle birlikte, aile hekimlerinin hastalarına biraz daha fazla sahip çıkacaklarına dikkat çeken Ahmet Ergin, bu sayede hastanelerdeki hasta sayısının da yüzde 15 oranında düşeceği tahmininde bulundu. Ergin, kendisinin ilk gün öğleye kadar ortalama 25 hastayı muayene ettiğini ve günlük her aile hekiminin 50 civarında hastaya hizmet verebileceğini söyledi.
ÖZEL HASTANELER DE UYGULAMAYI OLUMLU BULUYOR
Özel Selçuklu Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve TOBB Sağlık Kurumları Meclis Başkanı Dr. Seyit Karaca, aile hekimliği uygulamasının model olarak Batılı ülkelerden ithal edilmiş gibi görüldüğüne işaret ederek, “Uygulama açısından batılı ülkelerde bir takım sıkıntıların olduğu söyleniyor. Ancak ülkemiz sağlık sistemi açısından yeni bir model” dedi. Kendisinin sistemde olumlu gördüğü noktaları anlatan Seyit Karaca, “Her ferdin doğumundan ölümüne kadar bütün sağlık problemini takip edecek bir hekimin o fert için görevlendiriliyor olması güzel bir şey. Burada sistem ne kadar güzel olursa olsun insanlarla ilişkili yönü var. Görevlendirilen aile hekimlerinin kendi kayıtlarındaki hastalarla iyi bir diyalog ve bu hastaları memnun edecek bir çalışma tarzı içinde olması lazım. Bu tür konularla ilgili bireysel sıkıntıları çözmek için de şu şekilde bir tarz benimsenmiş. İlk 6 ay sizi takip eden aile hekiminden memnun değilseniz, 6 aydan sonra hekiminizi değiştirme imkanınız var. Bu sağlık hizmetini alan vatandaş açısından bir artı. Ayrıca Konya merkezinde 40’a yakın sağlık ocağı var. Merkezdeki sağlık ocaklarındaki yoğunlukta azaltılmış oluyor” diye konuştu.
Sistemin geneliyle ilgili finansal yönetiminde sıkıntı olabileceğine ilişkin eleştirilerin olduğuna atıfta bulunan Seyit Karaca, uzun vadede koruyucu sağlık hizmetleri ön planda tutulursa erken teşhis edilebilecek birçok kronik hastalık açısından ülkenin genel bütçesine olumlu yansıyacağı düşüncesinde olduğunu söyledi.
Seyit Karaca, sistemin eleştirilebilecek yönünün, bakanlığın insan kaynağı sıkıntısını mazeret göstererek hekim başına düşen nüfusu biraz yüksek tutmasını gösterdi.
Özel sektör açısından da uygulamayı değerlendiren Karaca, “Başlangıçta özel sektörün aleyhine gelişecek bazı durumlar olabilir. Özel sektöre hasta gidişi azalacak olabilir. Ancak konuyu bütün olarak düşündüğümüzde tüm sağlık harcamalarına ayrılan bütçe bu sistemle beraber biraz daha disipline olacak diye düşünüyorum. Bunun sonucunda da özel sektör olarak bizler şu anda hizmet fiyatlarını düşük bulduğumuz sosyal güvenlik kurumuna bu fiyatların daha uygun seviyelere çekilmesi konusunda talepte bulunabileceğiz” dedi.
Karaca, aile hekimliğine geçiş sürecinde yaşanabilecek sıkıntılardan dolayı özel hastanelerde ciddi bir yoğunluk olmayacağını da ifade etti.