Artan maliyetler karşısında süt fiyatlarını yeniden belirlemek için geçtiğimiz hafta toplanan Ulusal Süt Konseyi'nden üreticilerin tepkisini çeken bir karar çıktı. Süt fiyatlarında hiç bir şekilde artış yapılmazken, sadece çiğ süt destek primi 15 kuruştan 40 kuruşa çıkarıldı. Ulusal Süt Konseyi'nin süt fiyatlarında hiç bir şekilde artış yapmaması ve sadece çiğ süt destek primini 15 kuruştan 40 kuruşa çıkarması üreticilerde büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Yem fiyatlarının ve diğer girdi masraflarının sürekli artmasına karşı süt fiyatlarının yerinde sayması üreticiyi içinden çıkılmaz bir hale soktu. Konya’da ve birçok şehirde girdi masraflarının artmasından dolayı zarar eden üreticiler hayvanlarını kesime göndermeye başladı.
ÜRETİCİLER ALINAN KARARA İSYAN ETTİ
Süt üreticisi aylardır süt fiyatlarının artırılmasını beklerken, Ulusal Süt Konseyi'nden süt fiyatlarıyla ilgili üreticiyi kızdıran bir karar çıktı. Çiğ süt fiyatlarına hiç bir artış yapılmayarak 2.30 lirada sabit tutulurken, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için çiğ süt destek priminin 40 kuruş olarak uygulanmasına karar verildi. Buna göre Ekim, Kasım Aralık aylarında süt üreticisi desteklerle birlikte eline 2.70 lira geçecek. Ulusal Süt Konseyi, 1 Ocak 2021'den itibaren uygulanacak yeni fiyatları belirlemek için Aralık 2020'de tekrar toplanmasına karar verildi. Türkiye’de süt üretiminin en fazla yapıldığı il olan Konya’da üreticiler duruma isyan etti.
ÜRETİCİNİN VEBALİNDEN KURTURALAMAZSINIZ
Duruma tepki gösteren Konya Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Nazif Karabulut, “Bu üreticinin vebalinden kurtulamazsınız. İğneden ipliğe zam, süte geldi mi yok. Süt üretmek, et üretmek suç oldu bu ülkede” dedi. Girdi masraflarının artmasından dolayı birçok üretici iflasın eşiğine geldiğini kaydeden Karabulut, şunları kaydetti: “Sağacak inek, içecek süt, yiyecek et bulamayasınız inşallah. Allah’tan korkmadınız, üreticiden utanmadınız. Allah’tan bulun inşallah. Bu üreticinin vebalinden kurtulamazsınız. İğneden ipliğe zam, zam, zam. Ama süte geldi mi yok. O verdiğiniz 40 kuruş desteği de alın başınıza çalın. Yazık, günah bu millete. Süt üretmek, et üretmek suç oldu bu ülkede. Markete bak, reyona bak, üreticiden 2.30 kuruşa aldığın süt, reyonda 7 TL. Üreticiden 32 TL’ye aldığın et, market reyonlarında 60-70 TL. Bunlara niye müdahale etmiyorsunuz? Keyfi, kafasına göre zam yapan yem fabrikalarına niye müdahale etmiyorsunuz?” diye tepki gösterdi.
HAYVANCILIĞIN İFLASINA SEBEP OLACAK
Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız ise “Bu karar Türkiye Cumhuriyeti'nde hayvancılığın iflasına sebep olacak” uyarısında bulundu. Kararın Türkiye’de hayvancılığın iflasına neden olacağını söyleyen Murat Yağız, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ulusal Süt Konseyi toplantısından çıkan karara göre sonuçta hayvancılık yapan üreticilerimize ette ve sütte büyük bir darbe vurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nde hayvancılığın iflasına sebep olacak bu kararın yeniden gözden geçirilmesini Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli' nin ivedilikle bu konuya değinmesi gerektiğini talep ediyoruz. Aksi takdirde küçükbaş ve büyükbaş hayvan üreticimizin bitmesi anlamına gelecek olan bu kararın et tüketiminde de cari açığa sebep olacağından dolayı önümüzdeki günlerde süt hayvancılığı yapan üreticilerimizin ineklerini kestirmek zorunda kalacağını bu takdirde sütün olmadığı bir ülkede etinde olmayacağını düşündüğümüz zaman ithalata muhtaç duruma düşeriz.”
HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜ BÜYÜK BİR KRİZ BEKLİYOR
Konya İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Edip Yıldız ise alınan karara tepki gösterdi. Yıldız, açıklamasında şunları söyledi: “Dünyanın, yerli üretimi ve üreticisini desteklemenin ne kadar önemli olduğunu anladığı bu günlerde, Ulusal Süt Konseyi ‘nin toplantısından süt üreticisinin beklediği haber çıkmamıştır. Kasım 2019 yılında açıklanan süt fiyatlarının üzerinden 11 ay geçmiş ve bu süre içerisinde özellikle artan yem fiyatları ve diğer maliyetler sektörümüzü krize sokmuştur. Süt üretiminde ülkemizde ilk sırada bulunan Konya yetiştiricisi en zorlu ekonomik süreçlerde ülkemizdeki tüm yetiştiriciler ile birlikte üretime devam etmiştir. Yem fiyatları ve diğer tüm maliyetler artarken süt fiyatı sabit kalmıştır. Herkes maliyetine göre ürettiği ürününü satıyor iken bir tek süt üreticisine senin ürettiğin üründe fiyat sabit deniliyor. Üreticiye reva görülen bu uygulama ne bir ekonomik modelle ne de vicdanla izah edilebilir. Bir kez daha anladık ki; İşlevi olmayan, etkisini yitirmiş kuruma dönüşen Ulusal Süt Konseyi’nin bu yapısıyla süt üreticisine zerre faydası olmayacağı ortaya çıkmıştır. Ulusal Süt Konseyi kurulurken yapılan yanlışın faturasını üreticiler artık ödemeye devam etmemelidir. Süt fiyatının sabit, yem ve diğer girdilerin fiyatının serbest olmasını asla kabul edemeyiz ve etmeyeceğiz. İthalatta tarım ve hayvansal ürünleri hep taviz konusu olmuştur üreticinin haklı sesi duymamazlıktan gelinmiştir, haksız uygulamaların sorumluluğundan kimse kaçamaz, bilmeliler ki; bu yıkımın vebali üzerlerinde olacaktır. Bir an önce yapılan bu haksız beyandan vazgeçilmeli, üreticinin zam talebi karşılanmalıdır. Önümüzdeki dönemlerde üreticinin ürettiği sütün fiyatını kendisinin belirleyeceği bir sistem kurulmalıdır. Aksi halde hayvancılıkta tarihin en büyük krizi bizi beklemektedir.”
İBRAHİM BÜYÜKEKEN