Üniversitenin yönetilme sorunu var

Selçuk Üniversitesi'nin en büyük sorunun yönetimden kaynaklanan ders dağıtımı ve öğretim üyeleri atamaları olduğunu aktaran Prof. Dr. Haydar Öztaş, üniversitenin daha iyi yönetilmesi için rektörlüğün

SÖZ REKTÖR
ADAYLARINDA - 9
Mustafa AKÇA
akca_mustafa@windowslive.com

Üniversitenin yönetilme sorunu var

Selçuk Üniversitesi'nin en büyük sorunun yönetimden kaynaklanan ders dağıtımı ve öğretim üyeleri atamaları olduğunu aktaran Prof. Dr. Haydar Öztaş, üniversitenin daha iyi yönetilmesi için rektörlüğün kampuse taşınması gerektiğini söyledi

SUNUŞ...
Selçuk Üniversitesi'nde Kasım ayında yapılması planlanan rektörlük seçiminde rektör adayı olan Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi OFMAE Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haydar Öztaş, üniversitede akademisyen atamalarında ve hocalara ders verilmesinde haksızlık yapıldığını belirterek, "Üniversitemizin yönetiminde ben yaptım oldu havası var. Birçok akademisyenimiz haksızlığa uğramış. Üniversitede kişiye özel ilanlar verilerek istenen kişiler alınıyor. Böyle bir alım şekli olamaz. Atamalarda belirli bir kriterin olması gerek. Tüm bunlar üniversitede kurumsallaşma sağlanamadığı için yaşanan sorunlardır. Yine üniversitenin sorunlarının daha iyi görülmesi için rektörlüğün merkez kampuse taşınması gerekiyor. Ayrıca öğrencilerin yaşadığı ulaşım sorunu dile getirilmeli. Öğrencilerin şehir merkeziyle üniversite arasındaki ulaşımını en kısa süreye indirecek olan metro sisteminin yapılması için gerekli mercilerle iletişime geçilmelidir. Metronun şehre yapılması için herkesin elinden geleni yapması lazım" diyor...


PROF. DR. HAYDAR ÖZTAŞ KİMDİR?
01 Ocak 1959 yılında Karaman Ermenek'te doğdu. İlköğretimi Ermekte okudu. Ortaöğretimi ve liseyi Konya Ereğli ilçesinde tamamladı. Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi'ni 1981 yılında tamamlayan Prof. Dr. Haydar Öztaş, yine aynı üniversitede yüksek lisansını tamamladı. Doktorasını İngiltere'nin Bristol Üniversitesi'nde yapan Prof. Dr. Öztaş, doçentliğini Genel Biyoloji alanında tamamladı. Mustafa Kemal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünde görev yaparken 2002 yılında profesörlük unvanını alan Haydar Öztaş, 2005 yılından bu yana Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi OFMAE Biyoloji Eğitimi ABD Anabilim Dalında görevini sürdürmektedir. Prof. Dr. Haydar Öztaş, evli ve iki çocuk babasıdır.

* Selçuk Üniversitesi rektörlüğüne neden aday olmaya karar verdiğiniz ve adaylık süreciniz nasıl şekillendi?
- Üniversitemizde bazı şeylerin iyi gitmediğini gördüm. Bunları birinin çözmesi gerekiyordu. Birini eleştirmeniz için cesaretinizi ortaya koyarak, hayır bu böyle olmaz böyle olur demelisiniz. Üniversitemizde özellikle akademisyen atamalarında sıkıntılar var. Atamalarda keyfiyet söz konusu. Özellikle yardımcı doçentlerin atamasında bunu görüyoruz. Atamalarda bir kriter veya kural yok. Bunun düzeltilmesi gerekiyor. Atamalarda şeffaf olunması gerekiyor. Bu şeffaflık nasıl olacak, tüm adayları elektronik ortamda başarılarına göre sıralarsınız ve kim hak ediyorsa onu atarsınız. Elektronik ortamda sıralama adayın başarısı, yaptığı yayına göre puanlama yapacaktır. Bu durum haksızlığa uğramayı önleyecektir. Ama üniversitemizde ben yaptım oluyor sistemi var.
ÜNİVERSİTEDE KİŞİYE ÖZEL İLANLARLA ATAMA VE ALIM YAPILIYOR
* Selçuk Üniversitesi öğretim üyesi atamalarında ne tür kriterler geçerli?
- Üniversitemizde kişiye özel ilanlarla atama ve alım yapılıyor. Üniversitemizde öğretim üyesi atamalarında elbette ki bir kriter var ama yukarıda da söylediğim gibi haksız atamalar fazla oluyor. Uygulanan kriterde şeffaflık uygulanmıyor. Rektörlük adaylığım sürecinde birçok öğretim üyesi arkadaşımızla konuşuyoruz. Birçoğu haksızlığa uğramış. Birisi 6 yıl beklemiş ama unvanı verilmiyor. Atamalarda fakültelere kişiye özel alımlar yapılıyor. Bu doğru değil. Bir yere bir alım yapılacaksa bu açık bir şekilde duyurulur ve alacağınız kişinin özellikleri belirtilmez. Şu olmamalı; mağdur edildim. Bir rektörün ben ona kadro vermiyorum gibi bir durum kabul edilemez. Yine öğretim elemanlarına ders dağıtımında da haksızlık yapılıyor. Dersi hak edene verilmiyor. Yönetici öğretim üyesine kızdığı için ders vermiyor. Üniversite yönetimi lise gibi görülüyor. Özellikle bunu Eğitim Fakültesi'nde görmek mümkün. Bunlar üniversitemize zarar vermektedir. Dersin hak edene verilmesi gerekiyor.
* Öğretim üyesi alım ve atamalarında haksızlık yapılmasının sebebi nedir?
- Bunun sebebi mesela geçen rektörlük seçiminde bir kutuplaşma durumu olmuş. Rektör adayları çetele tutarak bana oy veren vermeyen şeklinde öğretim üyelerini ayrıştırmış. Bu insanlık haklarına aykırıdır. Keza bu akademisyenler için uygulanması daha anormal bir durum. Seçimde bana oy vermedi diye onun hakkını yemek doğru değil. Sonuçta oy veren insanlar akademisyen, istediği kişiye oy verebilir. Öğretim üyesinin senin adamın benim adamım şeklinde ayrıştırılması hiç hoş değil. Bu öğretim üyelerine yönelik bir baskıdır. Böyle bir ortamda üniversitede huzur olmaz.
'REKTÖR DOKTORDAN OLUR, OLMALI DÜŞÜNCESİ HAKİM'
* Üniversitenin şu anki konumunu nasıl buluyorsunuz?
- Üniversitemiz için şu anki Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan bey birçok şey yaptı. Mesela üniversitemize fizik olarak hizmetleri oldu. Selçuklu Tıp açıldı, Eğitim Fakültesi güzel bir binaya kavuşturuldu. Ancak üniversitemizin insani bazda sıkıntıları var. Üniversite içinde öğretim üyeleri ve öğrenciler arasında insani bazda şeffaflığa yer vererek sorunların çıkması engellenmelidir. Ancak doktorların genel yapısı ben söylerim, yaparım olur düşüncesi var. Bu durum doktor olanların en büyük özelliklerindendir. Doktor olan rektörler üniversite yönetimini de hasta doktor ilişkisi gibi düşünüyorlar. Fakültelerde yaşanan bir olayı gelip direk sorumlu kişiye sormuyorlar. Birilerine sorup çözüm alınmaya çalışılıyor. Böyle bir yönetim herkesin malumu, sorunu getirir. Mesela şu anki rektörlük seçimi sürecinde de doktor olan adaylar rektör doktordan olur, olmalı diyorlar. Biz zeki insanlarız, diğer insanlar bize biat eder düşünceleri var. Bunu tüm doktor yöneticilerinde gördük. Bu da iletişimin akışını durduruyor. Bir yöneticinin pedagoji bilmesi lazım. İletişimi çok iyi ve karşısındakinin görüşüne saygılı olması gerek. Bunun dışındaki düşüncelerdeki yönetim anlayışıyla bir yere gidilmez. Bu çerçevede üniversitemizin konumu sıkıntılıdır. 
* Selçuk Üniversitesi’ni diğer üniversitelerle karşılaştırdığınızda nasıl bir konuma sahip, özellikle Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) yayınlarında üniversite nerede bulunuyor?
- Selçuk Üniversiteleri BAP yayınları sayısında iyi durumda diyebilirim. Mesela ben Atatürk Üniversitesi ve Mustafa Kemal Üniversitesi'nde çalıştım. Öğretim üyelerine verilen teşvikler SÜ'de takdire şayan. Ancak bunun daha da iyileştirilmesi gerekiyor. SÜ'nün avantajı bulunuyor. Üniversitenin yayın sayısı iyi ama yayının kalitesi nedir bu çok önemli. Yayınların pratiğe dönük durumu nedir? Yayınların üniversiteye bir şeyler getirmesi gerekiyor. Yayınların kalitesinin de ölçeklendirilmesi ve nitelikli olması gerekiyor. SÜ yeni kurulan bir yer değil. 1975 yılında kurulan bir üniversite daha iyi konumlarda olması gerekiyor. Ama SÜ'de kurumsallaşma sağlanamadığı için daha iyi noktalarda bulunmuyor. Üniversitede kişiye endeksli bir çalışma var. Kurumsallaşma yapılarak yapılan çalışmalar sistemli ve programlı olmalı. Bu, üniversitede yapılan yayınların kalitesini artıracak. Üniversitenin konumu daha iyi yerde olacaktır.
'YÖNETİMDEN KAYNAKLANAN SIKINTILAR ÜNİVERSİTENİN EN BÜYÜK SORUNUDUR'
* Üniversitenin en büyük sorunu nedir?
- Yukarıda da belirttiğim gibi üniversitemizin en büyük sorunu yönetimden kaynaklanan sıkıntılardır. Bunun dışında yine çok önemli; kurumsallaşma, öğretim üyeleri atamalarında, öğretim üyelerine ders verilmesinde ve üniversitenin imkanlarını çok iyi kullanamaması sorunları vardır. Selçuk Üniversitesi çok daha iyi yerde olmalı. Hastanelerin çok daha iyi olmalıdır. Mesela Meram Tıp bir üniversite hastanesi gibi değil. Meram Tıp fiziki ve görünüm olarak üniversiteye yakışmıyor. Yine aynı şekilde kampusun daha faal olması gerek. Bunu çözmek de rektörlüğün merkez kampuse alınmasıyla olacaktır. Merkez kampuste birkaç saat olmakla olmaz. Sorunlar görerek daha iyi analiz edilir. Öğretim üyeleri, öğrenciler ne sorunlar yaşıyor. Yaşamadan problemler tam anlaşılmaz ve çözüm istendiği gibi olmaz. Mesela öğrencilerin bir ulaşım sıkıntısı var. Yönetici öğrencinin üniversiteye ulaşımını sağlayan tramvaya binmezse bu sorunu tam anlayamaz. Sabah erken saatte öğrenciler gibi tramvaya bineceksin ve sorunu idrak edeceksin. Üniversiteye uzak bir yerden üniversite iyi yönetilemez. Ayrıca bunu geçmiş rektörlük seçimlerinde de gördük. Rektör adaylarının adaylık sürecinde numaralarını herkes bilir. Ama rektör seçilen kişi hemen numarasını değiştirir. İletişimini hemen azaltır. Sanki artık bana kolay ulaşamazsınız durumu oluyor. Bu yapılmamalı. Kasım ayında yapılması tahmin edilen seçimden sonra kim üniversitemize aday olursa telefon numarasını değiştirmemelidir.
* Rektör seçilmeniz durumunda yukarıda dile getirdiğiniz öğretim üyeleri arasındaki huzursuzluğu ortadan kaldırmak için idare alanında bir değişikliğe gidecek misiniz?
- Öncelikle atamalarda liyakate önem vereceğim. Birilerinin yönlendirmesiyle veya iftiralarıyla bir şeyler yapmayacağım. İdari anlamda fakültelerin, anabilim dallarının amaçlarını yapmaları için sistemin sorunsuz çalışması için neler gerekiyorsa yapılacaktır. Tabi bunu yaparken kimsenin hakkını yemeyeceğiz. Yine döner sermaye noktaları önemli olduğu için en güvenilir insanları atayarak her şeyin kayıt altına alınması gerekiyor. Özellikle hastaneler burada çok önemli. Döner sermayenin en fazla olduğu yerler burası.
Kısaca yukarıda saydığım her şey yönetimle olacaktır. Üniversiteyi de yönetenler idari mekanizma. Buralar sorunsuz olmalı ki üniversitede sıkıntı olmasın.
'TRAMVAY SORUNUN GÖRMEK İÇİN TRAMVAYA BİNİLMELİ'
* Üniversite öğrencilerinin de sıkıntılarına değinerek tramvay ulaşımındaki sorunu söylediniz bunun çözümü noktasında neler yapılabilir?
- Öğrencilerimizin tramvay ulaşımı dışında birçok sorunu bulunuyor. Mesela öğrencilerimizin barınma sorunu var. Yurt yaptırıyoruz ama bu öğrenciyi tam anlamıyla barındıramıyor. Öğrencilerin tramvay sorununa gelirsek, bu sorunu birileri dillendirdiği için söylemiyorum. Bizzat kendim gördüğüm için dile getiriyorum. Ben çok olmasa da tramvayı kullanıyorum ve gerçekten öğrencilerin ulaşım sorunu var. Tramvay tıklım tıklım dolu oluyor. Ve üniversite ile şehir merkezi arası 1 saati buluyor. İkinci öğretim okuyan öğrenciler her gün bu kadar zamanı yolda harcamamalı.
Tabi rektörün tramvay sorunun tek başıma çözmesi mümkün değil. Ama Konya gibi büyük bir şehre metro gerekiyor. Öğrencinin 15 dakikada şehir merkezine ulaşması lazım. Böyle çalışmaların yapılması için kamu kurumu olarak müracaatta bulunmalı. Sonuçta üniversite de devletin bir kurumu. Konya'da taş yok ve düz. Metro sistemini Konya'ya kurma çok zor değil. Burada tramvaylar hızlansın gibi bir çözüm dile getirilmesi yanlış olur. Çünkü çok durak var durak sayısı azaltılamayacağı için tramvayın hızlı gitmesi gibi bir durum da olmaz.
'ÜNİVERSİTENİN YAPMASI GEREKEN FONKSİYONLARI HAYATA GEÇİRECEĞİM'
* Üniversiteye rektör olarak seçilmeniz durumunda hayata geçirmeyi planladığınız projeleriniz neler?
- Öncelikle üniversitenin yapması gereken fonksiyonları hayata geçireceğim. Yani bilimsel çalışmaların hayata geçirilmesini sağlayacağım. Merkezi bir laboratuar oluşturacağım. Buraya bir cihaz başka bir yere aynı cihazı almaya gerek yok. Üniversitenin kaynakları bu şekilde tasarruflu kullanılacaktır. Bio teknoloji enstitüsü kurulmasını sağlayacağım. Burası tıp, ziraat ve mühendislikler gibi birçok alanı kapsıyor. Öğrencilere yönelik birçok proje de hayata geçirerek onların yurtdışına gitmeleri artıracağım. Öğrencilerimizin Erasmus programlarıyla yurtdışına gitme şansları var ama bundan çoğu öğrenci yararlanamıyor. Buraya da fon ayırarak öğrencilerimizin çoğuna yurtdışı tecrübesi kazandırmalıyız. Bu öğrencilerimizin geleceğini daha iyi şekillendirecektir. Tabi bunu kesinlikle hocalarımıza sağlamalıyız. Hocalarımızın yurtdışı tecrübesiyle bilgileri daha fazla olacak ve çalışmalarına çok olumlu yansıyacaktır. Özellikle uluslararası kongrelere hocalarımızı göndermeliyiz. Burada ortaya çıkan dil problemini kesinlikle çözmeliyiz. Ben yurtdışında doktora yaptım, diliniz yoksa hiç bir şeysiniz.
Yine üniversite - sanayi işbirliğinin geliştirilmesi için Konya Ticaret ve Sanayi Odası ile Organize Sanayi Bölgesi yönetimleri ile ortak proje, ortak uygulamalı eğitim ve staj programları düzenlenecektir.
Yörede etkin olan iş kollarında faaliyeti olan küçük ve orta ölçekli işletmelere destek olmak için projeler yapılacak, özellikle sanayi ve KOBİ tarafından ihtiyaç duyulan nitelikli elemanın karşılanması için ortak Avrupa Birliği Projeleri üretilecektir. Konya genelinde belediyeler ile işbirliği yapılarak gıda, turizm ve hizmet sektörlerinde belirli bir standardın yakalanması için düzenli taramalar yapılacak, ürünler ve hizmetlerin halk sağlığına uygun olarak üretilmeleri ve sunulmaları konusunda gerekli çalışmalar yürütülecektir. Toplumun gereksinimlerine duyarlı, yaşadığı kent ile barışık, yeni kaynaklar oluşturma kabiliyetine sahip, Konya’ya çok yönlü katkılar sağlayabilen bir üniversite oluşturmak için çalışılacağım.
Kütüphaneye ayrılan ekonomik kaynakların lisans ve lisansüstü düzeyde ihtiyacı karşılayacak hale getirilmesi sağlanacak, KPSS ile kütüphanecilik mezunu uzman personel alınarak verilen hizmetlerin kalitesi yükseltilecektir. Basılı ve elektronik yayın sayısı ile abone olunan veri tabanı ve sürekli yayınlar akademisyenlerimizden gelen talebe göre artırılacaktır. Kütüphaneler arası işbirliği artırılarak bilgi, belge ve yayın sağlanması konusunda modern uygulamalar hizmete sokulacaktır. Dileyen öğretim elemanlarımızın ders notları çoğaltılarak kendilerine ve öğrencilere ayrıcalıklı koşullarda destek olunacaktır.
Öğrenciler için bir öğrenci evi yapacağım. Burası öğrencilerin ders çalışabileceği, sportif ve sosyal faaliyetlerini yapacakları, çamaşırlarını yıkatabilecekleri, yemeklerini yiyebilecekleri yer olacak. Yine öğrencilerimize yönelik konferans salonları oluşturulmalı. Öğrencilerimizin kendilerinin de konferanslar yapmaları sağlanmalı. Öğrenci bizden bağımsız kendisi bilim adamı, gazeteci çağırabilecek duruma gelmeli. Bu çalışmalar öğrencilerin bilimsel yönlerini çok artıracaktır. Öğrencinin kendi uğraş alanında burada bir faaliyet yapması sağlanacaktır. Burası öğrencinin yatma yeri olmayacak. Şu an merkez kampuste baraka gibi olan Gökkuşağı yerine 5 katlı bir öğrenci evi oluşturulacak.
* Son olarak neler söylemek istersiniz?
- Son olarak öğretim üyelerinin oyları çok değerli. Öğretim üyeleri kendi yöneticilerini kendileri seçecek. Üniversitemizde doktorların hegemonyası var gibi bir durum söz konusu. Böyle bir şey olamaz. Akademisyenlerin oyları ipotek altında değildir. Hocalar istediklerine oylarını vereceklerdir. Öğretim üyelerinin kendilerine layık üniversiteyi daha iyi noktaya getirecek adaya oy vermeleri gerekiyor. Benim isteğim öğretim üyelerimiz adayları ortaya koysunlar ve oylarını ona göre kullansınlar. Üniversitede hizipleşmenin artık son bulması gerekiyor. Bu hizipleşmeden üniversitemiz etkileniyor.

PERŞEMBE: PROF. DR. MUSTAFA ŞAHİN

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri