Üniversiteler her açıdan dikkat çekici, merak uyandıran eğitim kurumlarıdır. Bu sebeple üniversite dışında olan insanlar ilgili sınavları kazanıp üniversiteye girmek, içinde olan insanlar ise bir an evvel mezun olup dışına çıkmak isterler. Bu açıdan bir garip döngüdür üniversite hayatı.
Üniversite hocaları üç grupta sınıflandırılabilir. Birinci grup kişiliği ve dersi zor olanlar, ikinci grup kişiliği halim-selim fakat dersi zor olanlar, üçüncü grup ise babacan karakterli olup dersi de kolay olanlar şeklindedir.
Birinci grup hocaların derslerindeki başarı ortalaması %15-20 civarındadır. Bu hocaların dersleri ancak yoğun bir çalışma ile sinir-stres olarak geçilebilir. Bu hocalar çok gülmezler, ders harici bir şey anlatmazlar, devamsızlıktan da mutlaka bırakırlar. Çok nadiren, sizin için anlamsız gelen şeylere gülebilir, yine çok nadiren sosyal olaylar hakkında yorum yapabilirler. Fakat bu yorumu öğrencinin anlaması çok güçtür, hoca ne dedi acaba diye çok da düşünmeye gerek yoktur. Mezun öğrencilerin bazıları bu tarz hocaların disiplini ve öğrettikleri sayesinde iş hayatında çok başarılı olduklarını söylerler. Koca koca adamlar yalan söyleyecek değiller ya, demek ki öyle.
İkinci grup hocalar yani kişiliği halim-selim fakat dersi zor olanlar, üniversitede öğrenim gördüğünüzü hissettiren hocalardır. Bu hocaların genelde ders anlatımı çok etkileyicidir ve derslerindeki başarı oranı %40 civarındadır. Keyifle ders dinler, keyifle sınavına çalışırsınız. Ortalama bir çalışma ile de dersten başarılı olabilirsiniz. Fakat bu hocalar proje, yayın, deney gibi akademik işlerle fazla meşguldürler. İlaveten okuldaki idari işlerle de meşgul edilirler. Bu sebeple ancak ders esnasında bu tarz hocalar ile iletişim kurup bilgi dağarcığınızı genişletebilirsiniz. Bu tarz hocaların arabası, giyimi, hitap tarzı takip edilir yani rol model olan tiplerdir.
Üçüncü grup hocalar genelde seçmeli derslere veya içeriği daha yumuşak olan derslere girerler. Bu hocaların devamsızlık takıntısı yoktur. Alanınızla ilgili zor kavramları kolaylaştırarak anlatacak kabiliyete sahiptirler. Muhabbetleri iyidir, notları boldur, fakat ders yükleri çoktur. O kadar dersin arasında yine de sizle oturup, sabırla sizi dinleyip işin kestirmesini gösterecek cevaplar verebilirler.
Üniversitede bazı öğrenciler kulüp faaliyetiyle uğraşırlar. Bu öğrenciler genelde popüler gözüken tiplerdir. Üniversite kulüpleri fakir doğar, fakir yaşar ve fakirlik içinde faaliyetlerini tamamlarlar. Kulüp öğrencileri faaliyeti yapabilmek için sürekli kaynak arayışı içindedir. Aslında kulüpler, sermayesiz iş yapmanın ne kadar zor olduğunu öğretebilmek amacıyla kurulmuş öylesine kuruluşlardır. Teknofest amaçlı kulüpler bu değerlendirme dışında tutulabilir.
Üniversitelerde dekanlık, bölümler veya kulüpler aracılığıyla seminerler, sempozyumlar düzenlenir ve alanında yetkin kişiler bu programlara konuşmacı olarak katılır. Bu programlara katılmanız tavsiye edilir. Konuşmacıdan öğreneceğiniz kavramlar sizi motive eder ve yeni bir şeyler yapma heyecanınız oluşur. Acıkma, uyku gibi fizyolojik ihtiyaçlarınız oluşuncaya kadar bu heyecan devam eder, sonra geçer. Fakat yine de aklınızda arkadaşlarınıza güzelce satabileceğiniz bilgi kırıntıları kalır.
Üniversite deyince güvenlik görevlilerini anmadan olmaz. Güvenlik görevlileri genelde öğrenciler üzerinde tedirginlik oluştururlar. Kapılarda bekleyen görevliler zaman zaman öğrencileri içeri sokmazlar. Öğrenci ya kartını unutmuştur ya da kartı daha basılmamıştır. Bu aşamada güvenliği geçmek gerçekten problem haline gelebilir. Mümkün mertebe abi abla vb. ifadelerle ve masum bakışlarla o kapıdan geçme sürenizi minimize edebilirsiniz. İlaveten, güvenlik görevlilerinin prezantabl olanları genelde rektörlük, protokol vb. yerlerde görev alırken, katı kalpli ve sert görünüşlü olanları öğrencinin yoğun olduğu yerlerde görevlendirilir.
Üniversite öğrenimi size alanınızla ilgi literatürü öğretir, alanınızla ilgili yetkin bir kişiyi anlama ve alanınızla ilgili problemleri izah edebilme yeteneği kazandırır.
Üniversite öğrenimi boyunca alacağınız bütün dersleri içselleştirebilmeniz mümkün değildir. Dersler hakkında temel seviyede bilgi sahibi olarak mezun olursunuz. Meslekte derinleşme tecrübe ile sağlanır. Tecrübe kazanımı için de 4-5 sene arası bir zamana ihtiyacınız vardır. Bu aşamadan sonra başarılı ve aranan bir iş insanı olursunuz. Yani lisans öğrenimi ve tecrübe kazanımı için minimum 8 yıl sabretmeniz gerekmektedir. Hem de biraz yaşınız büyümüş olur. 25 yaşında bir insan ile 30 yaşındaki bir insana farklı gözle bakar iş hayatı.
Üniversitede öğrendikleriniz sayesinde iş hayatınızda karşınıza çıkan problemleri sistematik olarak tanımlayabilir, problem çıkaracak unsurları sezinleyebilir ve problem çözümü için hangi kaynaklara başvurmanız gerektiğini bilirsiniz. Lisans dönemindeki sınavlarda edindiğiniz disiplin sayesinde çok zor sorunları bile çözebilecek iradeye sahip olursunuz.
Lisans döneminde farklı hocalardan aldığınız farklı zorluk seviyesindeki dersler size insan yönetebilme kabiliyeti kazandırır. Öğrenim döneminizde her bir dersi geçebilmek için farklı bir strateji ile hareket edersiniz. Bu durum iş hayatınızda karşınıza çıkan farklı insan tiplerine karşı farklı davranış modelleri geliştirebilme kabiliyetinizi arttırır. Bu da sizi bulunduğunuz ortamda yönetici yapar.
Üniversite okumak güzel bir tecrübedir. Kendinizi geliştirmek ve farklılaştırmak adına bir miktar çabanız olursa herşey çok daha güzel olacaktır. Her gün yeni bir şeyler öğrenebilirseniz başarı kendiliğinden gelecektir inşallah.