Üniversite kurallarla yönetilmiyor
Selçuk Üniversitesi'nin kurallar çerçevesinde yönetilmeyip günü birlik kararlarla yönetildiğini belirten Prof. Dr. Tahir Yüksek, şu anki Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan'ın kendisine oy vermeyenlerle açıktan mücadele ettiğini söyledi
SUNUŞ...
Selçuk Üniversitesi (SÜ)'nün ismine yakışır bir noktada bulunmadığını aktaran rektör adayı SÜ Meram Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Yüksek, üniversite içinde yönetimden kaynaklanan sorunlar nedeniyle huzursuz bir ortamın bulunduğunu dile getirerek, "Üniversitemizde kuralların işlemediği, günü birlik kararların alındığı ve oy verenlerin desteklenerek akademisyenler arasında ayrımcılığın yapıldığı bir yönetim anlayışı hakim. Böyle bir üniversiteden iyi bir şeyler beklemek yanlış olur. Selçuk Üniversitesi bir markadır. Ancak bu marka yukarıda belirttiğim anlayış nedeniyle her geçen gün değer kaybediyor. Üniversitemizin bu olumsuz durumunu düzeltmek için rektörlüğe aday oldum. Ben rektörlük binasını Alaeddin Keykubat Kampusü'ne taşıyacağım. Yine rektörlüğümde 4 rektör yardımcısı görevlendirerek, Sosyal, Fen, Sağlık ve Eğitim Bilimleri'nde topyekun kalkınmayı sağlayacağım" diyor...
Selçuk Üniversitesi (SÜ)'nün ismine yakışır bir noktada bulunmadığını aktaran rektör adayı SÜ Meram Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Yüksek, üniversite içinde yönetimden kaynaklanan sorunlar nedeniyle huzursuz bir ortamın bulunduğunu dile getirerek, "Üniversitemizde kuralların işlemediği, günü birlik kararların alındığı ve oy verenlerin desteklenerek akademisyenler arasında ayrımcılığın yapıldığı bir yönetim anlayışı hakim. Böyle bir üniversiteden iyi bir şeyler beklemek yanlış olur. Selçuk Üniversitesi bir markadır. Ancak bu marka yukarıda belirttiğim anlayış nedeniyle her geçen gün değer kaybediyor. Üniversitemizin bu olumsuz durumunu düzeltmek için rektörlüğe aday oldum. Ben rektörlük binasını Alaeddin Keykubat Kampusü'ne taşıyacağım. Yine rektörlüğümde 4 rektör yardımcısı görevlendirerek, Sosyal, Fen, Sağlık ve Eğitim Bilimleri'nde topyekun kalkınmayı sağlayacağım" diyor...
PROF. DR. TAHİR YÜKSEK KİMDİR?
Aralık 1952 yılında Konya'nın Bilecik Köyü'nde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Konya'da tamamladı. Tıp tahsilini 1976 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bitiren Prof. Dr. Tahir Yüksek, aynı yıl aynı fakültede Göğüs - Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanlık çalışmasına başladı. Uzmanlık çalışmasının son yılını Akdeniz Üniversitesi Antalya Tıp Fakültesi'nde tamamlayıp, Nisan 1982'de uzman olan Prof. Dr. Yüksek, Ekim 1985'de Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs - Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'na yardımcı doçent olarak atanarak akademik hayatıma başladı. 1989'da doçent, 1996'da profesör unvanlarını alan Tahir Yüksek, halen SÜ Meram Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda görev yapmaktadır.
Fakülte Kurulu Üyeliği, Fakülte Yönetim Kurul Üyeliği Öğrenci Eğitimi Başkoordinatörlüğü, Fakülte Etik Kurul Üyeliği, Hastane Yürütme Kurulu Üyeliği ve birçok defa Anabilim Dalı Başkanlığı idari görevlerinde de bulanan Prof. Dr. Tahir Yüksek, evli ve dört çocuk babasıdır.
Aralık 1952 yılında Konya'nın Bilecik Köyü'nde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Konya'da tamamladı. Tıp tahsilini 1976 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bitiren Prof. Dr. Tahir Yüksek, aynı yıl aynı fakültede Göğüs - Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanlık çalışmasına başladı. Uzmanlık çalışmasının son yılını Akdeniz Üniversitesi Antalya Tıp Fakültesi'nde tamamlayıp, Nisan 1982'de uzman olan Prof. Dr. Yüksek, Ekim 1985'de Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs - Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'na yardımcı doçent olarak atanarak akademik hayatıma başladı. 1989'da doçent, 1996'da profesör unvanlarını alan Tahir Yüksek, halen SÜ Meram Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda görev yapmaktadır.
Fakülte Kurulu Üyeliği, Fakülte Yönetim Kurul Üyeliği Öğrenci Eğitimi Başkoordinatörlüğü, Fakülte Etik Kurul Üyeliği, Hastane Yürütme Kurulu Üyeliği ve birçok defa Anabilim Dalı Başkanlığı idari görevlerinde de bulanan Prof. Dr. Tahir Yüksek, evli ve dört çocuk babasıdır.
* Selçuk Üniversitesi rektör adaylığı süreciniz nasıl gelişti?
- Ben rektör adayı olmaya iki yıl önce karar vermiştim. Şu anki rektörümüz Prof. Dr. Süleyman Okudan bey talihsiz bir durum sonrası herkesin bildiği gibi tutuklanmıştı. Bir idari yönetici, görevinden 6 ay uzaklaşırsa malumunuz görevi bitiyor. Süleyman bey 6 aya yakın bir süre hapiste kaldıktan sonra çıktı ve rektörlük görevi düşmedi. Ben Süleyman Okudan bey hapisteyken rektör görevi düşeceğini tahmin ettiğim için rektör adayı olmaya karar vermiştim. Bunu bir vefasızlık olarak dinlendirenler oldu. Hatta Süleyman Okudan bey de hapisten çıktıktan sonra görüşmemizde bana rektör adayı olduğumu dillendirmemin vefasızlık olduğunu belirtti. Ancak olaya diğer tarafından bakarsa hiç de böyle bir durum yok. Ben Süleyman beye oy vermiş biri değilim. Muhalefetten gelen birisi için zaafın oluştuğu yerde atak yapar. Ben de bunu yaptım. Vefasızlık kendisinin daha önce elinden tutan birinin elini bırakmasıyla olan bir durumdur. Ben daha önce Süleyman beyin yanında değildim. Ayrıca Meram Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Prof. Dr. Süleyman Okudan bey tarafından sürekli zulme uğrayan bir yer. Biz mağdur olduk ve şiddetle ayrıştırıldık. Bu zulmü görmemizin sebebi ise muhalefette olmamızdan dolayıydı. Bizim kliniğimize gereksiz yere fazla öğretim üyesi alımı oldu. Mesela 5 kişiyle idare edilebilecek yere gereksiz alım yapılarak 10 yapıldı. Böyle bir yerde de maalesef kavga olur. Bizim anabilim dalımızda da olmadık olaylar yaşandı. Benim böyle bir durumda aday olmam vefasızlık olarak değerlendirilemez. Bugün de gördüğümüz o zulümlere karşı artık dur demek için adayım ve üniversitemizde artık böyle istenmeyen durumların olmaması için rektörlüğümde gerekli çalışmaları yapacağım. Şu ana kadar da öğretim üyesi arkadaşlarımı üçer defa ziyaret ettim ve neler yapacağımı onlara anlattım. Seçim çalışmalarım çok iyi gidiyor.
'ÜNİVERSİTENİN BAZI İLKELERİ YIPRATILDI VE GEVŞETİLDİ'
* Rektör adaylığınızın altında yatan esas sebep görev yaptığınız anabilim dalında yaşanan olumsuz durumlar diye bilir miyiz?
- Ben 60 yaşına yaklaşmış bir akademisyenim ve1985 yılından beri Selçuk Üniversitesi (SÜ)'de görev yapmaktayım. Akademik yaşantımın son 7 yılına giriyorum. SÜ gibi köklü bir üniversitenin bazı ilkelerinin yıprandığını ve gevşetildiğini görüyorum. Bu durum da beni kahrediyor. Adaletin işlediği, kuralların dışına çıkılmadığı, liyakatin esas alındığı bir üniversitenin olması için adayım. Tabi adaylığımın altında yaşadığımız ayrımcılık ve zulümler de yer alıyor. Bunun öcünü almak için rektörlüğe gelmek istemiyorum, bizim yaşadığımız istenmeyen olayları başkalarının da yaşamaması, bu olumsuz durumları ortadan kaldırmak için rektör olmak istiyorum. Meram Tıp Fakültesi gibi oturaklı bir yere rektör istediği gibi öğretim üyesi atıyor böyle bir şey olamaz. İhtiyaç varsa kurallar çerçevesinde ve liyakate göre hak eden kişi alınmalı. Böyle bir durum olmazsa orada huzursuzluk hakim olur. Üniversitemizde de bu huzursuzluk ortamı hakim. Bir müessesenin çalışabilmesi için norm kadronun oluşturulması gerekiyor. İş yapmayan yerlerde yaptırım ve düzenlemeler yapılmalı. Ancak bizim anabilim dalımızda böyle bir durum yok. Bizim orada muhalefet akademisyenler, rektöre oy vermeyenler olduğu için bizi yıldırmak için atamalar yapıldı. Ama sonuçta kaybeden üniversitemiz oluyor. Bu durumun düzeltilmesi gerekiyor. Ben de bunun için rektörlüğe adayım. Bu olumsuz durumu düzelteceğimin teminatı ise 1985 yılından beri üniversitemizde ortaya koyduğum hayat ve davranışlarımdır.
'ÜNİVERSİTENİN EN BÜYÜK SORUNU KURALLARA GÖRE YÖNETİLMEMESİDİR'
* Size göre üniversitenin en büyük sorun bu ayrımcılık düzenimi demeliyiz?
- Üniversitemizin en büyük sorunu; kuralların işlemediği, günü birlik kararların alındığı ve oy verenlerin desteklenerek, akademisyenler arasında ayrımcılığın yapılmasıdır. Maalesef böyle istenmeyen durumların yaşandığı bir üniversite burası. Bu olumsuzluklar üniversitemiz içinde huzursuzluğu meydana getiriyor. Günü birlik kararların alınması bana göre popülist davranmanın bir sonucudur. Böyle bir yönetim ideolojik bir hizmete fayda sağlamakla için yapılır, ama üniversitemizde böyle bir ideolojik amaç yok gibi. Yani ihtiyaç olmayan bir yere fazladan öğretim üyesi alınması günü birlik karardır ve neye hizmet ettiği belli değildir. Ben bu duruma popülist davranma diyerek bir yerlere koymaya çalışıyorum. Üniversitemizde kurallara uyulmadığı için yönetim çok kötü işliyor. Kuralsızlık tüm olumsuzlukları doğuruyor. Üniversitemizin ismine yakışır bir yerde bulunmamasına ve kalitemizin düşmesine neden oluyor. Selçuk Üniversitesi bir markadır. Ama bu markanın değeri bu kuralsızlık nedeniyle her geçen gün düşüyor. Üniversitemizin kendine hedefler biçmesi gerekirken kötü yönetim nedeniyle akademisyenler arasında oy verenler vermeyenler ayrımı yapılıyor. Rektörümüz Prof. Dr. Süleyman Okudan bey seçime iki ay gibi bir süre kalmasına rağmen hala bu ayrımı yapıyor. Biz öğretim üyeleri olarak çok huzursuzuz. Bu olumsuz durumların çözüme kavuşturulması gerekiyor.
* SÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan'a oy vermediğiniz ve Süleyman bey hapisteyken rektör adayı olduğunuz için sizinle mücadele ettiğini söylediniz, bu mücadele ne şekilde işledi?
- Süleyman Okudan bey benimle açıktan mücadele etmeye hala devam ediyor. Süleyman bey arkadaşlarıma ve basına sızdırmak yoluyla benimle ilgili karalama kampanyası yapıyor. Bana bir yafta yapıştırılmaya çalışılıyor. Ben Ergenekoncuymuşum. Ben 28 Şubat sürecinde hiç zarar görmemişim ve 28 Şubat kararlarının uygulanmasına imza atmışım. Üniversitemizin rektörü Süleyman Okudan bey, bunları beni destekleyen öğretim üyelerine bizzat söylüyor. Bu yakıştırmaların sebebi ise ben 28 Şubat sürecinde fakültemizin o dönemdeki dekanın yanında dekan yardımcılığı yapmışım. Ben dekan yardımcılığı filan yapmadım. Bu benim hakkımda bir yaftalamadır. Bu bilgi kirliliği bazı basın kuruluşlarında da dillendiriliyor. Bunun kaynağı ise şu anki rektördür. Rektör bunu niye yapıyor diye sorarsanız, kendisinin desteklediği bir aday var ve onun karşısında en güçlü aday olarak beni görüyor. Beni yıpratmak için ise böyle bir yola gidiyor. Bu durumu rektörün desteklediği adaya da söyledim.
ÜNİVERSİTE OLMASI GEREKEN NOKTADA BULUNMUYOR
* Selçuk Üniversitesi'nin eğitim kalitesini ve bilimsel araştırma çalışmalarını diğer üniversitelerle karşılaştırdığınızda nerede bulunuyor?
- Üniversitemizin bin 500 civarında öğretim üyesi bulunuyor. Her öğretim üyemizin yılda bir bilimsel makale çıkardığını düşünsek bin 500 makale yapar. Bu korkunç bir sayıdır. Ama üniversitemizde bin 500 makale üretilemiyor. Yani burada makale derken bir defa oturup yazılacak bir şey değil. Üzerinde çalışarak, bilimsel araştırma yapılmalı. Ancak üniversitemizde böyle bir ortam yok. Üniversitemiz bilimsel araştırmalar hususunda elindeki imkanları kullanamadığı için olması gereken noktada bulunmuyor. Öğretim üyesi arkadaşlarımızın bilimsel bir makale yazmaları için uygun ve kaliteli bir ortamın kurulması lazım. Üniversite içinde birlik ve beraberlik sağlanmalı. Birbiriyle çatışan öğretim üyelerinin bir şeyler üretmesi çok zor. Üniversitemizin yönetimi ise öğretim üyeleri arasında sürekli çatışma ortamı oluşturuyor. Az önce söylediğim kuralsızlık sorunu burada etkisini gösteriyor. Üniversitemiz iyi bir noktada bulunmuyor.
'BİRÇOK ALANDA PROJELER HAYATA GEÇİREREK ÜNİVERSİTEYİ OLMASI GEREKEN NOKTAYA TAŞIYACAĞIM'
* SÜ'ye rektör olmanız durumunda yapmayı planladığınız projeleriniz neler?
- Yapmayı planladığım ilk ve ana hedefim; kucaklayıcılıktır. Siyası görüş ayırt etmeksizin bana oy versin vermesin tüm akademisyenleri kucaklayan bir yaklaşımla üniversitemizin içinde var olan kuralsızlığı ortadan kaldıracağım. Akademik ve idari birimlerde ortaya çıkan problemler acilen, hukuka ve adalete uygun biçimde çözeceğim. Üniversite mensupları arasında ortaya çıkan ciddi huzursuzluk sebebi olan ihtilaflarda, mümkün olduğunca öncelikle sağduyu ve aklın egemen olduğu barışçıl ve karşılıklı rızaya dayalı çözümler üretilmeye çalışılacağım. Üniversitemizde bu durum yapıldıktan sonra diğer projeler hızlı bir şeklide hayata geçirilecektir.
Ben ilk hedefimi yaptıktan sonra üniversitemizin ismine yakışır bir notaya gelmesi için birçok alanda projeler hazırladım. Bu projelerimi yakın zamanda küçük broşürlere de bastırarak öğretim üyesi arkadaşlarıma ulaştıracağım. İlk projem dışında; üniversitemizin bilimsel araştırmalarının yapıldığı AR-Ge merkezinin daha etkin ve verimli çalışması için gerekli önlemlerin alacağım. Akademik ve idari yapılanmalarda değişikliler yaparak üniversite içindeki işleyişin hızlanmasını sağlayacağım.
Başta eğitim hizmeti olmak üzere araştırma-geliştirme, sağlık, sosyal ve teknolojik danışmanlık gibi hizmetlerin kaliteli bir şekilde yapılması için fiziki alt yapı ve donanım gerekli olan ana unsurları yenileyeceğim. Üniversitemiz fakülte, yüksekokul, meslek yüksekokulu ve diğer birimlerinin fiziki eksiklikleri belirlenerek bunlar, öncelik sırasına göre süratle tamamlayacağım.
Üniversitelerin verdiği en önemli hizmetlerden birisi, eğitim-öğretimdir. Üniversitemizin büyük üniversite olduğunu eğitimimizin kalitesiyle göstereceğiz. Bu nedenle üniversitemizin bütün birimlerinde huzur ve motivasyon eksikliğini derhal gidererek, ulusal ve uluslararası rekabete yeteri kadar açık ve hazır olmasını sağlayarak eğitim-öğretimin kalitesini yükseltmek için gerekli çalışmalar hızla yapacağım. En büyük sorunlardan biri yabancı dil öğrenilmesi konusunda uzman hocalar getirtip bu soruna kesin çözüm üreteceğim.
Bu projelerim dışında yapacağı sosyal imkanların geliştirilmesiyle, öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin dinlenebilecekleri yeni sosyal merkezler oluşturacağım.
Üniversitemizde yönetimin sorunsuz ve tüm birimlerimizin topyekun gelişmesi için 4 rektör yardımcılığı alanı kuracağım. Bu 4 rektör yardımcıları; Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri, Eğitim Bilimleri ve Sağlık Bilimleri şeklinde görevleri ayırtılarak kendi birimlerinde üniversitenin kalkınması için çalışacaklar. Herkesin yaptığı iş belli olacak. Hiç kimse başkasının işine karışmayacak ve kuralların işlediği bir üniversite olarak, olmamız gereken noktaya geleceğiz.
Bu vesile ile hoşgörü ve huzur ortamında geleceğin özgür ve üreten üniversitesini oluşturmak idealiyle, üniversitemizin, tarihsel kökleri, adı ve misyonuna yakışır bir yönetim anlayışını sergilemek isteğimi beyan ediyorum
* Rektör olmanız durumunda yönetim anlayışınız nasıl olacak?
- Adalet, eşitlik ve liyakat ilkeleri üzerine temellenmiş, açık, ulaşılabilir, denetlenebilir ve hesap sorulabilir, etkin katılıma açık, soran, araştıran, öğrenen, dinleyen, istişare eden bir yönetim anlayışım olacak.
Kurum birimlerine uygun görevlendirmeler yapıldıktan sonra, görevi takip ve denetiminin yapılması kaçınılmaz bir yönetim kuralıdır. Aksi hâlde sistem kısa süre sonra bozulmaya başlar, hizmet kalitesi düşer. Bu konuda üniversitemizde öncelikli olarak yapılması gereken iş, rektörlük üst yönetiminin Alâeddin Keykubat Kampusü'ndeki binasına taşınarak ana gövdeyle bütünleşmesidir. Üniversite üst yönetiminin ana kampuste bulunuyor olması bile, başlı başına bir görev takip ve denetim işlevi görecektir.
Üniversitede tüm birimlere eşit değer ve önem verilecektir. Hiçbir fakülte, bölüm, yüksekokul ya da birime ayrıcalıklı konum sağlanmayacağı gibi, hiç birisi de herhangi bir takdiri sebeple dezavantajlı konuma düşürülmeyecektir.
- Ben rektör adayı olmaya iki yıl önce karar vermiştim. Şu anki rektörümüz Prof. Dr. Süleyman Okudan bey talihsiz bir durum sonrası herkesin bildiği gibi tutuklanmıştı. Bir idari yönetici, görevinden 6 ay uzaklaşırsa malumunuz görevi bitiyor. Süleyman bey 6 aya yakın bir süre hapiste kaldıktan sonra çıktı ve rektörlük görevi düşmedi. Ben Süleyman Okudan bey hapisteyken rektör görevi düşeceğini tahmin ettiğim için rektör adayı olmaya karar vermiştim. Bunu bir vefasızlık olarak dinlendirenler oldu. Hatta Süleyman Okudan bey de hapisten çıktıktan sonra görüşmemizde bana rektör adayı olduğumu dillendirmemin vefasızlık olduğunu belirtti. Ancak olaya diğer tarafından bakarsa hiç de böyle bir durum yok. Ben Süleyman beye oy vermiş biri değilim. Muhalefetten gelen birisi için zaafın oluştuğu yerde atak yapar. Ben de bunu yaptım. Vefasızlık kendisinin daha önce elinden tutan birinin elini bırakmasıyla olan bir durumdur. Ben daha önce Süleyman beyin yanında değildim. Ayrıca Meram Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Prof. Dr. Süleyman Okudan bey tarafından sürekli zulme uğrayan bir yer. Biz mağdur olduk ve şiddetle ayrıştırıldık. Bu zulmü görmemizin sebebi ise muhalefette olmamızdan dolayıydı. Bizim kliniğimize gereksiz yere fazla öğretim üyesi alımı oldu. Mesela 5 kişiyle idare edilebilecek yere gereksiz alım yapılarak 10 yapıldı. Böyle bir yerde de maalesef kavga olur. Bizim anabilim dalımızda da olmadık olaylar yaşandı. Benim böyle bir durumda aday olmam vefasızlık olarak değerlendirilemez. Bugün de gördüğümüz o zulümlere karşı artık dur demek için adayım ve üniversitemizde artık böyle istenmeyen durumların olmaması için rektörlüğümde gerekli çalışmaları yapacağım. Şu ana kadar da öğretim üyesi arkadaşlarımı üçer defa ziyaret ettim ve neler yapacağımı onlara anlattım. Seçim çalışmalarım çok iyi gidiyor.
'ÜNİVERSİTENİN BAZI İLKELERİ YIPRATILDI VE GEVŞETİLDİ'
* Rektör adaylığınızın altında yatan esas sebep görev yaptığınız anabilim dalında yaşanan olumsuz durumlar diye bilir miyiz?
- Ben 60 yaşına yaklaşmış bir akademisyenim ve1985 yılından beri Selçuk Üniversitesi (SÜ)'de görev yapmaktayım. Akademik yaşantımın son 7 yılına giriyorum. SÜ gibi köklü bir üniversitenin bazı ilkelerinin yıprandığını ve gevşetildiğini görüyorum. Bu durum da beni kahrediyor. Adaletin işlediği, kuralların dışına çıkılmadığı, liyakatin esas alındığı bir üniversitenin olması için adayım. Tabi adaylığımın altında yaşadığımız ayrımcılık ve zulümler de yer alıyor. Bunun öcünü almak için rektörlüğe gelmek istemiyorum, bizim yaşadığımız istenmeyen olayları başkalarının da yaşamaması, bu olumsuz durumları ortadan kaldırmak için rektör olmak istiyorum. Meram Tıp Fakültesi gibi oturaklı bir yere rektör istediği gibi öğretim üyesi atıyor böyle bir şey olamaz. İhtiyaç varsa kurallar çerçevesinde ve liyakate göre hak eden kişi alınmalı. Böyle bir durum olmazsa orada huzursuzluk hakim olur. Üniversitemizde de bu huzursuzluk ortamı hakim. Bir müessesenin çalışabilmesi için norm kadronun oluşturulması gerekiyor. İş yapmayan yerlerde yaptırım ve düzenlemeler yapılmalı. Ancak bizim anabilim dalımızda böyle bir durum yok. Bizim orada muhalefet akademisyenler, rektöre oy vermeyenler olduğu için bizi yıldırmak için atamalar yapıldı. Ama sonuçta kaybeden üniversitemiz oluyor. Bu durumun düzeltilmesi gerekiyor. Ben de bunun için rektörlüğe adayım. Bu olumsuz durumu düzelteceğimin teminatı ise 1985 yılından beri üniversitemizde ortaya koyduğum hayat ve davranışlarımdır.
'ÜNİVERSİTENİN EN BÜYÜK SORUNU KURALLARA GÖRE YÖNETİLMEMESİDİR'
* Size göre üniversitenin en büyük sorun bu ayrımcılık düzenimi demeliyiz?
- Üniversitemizin en büyük sorunu; kuralların işlemediği, günü birlik kararların alındığı ve oy verenlerin desteklenerek, akademisyenler arasında ayrımcılığın yapılmasıdır. Maalesef böyle istenmeyen durumların yaşandığı bir üniversite burası. Bu olumsuzluklar üniversitemiz içinde huzursuzluğu meydana getiriyor. Günü birlik kararların alınması bana göre popülist davranmanın bir sonucudur. Böyle bir yönetim ideolojik bir hizmete fayda sağlamakla için yapılır, ama üniversitemizde böyle bir ideolojik amaç yok gibi. Yani ihtiyaç olmayan bir yere fazladan öğretim üyesi alınması günü birlik karardır ve neye hizmet ettiği belli değildir. Ben bu duruma popülist davranma diyerek bir yerlere koymaya çalışıyorum. Üniversitemizde kurallara uyulmadığı için yönetim çok kötü işliyor. Kuralsızlık tüm olumsuzlukları doğuruyor. Üniversitemizin ismine yakışır bir yerde bulunmamasına ve kalitemizin düşmesine neden oluyor. Selçuk Üniversitesi bir markadır. Ama bu markanın değeri bu kuralsızlık nedeniyle her geçen gün düşüyor. Üniversitemizin kendine hedefler biçmesi gerekirken kötü yönetim nedeniyle akademisyenler arasında oy verenler vermeyenler ayrımı yapılıyor. Rektörümüz Prof. Dr. Süleyman Okudan bey seçime iki ay gibi bir süre kalmasına rağmen hala bu ayrımı yapıyor. Biz öğretim üyeleri olarak çok huzursuzuz. Bu olumsuz durumların çözüme kavuşturulması gerekiyor.
* SÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan'a oy vermediğiniz ve Süleyman bey hapisteyken rektör adayı olduğunuz için sizinle mücadele ettiğini söylediniz, bu mücadele ne şekilde işledi?
- Süleyman Okudan bey benimle açıktan mücadele etmeye hala devam ediyor. Süleyman bey arkadaşlarıma ve basına sızdırmak yoluyla benimle ilgili karalama kampanyası yapıyor. Bana bir yafta yapıştırılmaya çalışılıyor. Ben Ergenekoncuymuşum. Ben 28 Şubat sürecinde hiç zarar görmemişim ve 28 Şubat kararlarının uygulanmasına imza atmışım. Üniversitemizin rektörü Süleyman Okudan bey, bunları beni destekleyen öğretim üyelerine bizzat söylüyor. Bu yakıştırmaların sebebi ise ben 28 Şubat sürecinde fakültemizin o dönemdeki dekanın yanında dekan yardımcılığı yapmışım. Ben dekan yardımcılığı filan yapmadım. Bu benim hakkımda bir yaftalamadır. Bu bilgi kirliliği bazı basın kuruluşlarında da dillendiriliyor. Bunun kaynağı ise şu anki rektördür. Rektör bunu niye yapıyor diye sorarsanız, kendisinin desteklediği bir aday var ve onun karşısında en güçlü aday olarak beni görüyor. Beni yıpratmak için ise böyle bir yola gidiyor. Bu durumu rektörün desteklediği adaya da söyledim.
ÜNİVERSİTE OLMASI GEREKEN NOKTADA BULUNMUYOR
* Selçuk Üniversitesi'nin eğitim kalitesini ve bilimsel araştırma çalışmalarını diğer üniversitelerle karşılaştırdığınızda nerede bulunuyor?
- Üniversitemizin bin 500 civarında öğretim üyesi bulunuyor. Her öğretim üyemizin yılda bir bilimsel makale çıkardığını düşünsek bin 500 makale yapar. Bu korkunç bir sayıdır. Ama üniversitemizde bin 500 makale üretilemiyor. Yani burada makale derken bir defa oturup yazılacak bir şey değil. Üzerinde çalışarak, bilimsel araştırma yapılmalı. Ancak üniversitemizde böyle bir ortam yok. Üniversitemiz bilimsel araştırmalar hususunda elindeki imkanları kullanamadığı için olması gereken noktada bulunmuyor. Öğretim üyesi arkadaşlarımızın bilimsel bir makale yazmaları için uygun ve kaliteli bir ortamın kurulması lazım. Üniversite içinde birlik ve beraberlik sağlanmalı. Birbiriyle çatışan öğretim üyelerinin bir şeyler üretmesi çok zor. Üniversitemizin yönetimi ise öğretim üyeleri arasında sürekli çatışma ortamı oluşturuyor. Az önce söylediğim kuralsızlık sorunu burada etkisini gösteriyor. Üniversitemiz iyi bir noktada bulunmuyor.
'BİRÇOK ALANDA PROJELER HAYATA GEÇİREREK ÜNİVERSİTEYİ OLMASI GEREKEN NOKTAYA TAŞIYACAĞIM'
* SÜ'ye rektör olmanız durumunda yapmayı planladığınız projeleriniz neler?
- Yapmayı planladığım ilk ve ana hedefim; kucaklayıcılıktır. Siyası görüş ayırt etmeksizin bana oy versin vermesin tüm akademisyenleri kucaklayan bir yaklaşımla üniversitemizin içinde var olan kuralsızlığı ortadan kaldıracağım. Akademik ve idari birimlerde ortaya çıkan problemler acilen, hukuka ve adalete uygun biçimde çözeceğim. Üniversite mensupları arasında ortaya çıkan ciddi huzursuzluk sebebi olan ihtilaflarda, mümkün olduğunca öncelikle sağduyu ve aklın egemen olduğu barışçıl ve karşılıklı rızaya dayalı çözümler üretilmeye çalışılacağım. Üniversitemizde bu durum yapıldıktan sonra diğer projeler hızlı bir şeklide hayata geçirilecektir.
Ben ilk hedefimi yaptıktan sonra üniversitemizin ismine yakışır bir notaya gelmesi için birçok alanda projeler hazırladım. Bu projelerimi yakın zamanda küçük broşürlere de bastırarak öğretim üyesi arkadaşlarıma ulaştıracağım. İlk projem dışında; üniversitemizin bilimsel araştırmalarının yapıldığı AR-Ge merkezinin daha etkin ve verimli çalışması için gerekli önlemlerin alacağım. Akademik ve idari yapılanmalarda değişikliler yaparak üniversite içindeki işleyişin hızlanmasını sağlayacağım.
Başta eğitim hizmeti olmak üzere araştırma-geliştirme, sağlık, sosyal ve teknolojik danışmanlık gibi hizmetlerin kaliteli bir şekilde yapılması için fiziki alt yapı ve donanım gerekli olan ana unsurları yenileyeceğim. Üniversitemiz fakülte, yüksekokul, meslek yüksekokulu ve diğer birimlerinin fiziki eksiklikleri belirlenerek bunlar, öncelik sırasına göre süratle tamamlayacağım.
Üniversitelerin verdiği en önemli hizmetlerden birisi, eğitim-öğretimdir. Üniversitemizin büyük üniversite olduğunu eğitimimizin kalitesiyle göstereceğiz. Bu nedenle üniversitemizin bütün birimlerinde huzur ve motivasyon eksikliğini derhal gidererek, ulusal ve uluslararası rekabete yeteri kadar açık ve hazır olmasını sağlayarak eğitim-öğretimin kalitesini yükseltmek için gerekli çalışmalar hızla yapacağım. En büyük sorunlardan biri yabancı dil öğrenilmesi konusunda uzman hocalar getirtip bu soruna kesin çözüm üreteceğim.
Bu projelerim dışında yapacağı sosyal imkanların geliştirilmesiyle, öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin dinlenebilecekleri yeni sosyal merkezler oluşturacağım.
Üniversitemizde yönetimin sorunsuz ve tüm birimlerimizin topyekun gelişmesi için 4 rektör yardımcılığı alanı kuracağım. Bu 4 rektör yardımcıları; Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri, Eğitim Bilimleri ve Sağlık Bilimleri şeklinde görevleri ayırtılarak kendi birimlerinde üniversitenin kalkınması için çalışacaklar. Herkesin yaptığı iş belli olacak. Hiç kimse başkasının işine karışmayacak ve kuralların işlediği bir üniversite olarak, olmamız gereken noktaya geleceğiz.
Bu vesile ile hoşgörü ve huzur ortamında geleceğin özgür ve üreten üniversitesini oluşturmak idealiyle, üniversitemizin, tarihsel kökleri, adı ve misyonuna yakışır bir yönetim anlayışını sergilemek isteğimi beyan ediyorum
* Rektör olmanız durumunda yönetim anlayışınız nasıl olacak?
- Adalet, eşitlik ve liyakat ilkeleri üzerine temellenmiş, açık, ulaşılabilir, denetlenebilir ve hesap sorulabilir, etkin katılıma açık, soran, araştıran, öğrenen, dinleyen, istişare eden bir yönetim anlayışım olacak.
Kurum birimlerine uygun görevlendirmeler yapıldıktan sonra, görevi takip ve denetiminin yapılması kaçınılmaz bir yönetim kuralıdır. Aksi hâlde sistem kısa süre sonra bozulmaya başlar, hizmet kalitesi düşer. Bu konuda üniversitemizde öncelikli olarak yapılması gereken iş, rektörlük üst yönetiminin Alâeddin Keykubat Kampusü'ndeki binasına taşınarak ana gövdeyle bütünleşmesidir. Üniversite üst yönetiminin ana kampuste bulunuyor olması bile, başlı başına bir görev takip ve denetim işlevi görecektir.
Üniversitede tüm birimlere eşit değer ve önem verilecektir. Hiçbir fakülte, bölüm, yüksekokul ya da birime ayrıcalıklı konum sağlanmayacağı gibi, hiç birisi de herhangi bir takdiri sebeple dezavantajlı konuma düşürülmeyecektir.
27 Eylül Salı günü: Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen