Damlattık kahırları güneşimize…
Aman gölge çiçeğim aman…
Uzatma umutları boşuna…
Artık toprak kokan Umut Çiçeğim var.
Evladıyım bilinmezlerin…
Bilene bildirilmeyenlerin…
Zamana zalim diyenlerin…
Dutturuşa hayat diyenlerin…
Uzatılmayana benlik diyenlerin.
Her şey sustu vicdanların sıcağında…
Sıcak kavruldu, unutkanlığın ocağında…
Kalk umut çiçeğim, bulutları arala…
Öylece uzat ki kendini, toprağın bollaşsın.
Umuda işkencedir vefasızlık…
Ölüm bile vefasızlığa dayanamaz…
Ufuk gizlenirken aydınlıkta…
Sabah güneşini göremeyene inat.
Boşuna yorma beni umutlarım…
Bir parçam topraktan, bir parçam sudan…
Dolu dolu bir şişeden…
Yudumlanacak kadar umut çiçeğime inat.
Umut çiçeğim, karmakarışığım…
Karıştırma beni…
Bir güzelin kahırlarından aktım…
Tutma, sarma, avucuna alma beni.
Alma beni, biliyorsun kırılacak bedenim…
Bir halim, yosun gibi renksiz sularda…
Diğer halim, kokusuz soğuk toprakta…
Ne olur, ne olur alma beni.
Taşıma beni umut çiçeğim…
Taşıma bir unutkanlığın girdabına…
Döne döne tek hal oldum…
Bir sevginin özünde…
Bir gözün göz önünde.
Varmak, artık hayalin ötesi oldu…
Varamamak annemin elindeki bıçak…
Kes beni umut çiçeğim..
Kanımdan vefa çiçeği akacak kadar.
Karşıma geceyi alacağım emi…
Yağmurların sesini içime…
Taa bana dokunan bir damlaya…
Senin adını soracağım…
Dolu yağmurunu buluta sıkıştırmış gibi…
Hem sen olacağım, hem yağmayacağım.
Yağmayacağım umut çiçeğim…
Vefa tohumunu o güzelden alana kadar…
Koluma sarmam reyhanını…
Kafam göğsümden kalkana kadar.
Haftaya farklı bir bakışta buluşmak dileğiyle,
Saygılarımla.