Öncelikle bir parantez açalım;
Bucaspor, play-off’a kalan takımlar arasında en korktuğum ekipti
Buca ile eşleşmemeyi yeğlerdim, ama olmadı..
Torku Konyaspor’un Bucaspor’dan aşağı kalır yanı var mı? tabiî ki hayır..
Kartallar, Pazar günü diğer iki takımdan; Manisaspor ve Adana Demirspor’dan biriyle karşılaşmış olsaydı yarı finalin ilk maçında, final kapısını çoktan aralamış olurlardı.
…
Maç öncesi her şey çok iyiydi.
Taraftarlar, stat önünde ki yolu trafiğe kapatarak, futbolcuları taşıyan otobüsü, sanki şampiyon takım geliyormuş gibi muhteşem bir şekilde karşıladı.
Bu karşılama, her şeyin çok iyi gideceğinin müjdesini veriyordu..
Taraftarlar, stadı hemen hemen doldurarak bir hafta öncesine oranla daha iyi tezahürat yaptılar… Hatta, o küfürler olmasa çok daha da iyi olacaktı.
Stattaki atmasfore göre, sonuç galibiyet olmalıydı, ama bu sevinci yaşayamadı seyirciler…
…
İlginç bir maç oldu.. verilen veya verilmeyen goller, gereksiz çalınan veya çalınmayan faul düdükleri. Direkten dönen toplar.
Ve ahlar, vahlar arasında kaçıp giden galibiyet.
Maça kötü başlayan Torku Konyaspor oldu.
Dahası, Kartallar kafa olarak tam hazır bir görüntüsü vermedi.
Öncelikle şunu belirteyim ki, Ömer Ali Şahiner’in daha 11. dakikada sakatlanarak yerini Şenol’a bırakması Torku Konyaspor adına büyük şanssızlıktı.
Takım üzerinde gereksiz bir heyecan, stres vardı. Bunun sonucu da pas hataları ve top kayıpları yaşandı. Adeta iki pas yapamadılar. Buna karşılık Bucaspor daha iyi organize oldu, ayağa paslar yaptı.
Vasat futbola rağmen Torku Konyaspor üç kez direklere takıldı.. Bunlardan biri gol olsaydı, eminim ki sonuç daha değişik olacak, temsilcimiz İzmiri deplasmanına daha rahat bir skorla gidecekti...
Futbol olarak ikinci yarıda da değişiklik yoktu.. Her ne kadar Torku Konyaspor baskılı oynadı gibi görünse de bu beraberlik golünü bulmaya yetmedi ve maçta konuk takımın galibiyetiyle sona erdi..
Ama, daha umut bitmedi..
İki takım Perşembe akşamı Buca’da ikinci kez karşılaşacak. İnanıyorum ki, kafa olarak hazır, oyun disiplininden kopmayan, ayağa pas yapan bir Konyaspor rakibini devirerek adını finale yazdıracaktır. Ondan sonrası kolay. Yeter ki, öncelikle Bucaspor’u saf dışı bırakalım.
Futbolda olmayacak diye bir şey yok. Torku Konyaspor, yarın zoru başaracaktır..
…
Hakeme gelince;
Bu maçlar, telafisi olmayan karşılaşmalar.
Hafta içerisinde, daha hakemler yeni açıklandığında Serkan Çınar’ın ismini okuduğumda içimi bir karamsarlık kaplamıştı..
Hani, Serkan Çınar, adeta kazanacağı daha önceden belli olan takımların, dahası Torku Konyaspor-Bucaspor maçında olduğu gibi kritik karşılaşmalara verilir bir imaj var futbol camiasında.
Dahası, Merkez Hakem Kurulunun can kurtaranı gibi bir hakem!..
Hani, böylelerine futbolda tetikçi hakem deniyor, yerinde bir tabirse… Tabiî ki, ben söylemiyorum, genelde Türk futbol camiasının görüşü bu.
Maç öncesi de seremonide bende aynı kaygıları yaşamadığımı söylersem yalan olmaz.
Nitekim, maç boyunca bu söylenenleri bir bir yaşadık..
Birde o, İzmir Milletvekili ve eski bakanın maça gelmesi kafaları karıştırdı.
Açıkçası, eyyamcı hakem..
Haydi Torku Konyaspor’un golünü faul gerekçesiyle iptal etti, -ki o dokunuşa faul denemez-
O zaman, önce Bucaspor’un attığı golü vermemeliydi. O hareket daha net fauldü.
Maçın büyük bölümünde ise, adeta provokatörce bir davranış içerisindeydi.. Konyaspor’un kazanmaması için elinden geleni yaptı… Bunu da tüm Türkiye izledi.
Hani, maçın gözlemcisi Ali Can Lakot’un kaç puan verdiğini merak ediyorum. Gerçi, gözlemci camiasına da güven kalmadı, artık Türk futbolunda.. Baksanıza, Fenerbahçe ile Galatasaray arasında yapılan derbi maçta Fenerbahçe’nin faullü pozisyonda attığı iki golü de geçerli sayan Cüneyt Çakır’a 8.3 puan verilmesi bunu apaçık göstermekte..
Sonra da hakem hatalarından, hakemlerin bir adım ilerlemeyişinden yakınıyoruz. Ne bekliyoruz ki…
Bucaspor ile Torku Konyaspor arasında oynanacak ikinci maçta ise, Halis Özkahya görevlendirildi.
Umarım tarafsız bir maç yönetir ve oynayan, hak eden kazanır.
--
Umut biter mi?.
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.