İçinde bulunduğumuz durum ve salgın sonrası için uzayıp giden teoriler ve tartışmalar yeterince moral bozucu. Moralsizlik ise, maddi manevi hastalıkların temel taşı. Corona virüsüyle ivme kazanan belirsizliklerin insanlığı bunalttığı bu günlerde tam da ihtiyacımız olan bir aşıdan söz etmek istiyorum sizlere.
Şimdiye kadar yapabileceklerimizle yaptıklarımızın muhasebesini karşılaştırarak başlamak gerekiyor işe. Ecdadımızın Çanakkale’de çaresizliğin içinden çıkardığı çareleri düşünürken, Düşmanı oraya kadar getiren nedenleri de unutmayalım.
Senlik ve benlik olduğu sürece oluşmayan birliğin, bizliğinden söz edemeyiz. Önce ümmeti Muhammet bilincini içlerimize sindirmeliyiz. Elbette bela ve musibet istemeyiz. Hatta nimetlerin en temiz olanlarına helal olduğu sürece sahip olmayı isteriz ama Cennet hayatını dünyada beklemekten vazgeçmeliyiz.
Virüsün, hastalığın ve salgınların Allah’ın(C.C.) izniyle elbet çaresi bulunur. Gönüllerimizdeki virüslerin aşısını ise bireyler olarak kendimiz geliştirmek ve yapmak zorundayız.
Gayet açık ve net iki yol var. Hakkı savunup hakka sarılanlar ve batıl güruhu.. İşimizle gücümüzle, okumamızla yazmamızla, gitmemizle gelmemizle, Yani yaşantımızın her anıyla kime nasıl hizmet ettiğimizi değerlendirmeliyiz.
Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.(Zariyat-56)
Burada ortaya çıkan bazı yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Örneğin Allah’a kulluk sadece namaz, oruç, hac, zekattan ibaretmiş gibi.. Baliğ olduktan sonra sorumlu olsak da kulluğumuz doğumdan ölüme ve ahiret alemine uzanan tüm zamanlarımızı kapsayan gerçeğimiz. Yani var olma ve yaratılma nedenimiz.
Henüz geç kalmış değiliz, Mülk de, zaman da, bizler de Allah’a(C.C.) aitiz ve her an imtihana tabiyiz. Hüküm de ancak ona ait olduğuna göre tam zamanında ve tam yerindeyiz.
De ki (Allah şöyle buyuruyor): "Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir."(Zümer-53)
O halde hep birlikte Yolumuzu ve yaşantımızı Kuran ve Sünnete göre şekillendirerek umut aşısı olmayı ihmal etmeyelim. Allah’ın Selamı hepimizin üzerine olsun.