En son neye kızdınız? veya en son kime ne için küstünüz?
Eşinize çorapların ortada bıraktığı için mi, yemeğin tuzu az olduğu için mi, çocukların oyuncakları hiç toplu kalmadığı için mi, istediğiniz kıyafeti alamadığınız için mi, yoksa koltuklarınızın rengi halılarınızla uyuşmadığı için mi? hepsinin anlamsız olduğunu, hayatın ışıltısının cazip geldiğini ve aslında ne kadar basit şeyler için dünlerimizi, bugünlerimizi, yarınlarımızı heba ettiğimizin farkına vardık maalesef acı bir şekilde. Evet depremden bahsediyorum! Doğru bildiğimiz yanlışlardan, mahremiyet algısından, kardeşlikten, kenetlenmeden, yardımlaşmadan ve daha nicesi.
Peki hiçbir şey olmamış gibi, yaşanılanlar normalmiş ya da büyük bir kabusmuş gibi hayatımıza kaldığımız yerden devam mı edeceğiz?
Sorduk mu hiç kendimize nerede hata yapıyoruz, neyi yanlış yapıyoruz diye? O zaman müsaadenizle ben sıralamaya başlıyorum en başta. Nerede hata yapıyoruz?
1- Diplomalar, kariyer, başı sonu belli olmayan başarılar uğruna çocuklarımızı harcarken. Asiye hocam ne demek istedin şimdi ne yani başarılı olmasınlar mı? olsunlar elbette fakat “oku” emrini diploma al olarak anlamanın bedelini çok ağır ödüyoruz. Diploma pelinden koşarken ahlaklı olmayı, helali- haramı da öğretelim. Yoksa yıllar sonra çeşit çeşit başarılar, unvanlar, diplomalar, üniversiteler bitirip insanların haklarına tecavüz eden ama başarılı
Doktorlar, öğretmenler, mimarlar, mühendisler ve daha nicesi olur. Bahçenizde yetiştirdiğiniz bir domatesi biberi bile satarken fahiş fiyat vermemektir ahlak. Bir paylaşım okumuştum çok da anlamlıydı; "Kiraya zam yapmak isteyen ev sahibimin bu isteğini kabul etmedim ev aradığım sıralar bu olaylar yaşandı şu an ev sahibim ile aynı çadırdayız" yazıyordu. Aslında anlatmak istediğim tam olarak bu
2-Aman bir büyüsün akıllanır, okula gitsin akıllanır, evlensin akıllanır, mesleğini eline alsın akıllanır diyerek harcıyoruz çocukları.
Anne-babanın en başta veremediği eğitimi ne bir öğretmen ne bir okul ne elin kızı/oğlu ne de oturduğu koltuk hiçbiri veremez. Gençler kendine eş seçmeden önce doğacak muhtemel çocuklarına doğru anne/baba seçsin. Hayatta en hakiki öğretmen ailedir. Aile öğretmen temeller inşa eder diğer öğretmenler o temel üzerine binalar kurar.
3-Acıyı paylaşmayı yanlış anlıyoruz. Acısını paylaşmak başkasının üzüntüsü ile üzüle bilmek demek. Yani bir çoğunun yaptığı gibi acı dolu resimleri arkasına acılı jenerik ile her sosyal mecrada paylaşmak değil. Hayat olağan akışına döndüğünde o insanların da bu mecralara ulaşabileceğiniz ve mahremiyet olgusunu unutmamalıyız.
4-İyilik yapar gibi görünmeyen. İyilik yapın! Yaptığınız her iyilikte, yardımda bunu belgelemek için resim çekmek ve bunu birilerine göstermek zorunda değilsiniz. Bu işle görevli olan melekler zaten var ve sizden daha iyi bir şekilde kayıt altına alıyorlar zaten.
5-Teselli vermeyi yanlış anladık. Aman bu haline de şükür, daha beteri de olabilirdi gibi inandırıcılığı olmayan şeyler söyleyip konuşmuş olmak için konuşmaya gerek yok.
6- Dini her şeye alet etmeyelim. Çünkü bunu çok iyi kullana biliyor insanlar. Gecenler de üzerinde İsa sizi seviyor yazılı bir kart paylaşıldı normal olarak herkes endişelendi. Fakat bizim Müslümanım deyip gereklerinden en uzak olan insanımız bile neyin ne olduğunu bilir. Resmin yayıldığı haberinden sonra hiç “deprem bölgesinde bilmem kaç kişi Vaftiz olmaya karar verdi” diye bir haber duydunuz mu? Duyamazsınız çünkü bazı musibetler nasihat niteliğindedir. Enkazdan çıkarılanlar “Allahu Ekber” diyerek çıkarıldı. Çıkanlarda ibadetlerini dikkat edeceğini söyledi. Ve bizler içinde çok büyük nasihatler gizliydi o enkazlar da.
Velhasıl bu liste böyle uzar gider liste çok şey var aslında ama önceliğimiz bunları anlamak.
Cemil Meriç’in de söylediği gibi; Bu ülkede ilerici, gerici, sağcı, solcu yoktur. Namuslu ve namussuzlar vardır.
Rabbim hayatın da ölümü de hayırlısını versin ve kimseyi çaresiz bırakmasın. Çünkü kişinin nasibi yoksa mezar taşında diplomalar uğruna hayatı heba ederken öğrendiğimiz sayılar oluyor adımız bile olmuyor. Eğer alacak nefesimiz bitmesiyle de 13 gün sonra bile o harabeden sağ çıka biliyor insan...
Kalan ömrümüz geçen ömrümüzden daha hayırlı olması duası ile
Vesselam...