Efendim dün itibâriyle yüce dînimizce kutsal ve bereketli olan bir mevsime girdik. Hamdolsun Rabb’im en karlı çıkanların arasına bizi de katsın. Hepinizin üç aylarını ve bu Perşembe günü idrak edeceğimizi Regâib gününüzü şimdiden kutluyoruz. Güzel istifâdeler diliyoruz.
İşte göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir seneyi daha geride bıraktık. Yine üç ayların rahmet yüklü zeminine ulaştık efendim. Ne mutlu bize!
Acımasızca işleyen bir dünya hayâtında yaşıyoruz. Ölenler-yitenler, dünyâdan gidenler-gelenler, işkencelere mâruz kalanlar, kimyâsal silahlarla hunharca katledilenler, zulümler-tecâvüzler hat safhada. Hak ihlalleri, vatanından-evinden-yerinden-yurdundan edilen garip mülteciler, ekmek-yemek-içecek-ilaç bulamayanlar bir yanda, diğer yanda israfın en âlâsını yaşayanlar, yüreği sızlamayanlar, keyiflerine keyif katanlar… Ne diyelim!!!
Dünya bir imtihan yeri değil mi? Herkesin imtihanı farklı. Cenâb-ı Hak bizleri kazananlar safına dâhil etsin. Boynumuz bükerek; ‘Dahil et Ya Rab’ diyoruz.
Kendimizle olan imtihanımızda tabiî ki inancımız doğrultusunda üstesinden gelmeye çalışıyoruz ancak çevremizde elimizin yetemediği, uzanamadığımız coğrafyalardaki çilekeş kardeşlerimiz için bir şeyler yapamamanın acısı bizleri mahvediyor. Meselâ Doğu Guta’da her gün her gün mevcut rejim tarafından bombalanan yerlerdeki kardeşlerimize ya da dünyanın farklı coğrafyalarındaki mazlum ve mağdurlar için maddi yardımlardan ve dua etmekten başka çâremiz olmuyor. Hz. Allah Teâlâ devletimize zeval vermesin. Gerçi devletimiz hem maddi hem diplomasi yönüyle elinden geleni yapıyor. Bu cihetten içimiz biraz rahat yoksa hakikaten bu zulüm coğrafyasında Müslümanların üzerinde oynanan oyunlardan biçâre düşmesi elbette hepimiz için üzüntü kaynağı…
Ve iyi ki duâlarımız var. Ve iyi ki üç aylarımız var.
Yüreklerimiz, ruhlarımız kirlendi, mâneviyâtımız dağlandı, ibâdetlerimiz ihlas çizgisinden hızla uzaklaştı. Yüce dînimiz üç kuruş etmez adamların elinde içi boşaltılmaya çalışılıyor. Bütün bu keşmekeşlikte doğru yolu bulmaya, müstakim yoldan ayrılmamaya, nefsimizin çılgın isteklerine uymamaya çalışıyoruz. Şeytanın tuzakları ve şeytan kılıklı insanların bize doğru diye sunduklarına aldanmamaya çalışıyoruz. Hayat zor ama ne yapalım bütün bu zorların içinde başarmak için işte üç aylar iyi bir zemin.
Üç ayların başlangıcı Recep ayı ile başlıyor bilindiği gibi. Receb ayı bizi özene bezen yaratan yüce Mevlâmızın ayı. Bu kadar zorların içinde zâten en çok ona ihtiyâcımız var. Dertli insanın gideceği tek kapı O’nun kapısıdır. Namaz, niyaz, dua, yakarışlar hep O Kâdiri Mutlâk’adır.
Haydi kardeşler, Müslümanlar olarak bu kadar sıkıntı içerisindeyiz ama işte bir arınma, durulma mevsimi geldi. Ve iyi ki geldi. Tıkanmıştık, ruhlarımız yüce duygularla hemhal olmaya hasret kalmıştı. O zaman şu mübârek Recep ayının kutlu zeminlerinde hem kendimiz için hem âlemi İslâm’ın fütuhatı için Allah Azze ve Cell’in dergâhına varalım coşkun, aşkın, samimi bir muhabbet ve vecd ile huzûru ilâhiye varalım. Kendimiz, ailemiz, yakınlarımız için Müslüman coğrafyasının selâmeti için ellerimizi açalım yalvara yakara duâlar edelim rahmete gark olarak üç ayların bereketinden nasiplenelim inşallah.
Her günü bir hazine olan Recep ayını en kâmil bir şekilde değerlendirebilmek temennisiyle hayırla kalınız efendim.