TV’den etkilenerek hakem oldum

Süper Ligde bu sezon yıldızı parlayan hakemlerden biri olan 32 yaşında genç hakem Deniz Çoban bir televizyon programından etkilenerek hakemliğe yöneldiğini söyledi.

Çoban, Futbol Federasyonu’nun TamSaha Dergisi’ne verdiği röportajda hakemliğe Hıncal Uluç ve Erman Toroğlu’nun “Kale Arkası” adlı programından etkilenerek başladığını belirterek, “Ortaokul yıllarından gece geç saatlere kadar da olsa ‘Kale Arkası’ programını merakla izlerdim. O programı seyrettikçe oyun kurallarından bihaber olduğumu anlamaya başladım. O programı izleyerek belli bir noktaya geldim “ dedi.

EŞİM DE ŞİKAYETÇİ
Hangi işi yapıyorsa yapsın en iyisini yapma gayreti içinde olduğunu ifade eden Deniz Çoban, “Amatör kümeden itibaren hep en iyisini nasıl yapacağım düşüncesi içinde oldum. En iyisini yaptıkça da bu noktaya kadar ulaşım. Benim bir yapım var, görüntüm çok sert. Bir türlü gülemiyorum. Kendime gülen bir hakemi örnek alsam ve onu kendime yakıştırmaya çalışsam herhalde saçmalarım. Eşim de sürekli asık suratla gezmemden şikâyetçi. Ama aslında sadece görüntü böyle” diye konuştu.
Kendisinin hakem olarak maçlarda futbolcularla konuşma taraftarı olduğunu kaydeden genç hakem, “Ama Süper Lig’de konuştuğunuz çok iyi niyetli bir tek söz, çok farklı yerlere çekilebiliyor. Edindiğim tecrübe de şu oldu; ne kadar iyi niyetli olursanız olun, ne kadar kelimeleri seçerek konuşursanız konuşun, en iyisi konuşmamak. Eğer sahaya çıkmışsak, orada yaşanan tüm olumsuzlukları tespit etmemiz gerekiyor. Kimin tespit ettiğinin de bir önemi yok. ‘Ben göreceğim, ben yapacağım, ben karar vereceğim’ diye yardımcı hakemlerime baskı kurmam” ifadelerini kullandı.
Hakem yorumları yapan televizyon programlarını da değerlendiren Çoban, “Bugünkü TV programlarında rencide edici sözler edilebiliyor. Yine de çok tutucu bakmıyorum. Bir hata yaptığımda ekrana getiriyor ve üzülüyorum ama bir başka maçta verdiğiniz kararları aklayan da yine o programlar oluyor” şeklinde konuştu.
DUA ETMEDEN MAÇA ÇIKMAM
”Maçı yönetirken yanlış karar verdiğinizi anladığınızda ne yapıyorsunuz” sorusuna Deniz Çoban, “Ben bir karar verirken ne gördüysem onu çalıyorum. Verdiğim kararın doğruluğuna inandığım için çalıyorum düdüğü. Ayrıca hakem yanlış düdükler de çalabilir. O an için kararın yanlış olduğunu anlamanız çok zor. Oyuncular bazen çok büyük tepkiler veriyorlar. Bizi baskı altına almaya çalışıyorlar. “İki çocuğumun üzerine yemin ederim penaltı değildi” diyorlar. “Bir insan böyle yemin etmez, yanlış yaptık herhalde” dediğim zamanlar da oldu” cevabını verdi.
Türkiye’de hakem olmanın çok zor olduğunun altını çizen Deniz Çoban, “Tanınıyor olmak herkesin isteyeceği bir şey. Bundan mutlu oluyorsunuz. Ancak Türkiye’de hakem olmak çok zor. Acımasızca eleştiriliyorsunuz ve stresi tek başınıza yaşamıyorsunuz. Tüm aileniz yapılan eleştirilerden ve olumsuzluklardan etkileniyor. Maç öncesi otelden ayrılmadan önce mutlaka eşimi arayıp konuşurum, kızımın sesini duyarım. Dua etmeden maça çıkmam. Bu arada uğur niyetine değil ama maçlara aynı malzemeyle çıkarım. Aynı düdüğü, aynı sarı ve kırmızı kartları, aynı saati kullanırım” dedi. 
Deniz Çoban, “Türkiye’nin kabul ettiği, futbolcuların, antrenörlerin, yöneticilerin, spor kamuoyunun inandığı, güvendiği, hata yaptığım zaman altında hiçbir maksat aramadığı hakem olmak istiyorum. Bunu başarmak benim için her şeyden önemli” derken en beğendi yabancı hakemin ise İsviçreli Massimo Busacca olduğunu dile getirdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Konya Spor Haberleri