Süper Lig'in standardı abartıyı kabul etmeyecek bir seviyedeyken, yaptığı son transfer hamleleriyle mazerete itibar etmeyecek bir kadrosu var Uğur Tütüneker'in...
Dolayısıyla da Konyaspor'un...
Artık potansiyeli olan bir takım yeşil-beyazlılar...
Yönetim, gemileri yaktı ve Uğur Tütüneker'in de elini güçlendirdi, bu son yapılan transfer hamleleriyle...
Top şimdi Uğur Tütüneker'de...
Hoş kendisi de söyledi zaten...
"Eksik noktalarımızı tamamladık. Yapılan yabancı transferlerinin yanı sıra Ergün Teber, Mehmet Güven gibi bu ligin tecrübeli isimlerini kadromuza dahil ettik. Bunlar bizim açımızdan gerçekten önemli transferler. İnşallah bize de katkı sağlayacaklardır.”
Söyledikleri bunlar...
Şartlar dünden daha iyi...
Artık bir ritm yakalamak için taşlar yerine oturmuş durumda...
Üstelik rakiplere psikolojik üstünlük sağlamış bir takım Konyaspor...
İnkar etmemek lazım...
Bu psikolojik sermayeyi çabuk tüketmemek gerekir...
Takımın sportif anlamda bütün sorumluluğu kendisine ait...
Ne kulüp başkanı Ahmet Şan, ne yöneticiler, ne de kulüpte varlığı ile yokluğu belli olmayan menajer Seyit İçgül...
İstediği transferleri yaptıran, istediği çalışma ortamı ile takımı hazırlayan Uğur Tütüneker olacak artık karşımızda...
Şimdi direkt muhatabımız kendisi...
Günah ve sevaplarını test edeceğimiz...
Kısacası, takımda uçan kuştan da, yerdeki karıncadan da sorumlu olan Uğur Tütüneker'in kendisidir...
Başarısızlıkta topu atacağı tek yer kendi kalesidir...
ELMANIN İÇİNE KURT GİRMİŞ
2 Haziran 2013 tarihli “Genel Kurul geç değil” başlıklı yazımda, “Düşüncemi sakınmadan yazmayı severim... Karnından konuşanlardan değilim... Neysem oyum... Konyaspor'un genel kurula gitmesi noktasında ısrarlıyım... Sıkıntılı bir sezonun ardından sonra mutlu sona ulaşan bir başkan olsa da, Anmet Şan yola devam etmelidir... Ama mevcut yönetimle değil... Bu yönetimin içinde “Alimünyum”dan da, “Çelik”ten de Konyasporlular var... İnkar edersek ya da eyyam yaparsak Allah çarpar...” diyerek başlamış, “Konyaspor'u daha büyük hedeflere taşıyacak yeni bir yönetimin göreve gelmesi için Ahmat Şan'ın acilen olağanüstü genel kurul kararı alması bir “elzem”dir” diyerek devam etmiş ve “Geleceğe güvenle bakabilecek, yere sağlam basabilecek, ne merde ne namerde muhtaç olmayacak bir kulüp yapısı inşa etmek istiyorsak, yeni bir yapılanmanın şart olduğunu düşünüyorum” diyerek de yazımı noktalamıştım...
Bu yazımın yayımlanmasının hemen akabinde Konyaspor kulübünden bir açıklama geldi...
Başkan Ahmet Şan tarafından...
Açıklama şöyleydi: “Biz tam 'huzur' bulduk derken bu huzuru bozmak için düğmeye basıldığını görmek bizleri gerçekten çok üzüyor. Birileri ve bazı kesimler istedi diye biz ne olağanüstü genel kurula gideceğiz ne de hocamızla yollarımızı ayıracağız. Bu tür haberlerle kaos ortamı oluşturmak isteyenlere fırsat vermeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmakta fayda var”
Adres bendim...
Ve gelinen nokta...
Seversiniz ya da sevmezsiniz, bu kulübün karar verme noktasındaki iki ismi Zeki Çimen ve Hasan Dağlı istifalarını verip, işlerinin başına döndüler...
Her ne kadar istifaları kabul görmediyse de, kulüple ruhen de, bedenen de kopmuş durumdalar...
Birlikte yola çıktıkları 5-6 yöneticinin de istifa ettiği, ancak ricalar ve minnetlerle göreve devam ettikleri geldi kulaklarımıza...
Doğru mudur?
Bilemem...
Yanlış mıdır?
Onu da bilemem...
Ama “ateş olmayan yerden duman çıkmazmış”dan hareket edersek ve bu 5-6 yöneticinin Dağlı ve Çimen'le ilişkilerini, ortak iş yaptıklarını hesap edersek, doğruluk derecesinin daha yüksek olduğunu söylemek mümkün...
Sezon başında tarafların birbirleri ile olan çatışmalarını, fikir ayrılıklarını, bir kısım yöneticinin genel kurula gidilmesi gerektiğini, bir kısım yöneticinin ise buna gerek olmadığını bildirmesi üzerine, yapay bir süreç işletilmiş, göstermelik de olsa tatlıya bağlanmıştı tantanalı durum...
Kulüpteki bu fikir ayrılıkları, tarafların birbirlerine gözaltı bakışları, “Kedinin pisliğini toprağın altına saklaması” gibi birşeydi yapılan aslında...
Sümenaltı edildi, saklandı, kamuoyundan ve taraftarlardan...
Ben şunu çok iyi biliyorum ki, başkan Ahmet Şan ile frekansları hiç tutmadı...
Beni ilgilendiren onların gelin-kaynana durumları değil...
Beni ilgilendiren Konyaspor'un güçlü bir yönetimle yola devam etmesiydi...
2 Haziran'daki yazımın asıl sebebi de buydu...
Başkan Ahmet Şan, şimdi istediği kadar “yönetimsel sıkıntımız yok” desin, kurt elmanın içinde...
Çünkü, ben köprülerin atıldığını, safların netleştiğini biliyorum...
İnşallah Konyaspor zarar görmez...