Uğur Tütüneker'in “herşeye hazırım” açıklaması, açıkçası hoşuma gitmedi...
Sanki “pes” etmiş gibi...
Haksızlığa mı uğruyor Uğur Hoca?
Eleştiriler abarıtılı mı gerçekten?
Bu soruya cevap bulmak lazım önce...
Bence haksızlığa uğramıyor...
Mevcut kadrosunun gerisinde yürüyen bir takım için “can acıtan” bir eleştiriye denk gelmedim ben...
Hiç mi eleştiri olmayacak?
3'te sıfır çeken bir takıma da, hocasına da doğal olarak sitem edilecektir...
Edilmelidir de...
Transferin son gününde yapılan takviyelerle yeterli bir kadroya sahipsen, camiadan ve yönetimden aldığın katkı dünden daha iyiyse, beklentilerin de aynı parelelde olmasından daha doğal olabilir ki?
“Torku Konyaspor'da hayatımın en güzel günlerini geçirdim. Alınacak hiçbir kararı sorgulayamam ve her türlü karara saygım var. Benim burada hiçbir problemim yok. Bunun kararını yönetim verecek. Torku Konyaspor'da o kadar güzel günler yaşadım ki şu an her şeye razıyım. Eğer Torku Konyaspor başka bir hocayla ligde kalacaksa bunu en çok isteyenlerin başında ben gelirim. Hiçbir problem yok. Yeter ki Torku Konyaspor'a hizmet edelim"
Hiç şık düşmemiş Uğur Tütüneker'in bu sözleri....
Özellikle de Gençlerbirliği ile oynanacak önemli bir maç öncesinde...
Futbolcular “tilki” gibi “kurnaz”dır...
Seninle “yürek birlikteliği”nde olmayan, sana “ayar” olan oyuncular, senin bu açıklamalarından sonra “ipe un sererler”de takım kaybederse, bunun vebali senin sırtında olmaz mı?
Bir eşik atlama maçından önce böyle bir açıklama, kendi ayağına kurşun sıkmaktan başka bir şey değil...
Olmamış...
Uğur Tütüneker, bu talihsiz açıklamasından sonra “boynunda kılıçla dolaşan” bir teknik adamdan başka bir şey değil...
Allah göstermesin, Gençlerberliği maçından çıkacak kötü bir sonuç, hem kamuoyu baskısını, hem de yönetim baskını artıracaktır...
Belki de kendisi bu baskıyla karşı karşıya kalmadan “hakkınızı helal edin” diyecek...
Kimbilir...
***
GENÇLERBİRLİĞİ MAÇI
Yukarıda da altını çizdiğim gibi yarın oynanacak Gençlerbirliği maçı, hem Konyaspor hem de Uğur Tütüneker için “eşik atlama” maçından öteye, takımın kendisine olan özgüveni açısından da son derece önemli bir müsabaka...
Başka bir anlamda da “kötü gidişe dur” maçı...
Uğur Tütüneker başta olmak üzere, bütün oyuncuların Gençlerbirliği maçında çok istekli, arzulu ve kazanmak için sahaya çıkacaklarına olan inancım tam...
Konyaspor'un 3 maçta 6-7 puanlık bir fırsatı kaçırdığını söyleyebiliriz, ama ligi kaçırdığını söylemek mümkün değil...
Özellikle son günde yapılan hamlelerle Konyaspor'un dünden daha iyi bir takım olduğunun altını çizmekte fayda var sanırım...
Bu takım başaracaktır...
Bulunduğu lige gelmesi ne kadar zor olduysa, bu ligden gitmesi kolay olmayacak ve tekere çomak sokulmadığı müddetçe de gitmeyecektir...
Dolayısıyla yarın oynanacak maç, sonun başlangıcı değil, başarılı sonuçların, güzel günlerin, takımdaş olmanın ve bütünleşmenin başlangıcı olacağı bir maç olacak...
***
ANADOLU SELÇUKLUSPOR
Ekonomik olarak durumu vahim...
Yönetimin açıklamasından benim çıkardığım sonuç şu; “Söz verenler sözlerinin eri olsunlar...”
Kimler bunlar?
Birincisi, yıllık 10 trilyonluk “kambur”u akıllı bir manevrayla sırtından söküp atan Pankobirlik ve Konya Şeker AŞ. Yönetim kurulu başkanı Recep Konuk...
Kim ne derse desin akıllı adam...
Akıllı olmasaydı, Konya Şeker AŞ. “okyonus”ları aşar mıydı?
Kendinden öncekiler Şeker A. Ş.'yi yiyip bitiriyorlardı, şimdi Şeker A.Ş.onu yiyip bitiriyor...
Çünkü, bu kurum için 7/24 çalışıyor...
Dedim ya akıllı adam...
İkincisi, Konyaspor ve Başkanı Ahmet Şan...
Üçüncüsü ise sivil toplum kuruluşları...
Anadolulu yöneticilerin, “Sayın Recep Konuk beyin yoğun iş temposu nedeniyle bu sezon planlanan görüşmeyi gerçekleştirememiş bulunuyoruz” açıklamasının türkçesi “Recep Konuk bize randevu vermiyor” veya “Recep Konuk bizi takmıyor”dan başka bir şey değil...
Recep Konuk kaba tabirle “düşün yakamdan” demeye getiriyor, randevu taleplerine yanıt vermemekle...
Ya da Recep Konuk'un özel kalem müdürü bu randevu taleplerini tınlamıyor...
Kendileri adına makul ve doğru olanı yapıyorlardır...
Kimbilir...
Öyle ya da böyle “Torku”yu çakmışlar Konyaspor'a...
Hem de sudan ucuza...
İzleyin Konyaspor maçlarını...
Televizyonları ve yorumcuları...
Torku Konyaspor aşağı, Torku Konyaspor yukarı...
Sadece Fenerbahçe maçından sonra televizyonlar, gazeteler 15 gün boyunca Türkiye'ye “Torku” markasını ezberlettiler...
Bunu kimse inkar edemez...
Edeni de Allah çarpar...
Abartmayacağım 20 trilyon verseler de böyle bir reklamı yaptıramazlar...
Geçecekler “Sanica Boru Elazığspor, Medical Park Antalyaspor” örneklerini...
Kötü örnek, örnek değildir ya da kötü örnek emsal teşkil etmez...
Bu şuna benzer...
-Çocuğum neden dersine çalışmadın?
-Ama öğretmenim kimse çalışmamış ki.
-Otur sana da sıfır!
Anlayacağınız Şekerliler, Elazığ ve Antalya'yı örnek göstermesinler...
Alıcısı olmaz bu örneklerin...
Konyaspor ve Ahmet Şan, Anadolu'yla ne kadar ilgililer?
Bence umurlarında bile değil Anadolu Selçuklu...
Kendilerince onlar da haklılar...
Şeytan taşlamaktan namaz kılmaya vakit bulamıyorlar...
Meselenin özü şu; Konyaspor, Konya için ne kadar “kambur” ise, Anadolu Selçukluspor'da Konyaspor için o kadar “kambur” vaziyetlerinde...
Buradan çıkan sonuç mu?
Zülfüyare ben dokundum, kaymağını başka gazeteler yiyecek!!!
Gelsin tam sayfa ilanlar...
“Felek sırtından kelek” durumu yani...