Türköne: Sürecin kötü çocuğu MHP

Eski ülkücü Mümtazer Türköne'nin analizi ülkücüleri kızdıracak.

BDP heyetinin İmralı'ya giderek Öcalan'la görüşmesi, çözüm sürecinde yeni bir sayfa açtı. İkinci heyetle gelen ve Nevruz'da Diyarbakır'da okunan Öcalan'ın mektubuyla Kürt sorununun siyasi çözümü yeniden hız kazandı. Bu sürece en sert tepki MHP lideri Devlet Bahçeli'den geliyor. Geçtiğimiz günlerde Bursa'da yaptığı miting sırasında halkın söylediği ''Vur de vuralım, öl de ölelim'' sözlerine karşılık ''Merak etmeyin onun da zamanı gelecektir'' cevabıyla gündeme oturdu. Eski ülkücü Mümtazer Türköne, Zaman gazetesindeki köşesinde MHP'nin süreçteki rolüne dair bir analiz yaptı.

''MHP'YE BİÇİLEN ROL: GARGAMEL''

Süreci, heyecanla ve umutla izleyenler için MHP kötü adam rolünü üstlenmiş durumda. Bu heyecan ve umut uzun süre devam edecek. Geniş kitleler, bir yerli drama izliyormuş gibi her hafta sürecin içindeki süreçleri ve şaşırtıcı gündemleri takip edecek. İç ve dış politikanın iç içe geçtiği, bu topraklara özgü derin sosyoloji ve karmaşık psikolojinin seferber edildiği, tuzaklarla, engellerle ve tabii komploların her türlüsü ile dolu bir senaryo bu. Hikâyeyi sürükleyen, sınırlayan ve belirleyen her zaman kötü karakterlerdir. Dört yaşındaki yeğenime, Şirinler'de en çok kimi sevdiğini sormuştum. Karakteri taklit ederek: "Gargamel" diye bağırmıştı. Kötü karakter olmadan hikâye de olmuyor. MHP, kendisine biçilen rolü itiraz etmeden sürdürüyor; ama hikâye içindeki ağırlığı giderek ön plana çıkıyor.

''GÜNAH KEÇİSİNE İHTİYAÇ VAR''

Müzakere süreci AK Parti ile BDP arasındaki ilişkileri yumuşattı. Birkaç ay önce BDP'lilerin dokunulmazlıklarını kaldırmaktan, idam cezasını geri getirmekten söz eden Erdoğan bugün sükûtu tercih ediyor. Düne kadar "AK Parti devleti" diyerek, hedefe doğrudan AK Partilileri yerleştiren BDP'liler şimdi Başbakan'ın cesaretini ve dirayetini methediyorlar. Her iki partinin de bir günah keçisine ihtiyacı var. Erdoğan'ın ısrarlı MHP milliyetçiliği eleştirileri ve BDP'den gelen "Öcalan'ın paltosunu asma" polemiği, her iki partinin MHP'ye biçtiği rolün gereğiydi. CHP, her zamanki gibi geride kalıyor. MHP de biçilen rolü, siyasetin ana taşıyıcı aktörü haline getirdiği için tereddüt etmeden üstleniyor. Yalnız bu rolün süreç için ne kadar belirleyici olduğunu henüz çoğu kimse anlayabilmiş görünmüyor.

''ANTİ-KÜRT DAMARI TEMSİL EDİYOR''

MHP, sanıldığının aksine geleneksel milliyetçi hassasiyeti değil, ağırlıklı olarak Batı'ya özgü ekonomisi ve sosyolojisi kuvvetli anti-Kürt damarı temsil ediyor. Büyük metropollerde insanlar çarşıda, sokakta karşılaştıkları Kürtlerle PKK terörü arasında bir ilişki kurdular. Bu kişisel tecrübeler üzerinden siyasî karşılık aradılar. CHP'nin yeniden keşfettiği "Türklük" sadece bu damardan ibaret. Sonuç? Terazinin diğer kefesinde MHP yer aldığı için, süreç ilerledikçe bu ağırlık artacak. Sürecin sınırları ve imkânları büyük ölçüde MHP tarafından tayin edilecek. Peki MHP ele geçirdiği bu gücü nasıl kullanacak?

''KİTLELERİ SOKAKTAN UZAK TUTMAYA KARARLI''

MHP'nin üstlendiği rol, bütünüyle olumsuz bir rol değil. MHP lideri, Bursa mitinginden bir gün önce teşkilatına genelge gönderdi ve provokasyonlara karşı tabanı uyardı. Yani? MHP, bu süreç boyunca kitleleri sokaktan uzak tutmaya, legal sınırlar içinde kalmaya kararlı. Genelge, ne kadar titizlikle bu tavırda ısrarlı olduklarını gösteriyor. Demek ki MHP kendi içinde, hassas müzakere süreci boyunca Ergenekonvari operasyonlara izin vermeyecek.

''BAHÇELİ'NİN DÜDÜKLÜDEKİ BASINCI ALMASI LAZIM''

MHP liderinin konuşmalarına yansıyan şiddet, sürece tepkili kitleleri sokaktan uzak tutmaya yarayacak. Partilerin temel işlevlerinden biri eğilimleri hem temsil etmek hem de dönüştürmektir. Düdüklüde biriken basıncın bir çıkış yolu bulması lazım. Bahçeli bu yolu açık tutuyor ve biriken enerjiyi partisine desteğe dönüştürüyor.

''BAHÇELİ ASKERİ MÜCADELEYİ SAVUNMUYOR, SİLAH BIRAKMAK İÇİN MÜZAKEREYE KARŞI ÇIKMIYOR''

MHP'nin oynadığı ikinci olumlu rol ise çoğu kimseye inanılmaz gelecek. Siyasette söylenenler kadar söylenmeyenler de önemlidir. Bahçeli'nin retoriği güçlü mesajları arasında çok önemli bir unsur yer almıyor. MHP lideri, PKK'ya karşı bilinen askerî yöntemlerle mücadeleyi savunmuyor; hatta silah bıraktırmak için müzakereye de karşı çıkmıyor. Türkiye'nin birliğinden taviz verildiğini öne sürüyor ve ayrıca PKK'nın müzakerelerle sağladığı meşruiyeti eleştiriyor. Meşruiyet tartışması verimli bir alan. MHP, duygusal dozu ağır muhalefeti ile PKK'nın yerleştiği meşruiyet alanını daraltıyor ve dengeliyor.

''RETORİK DÜZEYİNİ AŞAMIYOR''

Ancak MHP'nin kendi içinde sınırlı bir kapasitesi var. MHP, üstlendiği bu kritik "kötü adam rolü"nü, sağlam siyasî argümanlara dönüştüremiyor, retorik düzeyini aşamıyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Medya Haberleri