Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, Batı'daki Türkiye algısına ilişkin tartışma yaratacak bir yazıyı köşesine taşıdı.
ABD Dışişleri çevrelerinde 'kayda değer' bir isim olarak görülen Jonathan Schanzer’ın 'Türkiye’yi NATO’dan tekmeleme zamanı geldi' başlıklı yazısını aktaran Fatih Altaylı, "Artık Batı’da Türkiye’nin 'algısı' budur. Ve çok bilinen bir sözde olduğu gibi 'Perception is the reality', yani 'Gerçek olan algıdır" dedi.
Fatih Altaylı'nın 'Türkiye, NATO’dan atılır mı!' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
TÜRKİYE'Yİ TEKMELEME ZAMANI GELDİ
TÜRKİYE’nin hangi yönde ilerlediğini ve uluslararası “pozisyonunun” ne yönde evrildiğini ya da “algılanış” biçiminin nasıl değiştiğini anlamak için Türkiye hakkında yazılanları okumak gerekiyor.
Ben de uzun süredir bunu yapıyorum.
Önceki gün yine ilginç bir “Türkiye analizi” ile karşılaştım.
Yazan Demokrasilerin Savunulması Vakfı Başkan Yardımcısı Jonathan Schanzer.
Yaptığı değerlendirmenin başlığı ise “Türkiye’yi NATO’dan tekmeleme zamanı geldi”.
ABD Dışişleri çevrelerinde “kayda değer” bir isim olarak görülen Schanzer’ın yazısının bazı bölümlerini aktarmak istiyorum:
TÜRKİYE ARTIK GÜVENİLİR BİR MÜTTEFİK DEĞİL
“Suriye’deki kargaşa sadece bir gerçeği ortaya çıkardı: Türkiye artık güvenilir bir müttefik değildir.
Evet, Türkiye 2011’de Libya’ya savaş uçaklarını, savaş gemilerini ve diğer imkânlarını kullandırtarak burada önemli bir rol oynadı, ama bunu Erdoğan’ın deyişiyle Libya’daki Müslüman Kardeşler, yani AKP’nin fikir yoldaşı olan bir grup, Libya’da güçlensin diye yaptı.
Elbette başka küçük uluslararası operasyonlarda da yer aldılar. Kızıldeniz’de korsanlara karşı yapılan operasyonlarda ya da NATO’nun bazı başka görevlerinde, ama bunlar “Türkiye artık Batı’nın güvenilir bir ortağı olmadığı” gerçeğini değiştirmiyor.
AKP TERÖRİST GRUPLARIN DESTEKÇİSİNE KAPI AÇIYOR
NATO ittifakı, Batı değerlerini benimsemiş bir grup ülkenin kendi aralarında yaptığı bir anlaşmadır. NATO ülkeleri birbirlerini dış saldırılara karşı korumak üzere bir araya gelmişlerdir. Türkiye laik bir ülke olarak kurulmuş ve yıllarca öyle yönetilmiştir. Ve NATO’nun kuruluşundan 3 yıl sonra ittifaka ortak olmuştur.
Elbette o zaman NATO’nun temel kuruluş amacı, komünizmle mücadele etmekti.
Fakat yıllar içinde uluslararası camiaya yönelik tehditler değişti. Şimdi en önemli tehdit Cihatçı ideolojiden ve El Kaide benzeri örgütlerden ve bunların sponsoru olan devletlerden geliyor.
.....
AKP şimdi bir yandan kendi deneyimlerinden elde ettiği tecrübeleri Müslüman Kardeşler’e aktarıyor ama daha da beteri HAMAS gibi bir terörist grubun en önemli destekçisi ve bu grubun önde gelen isimlerine kapılarını açıyor.
Terörizmin finansmanıyla ilgili uluslararası standartlara uymayı reddediyor. El Kaide ile yakın unsurları topraklarında barındırıyor. Sınırındaki IŞİD faaliyetlerine göz yumuyor.
TÜRKİYE BATI'DAN UZAKLAŞIYOR
Uluslararası terörizmin destekçisi İran’a yardımcı oluyor, uluslararası topluluğun İran’a uyguladığı yaptırımların delinmesine aracılık ediyor, nükleer programında İran’a destek oluyor.
Dahası geçen eylül ayında Ankara, Çin’den füze savunma sistemleri alacağını açıklıyor. Üstelik de bunları alacağı şirket, ABD’nin “yasaklılar” listesinde; çünkü İran’la da bağlantıları olan bir şirket.
Türkiye’nin politikaları Batı’dan uzaklaşmaya devam ediyor. Kobani krizi Türkiye’yi bir kez daha keskin bir yol ayrımına getirdi.
ABD’nin ve diğer müttefiklerin tüm çabalarına rağmen artık şurası çok açık ki, ‘AKP yönetimindeki Türkiye kayıp bir vakadır’.
NATO içinde bir müttefik olmadığı gibi, IŞİD’e karşı yürütülecek mücadelede de bir müttefik değildir.”
BİRİLERİ UYANIR DİYE AKTARIYORUM
Bu satırları ben yazmadım. Sadece aktardım.
Doğrudur, değildir ayrı bir tartışma.
Ama bilinsin ki, artık Batı’da Türkiye’nin “algısı” budur.
Ve çok bilinen bir sözde olduğu gibi “Perception is the reality”, yani “Gerçek olan algıdır”.
Ben bu satırları birileri belki “uyanır” diye aktarıyorum.