Türkiye'de gençler okuyor ama gelecek görmedikleri için depresyona giriyorlar!

Depresyonun en büyük sebeplerinden birinin işsizlik olduğunu ifade eden Sosyolog Filiz Akman, “Gençlerimiz okuyor ama gelecek görmüyor. Onların hayali, memurluğa atanmak. Olmayınca dünyalarının karardığını düşünüyorlar” dedi.

Konya başta olmak üzere, Türkiye'nin diğer tüm illerinde şiddet olayları yaşanıyor. Ölümlü ve yaralamalı olaylardaki artış, toplumsal gidişatı tehdit ediyor. Kimse artık eskisi gibi birbirine tahammül göstermiyor. En küçük tartışmalar bile büyük olaylara dönüyor. Ailelerin dağılması, ekonominin bozulması, işsizliğin artması, sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte ilişkilerin sekteye uğraması asayiş olaylarını kaçınılmaz kılıyor.

ÖFKE UMUTSUZLUK VE ÇARESİZLİK DUYGUSU ARTTI

Toplumsal şiddetin altında yatan birçok sebebin varlığına işaret eden Sosyolog Filiz Akman, yüksek stresin, ekonomik ve sosyal sorunların, medyanın etkisi ve aile içi dinamiklerin ise ana başlıklar olduğuna dikkat çekti. “En önemli sıkıntılardan biri de ekonomik olarak insanların alım güçlerindeki farklılıklardır” diyen Akman, “Kredi kartının hayatımıza girmesiyle birlikte hızlı ve hunharca alışveriş yapılmaya başlandı. Sürekli para varmış gibi davranıldı ve hesaplı alışveriş yapılmadı. Alışveriş çılgınlığı sosyal medyada parlatıldı. İnsanlar bu konuda birbiriyle bir yarış içine girdi. Sonrasında ekonomik olarak dibe vuruldu. Şu dönemde insanlar ekonomik olarak zorluk içindeler. Batan firmalar oluyor. İnsanların bankaların, tefecilerin eline düşüyor” şeklinde konuştu. Toplum içindeki sosyal eşitsizliğe de vurgu yapan Sosyolog Filiz Akman, “İnsanların yaşamları arasında uçurum var. Bu uçurum, kıyaslamalara sebebiyet veriyor. Tüm bu faktörler şiddet olaylarının yaşanmasına zemin hazırlıyor. Kişilerde öfke, umutsuzluk ve çaresizlik duygusunu artırdı” dedi.

AİLE İÇİNDE ŞİDDET GÖRENLER ŞİDDETE MEYİLLİ OLUYOR

Hayatımıza hızlı giren medyanın bir bıçak gibi olduğunu söyleyen Akman, insanların artık sosyal medyasız bir şey yapamaz hale geldiğini belirtti. Sosyal medyayı doğru ve adaletli kullanmak gerektiğini ifade eden Sosyolog Filiz Akman, daha sonra şunları kaydetti: “Aksi takdirde kullanılınca şiddet ya normalize ediliyor ya da teşvik ediliyor. Toplumsal ve bireysel davranışlar sosyal medya üzerinden şekillendirilmek isteniyor. Çocuklarda çizgi filmler, gençlerin oynadığı oyunlar... Toplumumuzda maalesef hem evde hem de dışarıda bir çılgınlığın yaşandığı dönemlere şahit oluyoruz. Ekonomik şartlar, kişinin sosyal ortamda kendini gerçekleştirememesi, aile içinde var olamama derken hepsi birikiyor ve kişide bir cinnet hali oluşuyor. Aile içinde yaşananlar da çocukların ve gençlerin şiddete olan eğilimini artırıyor. Şiddet gören bireyler de şiddete yöneliyor. Birey olarak değil toplum olarak hepimizin elimizi taşın altına koyması gerekir. Yardımlaşmayı, paylaşmayı unuttuk. Aile bağlarımızı yitirdik. Geleneklerimizden koptuk ve bu durum beraberinde ahlaki dejenereyi getirdi. Kanunlarda esneklik de olunca insanlar kendilerine göre yargı dağıtma arayışına gidiyor. Tahammül seviyemiz azaldı. Ego, her şeyin yerini aldı. İnsanlar, empati yapma yeteneğini kaybetti. Bu durum, beraberinde ilişkilerimizi çıkmaz sokağa götürüyor. Sevgi, her şeyin ilacıdır.”

MEDYA SÜREKLİ KORKU POMPALIYOR!

Toplumun depresyona girdiğini dile getiren Sosyolog Filiz Akman, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye, mutsuz ülkeler arasında yer alıyor. İşsizlik fazla. Özellikle üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranı yüksek. Gençlerimiz okuyor ama kendisine bir gelecek görmüyor. Gelecek korkusu taşıyor yavrularımız. Gençler böyle bir duruma düşünce ruhsal sağlığını kaybediyor. Bireylerde kaygı ve umutsuzluk artıyor. Kaygı, lise döneminde başlıyor, üniversite bitene kadar devam ediyor. Gençlerimizin bugün en büyük hayali, üniversite bitirdikten sonra KPSS'ye girip, memurluğa atanmak. Böyle olmayınca dünyalarının karardığını ve bittiğini düşünenler oluyor. Devletin işsizliğe karşı geniş çapta projelerinin olması gerekiyor. Ülkemizde en büyük depresyon sebeplerinden biri işsizliktir. Modern yaşamın getirdiği yalnızlık da bizi depresyona sürüklüyor. Sosyal medyada çok aktifiz, yoğun beğeni alıyoruz ama iletişimden kopuğuz. Sağlıklı bir iletişim önce ailede başlar. Karı koca arasındaki muhabbetin kopması, çocuklara da olumsuz yansıyor. İletişimsizlik dalga dalga yayılıyor sonra. Aynı evin içinde aramızda mesafeler oluyor. Evinde mutlu ve huzurlu olan bireyler çevresine güzellik katar. Huzur ve mutluluk bulaşıcıdır. Artık birçok şeyin sanal ortamda değil, gerçek hayatta yaşanması gerekiyor. Ayrıca medyanın sürekli olumsuz haberler vermesi depresyonu artıran sebeplerden biri. Haberlerde sürekli korku pompalanıyor. Kimse farkında olmuyor ama olumsuz haberler ve programlarla insanların takıntıları artıyor. 'Bana sesini yükseltemezsin, yan bakamazsın' deyip, sonu cinayetle biten olaylar oluyor. Toplumsal gerginlik dalga dalga yayılıyor. İnsanımızda kaygı artıyor.”
EMRE ÖZGÜL

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri