Konuşmacılar Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Sabri Tekir, Dr. Ertan Yülek ve Hasan Basri Aktan oldu. Pandemi nedeniyle ara verildikten sonra yeniden başlatılan konferansta “2023 Bütçesi Ne Söylüyor?” başlığı ele alındı. ESAM Genel Merkezi Konferans Salonu’nda yapılan konferans, yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ESAM) geleneksel hale gelen Çarşamba Konferansları başladı. Geleneksel hale gelen konferansların ilk konusu “2023 Bütçesi Ne Söylüyor?” başlığı olurken konuşmacılar Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Sabri Tekir, Dr. Ertan Yülek ve Hasan Basri Aktan oldu. Pandemi nedeniyle ara verildikten sonra yeniden başlatılan konferansta “2023 Bütçesi Ne Söylüyor?” başlığı ele alındı. ESAM Genel Merkezi Konferans Salonu’nda yapılan konferans, yoğun katılımla gerçekleştirildi.
“HAZİNE GARANTİLİ PROJELER BÜTÇEYE YÜK OLUYOR
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili ve eski Devlet Bakanı Prof. Dr. Sabri Tekir, TBMM Plan Bütçe Komisyonu eski Başkanı Dr. Ertan Yülek ve Maliye Bakanlığı eski Müsteşarı Hasan Basri Aktan “2023 Bütçesi Ne Söylüyor?” başlığında konuşmalar gerçekleştirdi. İlk konuşmayı gerçekleştiren Hasan Basri Aktan, Merkez Bankası, Bankalar Birliği ve BDDK’nın bankacılık ve finans sektörüne 200 maddelik bir kısıtlama getirilerek baskı yapıldığını belirtti. Sistemin bu yüzden sağlıklı bir şekilde işlemediğini belirten Aktan, yapılan yatırımlara dikkat çekerek, “Kamuda yatırımlar fevkalade önemli, eskiden Yüksek Planlama Kurulu başbakanının başkanlığında toplanır ve uzun uzun görüşülürdü. Ama şimdi bu yıl bakıyoruz, geleneksel de bütçenin en az yüzde 10-14’ü yatırım ödenekleri olurdu. Bu yıl yüzde 7’lere düşmüş çünkü yatırımlara kaynak aktarılması sınırlandırılmış. Kamu-özel iş birliği projeleri, Hazine garantili projeler, kamu hastaneleri, otoyollar, köprüler gibi bütçeye ek yükler var. Bu projelerdeki temel sorun önceliklerinin doğru tespit edilmesi, ne zaman ve nasıl yapılmalı gibi imkânla proje arasındaki ilişkiyi doğru kurmak. Projenin maliyetlerini belirleyip kayıp kaçağa yol açmaması gerekiyor” dedi.
“YAPILAN BU ZAMLAR NEDENİYLE ENFLASYON ASLA YÜZDE 78 OLAMAZ”
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili ve eski Devlet Bakanı Sabri Tekir, bütçelerin başarılı bir şekilde uygulanması için ülkede istikrarın mevcut olması gerektiğini, bu sayede fiyat istikrarının bulunması gerektiğini belirterek, “Motorine yüzde 257, benzine yüzde 238, mutfak tüpüne yüzde 190, ekmeğe yüzde 180, ulaşım hizmetlerine yüzde 175, oto gaza yüzde 162, şekere yüzde 340, doğal gaza yüzde 300, elektriğe yüzde 260, et ve süt ürünlerine ise yüzde 195 zam yapılmıştır. Bu şartlar altında diğer ürünlere de yapılan zamlar dâhil edildiği zaman mantıken enflasyon asla yüzde 78 olmaz. Sonuç itibarıyla bu tablo ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı. Tekir, 2012 yılından itibaren bütçeden faize ödenen miktarın süratli bir şekilde arttığına değinerek, “2022 yılının Ağustos ayına geldiğimizde 1 trilyon 676 milyar lira borcumuz var. Faiz borcumuz ise 2 trilyon 400 milyar lira. Yani bir önceki ana paranın iki misli bir tablo ile karşı karşıyayız. İşte bu, bizim yakalandığımız kıskaçtır” cümlelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE KORKUNÇ BİR GELİR EŞİTSİZLİĞİ VAR”
Konferansın son bölümünde kısa bir konuşma yapan Dr. Ertan Yülek, kamu özel iş birliğiyle yapılan projelerin kendi finansmanını karşılayamadığı için vatandaşların sırtında yük oluşturduğunun altını çizdi. Yülek, şunları kaydetti: “Gine eğrisi var. Bu eğriye göre toplum ve gelirler yüzde 20’lik parçalara ayrılarak bir hesap yapılır. Her ay EPDK bir bülten yayınlıyor. Bu bültene göre Türkiye’de 130 milyon mevduat var. Bunun parasal toplamı 2,5 trilyon liradır. 10 milyonun üzerindeki mevduatı olan bankalardaki insan sayısı 570 bin. Bu yapılan hesaplara göre kısacası Türkiye’nin parasal zenginliğinden 60-70 bin aile yüzde 55’ine sahip. Bu fecaat bir şey. Şimdi bu Kur Korumalı Mevduat ilk çıktığında bir arkadaşımız bana geldi. 300 bin lira yatırdım, bir ay sonra 388 bin lira aldım dedi. Yani aylık yüzde 30, yıllık yüzde 20 kâr elde etmiş. Bu yöntemlerle 84 milyon insandan alınan paralar işte bahsettiğimiz 60-70 bin aileye yüzde 50’si veriliyor.”