Enflasyon, fiyatlar genel seviyesinin yükselmesi, başka bir ifade ile paranın satın alma gücünün düşmesidir. Enflasyon da para değeri düşer ve fiyatlar yükselir.
Türkiye’de enflasyon 1940-1960 yılları arasında sinsi sinsi işlemeye başlamış 1960-1970 devresinde sinsiliğini terk ederek hız kazanmıştır. 1970-1980 döneminde ise büyük boyutlar kazanarak, ekonomiyi tahrip eden, yiyip bitiren bir belâ haline gelmiştir. 1980’den itibaren Türkiye ekonomisinin gündeminde enflasyon bir numaralı sırayı işgal etmiştir.
1973-1980 yılları arasında toptan eşya fiyatları genel endeksinin yüzde bine yakın bir oranda artış gösterdiği belirlenmiştir.
1973-1998 döneminde Türkiye’de yıllık enflasyon oranları şöyle olmuştur:
Yıllar Enflasyon Yüzdesi
1973 % 20,5
1974 % 29,9
1975 % 10,1
1976 % 15,6
1977 % 24,1
1978 % 52,6
1979 % 63,9
1980 % 107,2
1981 % 24,1
1982 % 25,2
1983 % 30,6
1984 % 52,0
1985 % 40,0
1986 % 41,7
1987 % 49,3
1988 % 80,2
1989 % 69,6
1990 % 60,3
1991 % 66,0
1992 % 70,1
1993 % 71,1
1994 % 149,6
1995 % 70,9
1996 % 79,8
1997 % 99,1
1998 % 69,7
1973-1989 dönemi için enflasyon hızının en düşük seviyede olduğu yıl
% 10,1 ile 1975 yılı, en yüksek olduğu yıl ise % 107,2’lik enflasyonla 1980 yılı olmuştur.
Uluslararası Para Fonu (IMF)’nin 1980 yılı raporuna göre Türkiye % 109 oranında bir enflasyonla dünyada ikinci sıraya konmuştur. 1980 yılı enflasyon rekortmenleri olarak birinci sırada % 131’lik oranla İsrail, ikinci sırada % 109’luk oranla Türkiye, üçüncü sırada ise % 102’lik oranla Arjantin yer almıştır.
Türkiye’de 1978-1979-1980 yıllarında dört nala giden bir hızla hiper enflasyon dönemleri yaşanmıştır. “24 Ocak 1980 Kararları” ile enflasyonun önleneceği büyük iddialarla savunulmuş olmakla beraber, bunda başarılı olunamamıştır. Ayrıca yabancı paralara verilen primler (devalüasyon olgusu) enflasyonun önlenmesini imkânsız kılmıştır.
Bütün çabalara rağmen bugün de Türkiye’nin gündemindeki en önemli mesele enflasyondur. Türkiye ekonomisinde, enflasyon düşürücü çok yönlü tedbirler alınarak, enflasyon her yıl belirli programlarla indirilmelidir. Bu da ancak kalıcı tavizsiz tedbirlerle mümkün olur.
Türkiye’de enflasyon 1940-1960 yılları arasında sinsi sinsi işlemeye başlamış 1960-1970 devresinde sinsiliğini terk ederek hız kazanmıştır. 1970-1980 döneminde ise büyük boyutlar kazanarak, ekonomiyi tahrip eden, yiyip bitiren bir belâ haline gelmiştir. 1980’den itibaren Türkiye ekonomisinin gündeminde enflasyon bir numaralı sırayı işgal etmiştir.
1973-1980 yılları arasında toptan eşya fiyatları genel endeksinin yüzde bine yakın bir oranda artış gösterdiği belirlenmiştir.
1973-1998 döneminde Türkiye’de yıllık enflasyon oranları şöyle olmuştur:
Yıllar Enflasyon Yüzdesi
1973 % 20,5
1974 % 29,9
1975 % 10,1
1976 % 15,6
1977 % 24,1
1978 % 52,6
1979 % 63,9
1980 % 107,2
1981 % 24,1
1982 % 25,2
1983 % 30,6
1984 % 52,0
1985 % 40,0
1986 % 41,7
1987 % 49,3
1988 % 80,2
1989 % 69,6
1990 % 60,3
1991 % 66,0
1992 % 70,1
1993 % 71,1
1994 % 149,6
1995 % 70,9
1996 % 79,8
1997 % 99,1
1998 % 69,7
1973-1989 dönemi için enflasyon hızının en düşük seviyede olduğu yıl
% 10,1 ile 1975 yılı, en yüksek olduğu yıl ise % 107,2’lik enflasyonla 1980 yılı olmuştur.
Uluslararası Para Fonu (IMF)’nin 1980 yılı raporuna göre Türkiye % 109 oranında bir enflasyonla dünyada ikinci sıraya konmuştur. 1980 yılı enflasyon rekortmenleri olarak birinci sırada % 131’lik oranla İsrail, ikinci sırada % 109’luk oranla Türkiye, üçüncü sırada ise % 102’lik oranla Arjantin yer almıştır.
Türkiye’de 1978-1979-1980 yıllarında dört nala giden bir hızla hiper enflasyon dönemleri yaşanmıştır. “24 Ocak 1980 Kararları” ile enflasyonun önleneceği büyük iddialarla savunulmuş olmakla beraber, bunda başarılı olunamamıştır. Ayrıca yabancı paralara verilen primler (devalüasyon olgusu) enflasyonun önlenmesini imkânsız kılmıştır.
Bütün çabalara rağmen bugün de Türkiye’nin gündemindeki en önemli mesele enflasyondur. Türkiye ekonomisinde, enflasyon düşürücü çok yönlü tedbirler alınarak, enflasyon her yıl belirli programlarla indirilmelidir. Bu da ancak kalıcı tavizsiz tedbirlerle mümkün olur.