AK PARTİ’NİN EKONOMİ POLİTİKASI
3 Kasım 2002’de yapılan Erken Genel Seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) % 34 oy alarak tek başına iktidar olmuştur. Ak Parti tarafından kurulan Abdullah Gül Hükümeti, bir “Acil Eylem Plânı” ile işe başlamıştır.
Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Kasım 2002'de yaptığı basın toplantısı ile hükümet olarak yapacaklarını ”Acil Eylem Plânı” ile ortaya koymuştur. Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ve 58. Hükümetin ekonomi politikasının temelini oluşturan "Acil Eylem Plânı" özetle şöyledir:
“Hatırlayın!
Ak Parti'yi kurduğumuz gün "bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" demiştik. İşte o sözümüzü hayata geçireceğimiz günlerin başındayız.
Geçtiğimiz on yıllık dönemde iktidara gelen partiler vaat ettiklerini yerine getirmedikleri ve halkın yararına çalışmadıkları için kısa bir sürede yıpranmış ve halkın desteğini kaybetmişlerdir. Halkı temsil ettiğini unutan, halkın taleplerini ihmal eden bu iradesiz iktidarlar siyaset kurumuna zarar verdikleri gibi, devlet ile toplum arasında güven bunalımı doğmasına da sebep olmuşlardır.
Siyasetin alanının daraldığı, devlet ile toplum arasında güven sorununun derinleştiği, toplumun değişik kesimleri arasındaki iletişim kanallarının tıkandığı, ağır bir ekonomik krizin ve yönetim krizinin toplumu bunalttığı bir ortamda 3 Kasım 2002 seçimleri yapılmış olup;
3 Kasım, yeni bir ak sayfanın açıldığı; yeniden güçlü, güvenli ve güvenilir bir Türkiye'nin inşası için önümüze çıkan tarihi fırsattır. Bu fırsatın heba edilmesine ise asla izin verilmeyecektir.
Ak Parti iktidarında;
- Ekonomik istikrarı sağlamış,
- Rekabetçi bir piyasa yapısı oluşturmuş,
- Sürdürülebilir bir kalkınma ortamını yakalamış ve
- Bunun nimetlerini adil bir şekilde dağıtan,
- Yoksulluk ve yolsuzluğun giderildiği,
- Özgür ve müreffeh insanların barış içinde yaşadığı,
- Çağdaş dünya ile entegre olmuş, farklılıkların çatışma kaynağı değil zenginlik olarak algılandığı ve bu anlayışı ile yeni bir dünyanın inşasına katkıda bulunan ve böyle bir dünya içinde itibarlı, demokratik, doğu ve batının bir arada hayat bulduğu bir Türkiye vizyonu hayata geçirilecektir.
Bu vizyonu gerçekleştirmek için;
Siyasi iktidarı halkın talepleri doğrultusunda adalet ve kalkınma için kullanmak, halk iradesinin hukukun üstünlüğü içinde, yönetime yansımasını sağlamak, toplumun taleplerine dönük olarak zengin insan kaynağımız başta olmak üzere ülkemizin bütün dinamiklerini, potansiyelini ve imkânlarını harekete geçirmek ise Ak Parti iktidarının misyonu olacaktır. Bu misyonun gerçekleşmesi ülkemizde siyasi ve idari birçok düzenlemenin yapılmasına bağlıdır.
Tarihine, kültürüne ve milletimizin değerlerine yabancılaşmadan çağdaş gelişmelere ve yenliklere açık, demokrat bir parti olarak Ak Parti, insana hizmet odaklı, yönetimde katılımcı, şeffaf bir anlayışı bütün politikalarının eksenine alacaktır.
Ak Parti iktidarında popülist uygulamalara prim verilmeyecektir. Bu bağlamda, açık taahhütlerimizi içeren ilk bir yıllık eylem plânımız ve bu plâna uyumlu olarak hazırlanacak "beş yıllık hükümet programımızla" Türkiye özlemlerine kavuşacaktır.
Hazırladığımız eylem plânı şüphesiz iktidarımızın yapacağı bütün icraatları kapsamadığı gibi, size sunacağımız metinde eylem plânının tamamını içermeyecektir. Bu eylem plânı içinde sadece önemli hususlara yer verilmiştir.
Tek başına iktidar olmanın gücüyle ülkemizin birikmiş sorunlarının hızla çözülmesi için yıllardır ertelenen taleplere hükümetimiz acilen cevaplar üretecektir. Ak Parti milletimizden aldığı güçle ve milletimizle beraber ülkemizin sorunlarını çözecektir.
IMF ile yürütülmekte olan Stand-By Anlaşması’na yönelik hazırlıklar hızla yapılacaktır. Bu görüşmelerde programın temel çatısını bozmadan mevcut ekonomik programda temel eksiklikler olarak görülen reel sektör, sosyal politikalar ve tarım konularında farklı çözümler konusunda IMF ile müzakereler yapılacaktır.
Sanayimizin uluslararası rekabet edebilecek bir verimliliğe ulaşması ve Türkiye'nin dünyaya açılıp dünyadaki ekonomik sisteme tam entegre olmuş bir ülke haline gelmesi için ihracatın gelişmesi büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda mevcut ihracat potansiyeli etkin bir şekilde kullanılacak, ihracata dönük sektörlerde kapasite artışı sağlanacak, ihracat mallarında ve pazarlarında büyüme ve çeşitlenmeye gidilecektir.
Devam Edecek
3 Kasım 2002’de yapılan Erken Genel Seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) % 34 oy alarak tek başına iktidar olmuştur. Ak Parti tarafından kurulan Abdullah Gül Hükümeti, bir “Acil Eylem Plânı” ile işe başlamıştır.
Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Kasım 2002'de yaptığı basın toplantısı ile hükümet olarak yapacaklarını ”Acil Eylem Plânı” ile ortaya koymuştur. Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ve 58. Hükümetin ekonomi politikasının temelini oluşturan "Acil Eylem Plânı" özetle şöyledir:
“Hatırlayın!
Ak Parti'yi kurduğumuz gün "bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" demiştik. İşte o sözümüzü hayata geçireceğimiz günlerin başındayız.
Geçtiğimiz on yıllık dönemde iktidara gelen partiler vaat ettiklerini yerine getirmedikleri ve halkın yararına çalışmadıkları için kısa bir sürede yıpranmış ve halkın desteğini kaybetmişlerdir. Halkı temsil ettiğini unutan, halkın taleplerini ihmal eden bu iradesiz iktidarlar siyaset kurumuna zarar verdikleri gibi, devlet ile toplum arasında güven bunalımı doğmasına da sebep olmuşlardır.
Siyasetin alanının daraldığı, devlet ile toplum arasında güven sorununun derinleştiği, toplumun değişik kesimleri arasındaki iletişim kanallarının tıkandığı, ağır bir ekonomik krizin ve yönetim krizinin toplumu bunalttığı bir ortamda 3 Kasım 2002 seçimleri yapılmış olup;
3 Kasım, yeni bir ak sayfanın açıldığı; yeniden güçlü, güvenli ve güvenilir bir Türkiye'nin inşası için önümüze çıkan tarihi fırsattır. Bu fırsatın heba edilmesine ise asla izin verilmeyecektir.
Ak Parti iktidarında;
- Ekonomik istikrarı sağlamış,
- Rekabetçi bir piyasa yapısı oluşturmuş,
- Sürdürülebilir bir kalkınma ortamını yakalamış ve
- Bunun nimetlerini adil bir şekilde dağıtan,
- Yoksulluk ve yolsuzluğun giderildiği,
- Özgür ve müreffeh insanların barış içinde yaşadığı,
- Çağdaş dünya ile entegre olmuş, farklılıkların çatışma kaynağı değil zenginlik olarak algılandığı ve bu anlayışı ile yeni bir dünyanın inşasına katkıda bulunan ve böyle bir dünya içinde itibarlı, demokratik, doğu ve batının bir arada hayat bulduğu bir Türkiye vizyonu hayata geçirilecektir.
Bu vizyonu gerçekleştirmek için;
Siyasi iktidarı halkın talepleri doğrultusunda adalet ve kalkınma için kullanmak, halk iradesinin hukukun üstünlüğü içinde, yönetime yansımasını sağlamak, toplumun taleplerine dönük olarak zengin insan kaynağımız başta olmak üzere ülkemizin bütün dinamiklerini, potansiyelini ve imkânlarını harekete geçirmek ise Ak Parti iktidarının misyonu olacaktır. Bu misyonun gerçekleşmesi ülkemizde siyasi ve idari birçok düzenlemenin yapılmasına bağlıdır.
Tarihine, kültürüne ve milletimizin değerlerine yabancılaşmadan çağdaş gelişmelere ve yenliklere açık, demokrat bir parti olarak Ak Parti, insana hizmet odaklı, yönetimde katılımcı, şeffaf bir anlayışı bütün politikalarının eksenine alacaktır.
Ak Parti iktidarında popülist uygulamalara prim verilmeyecektir. Bu bağlamda, açık taahhütlerimizi içeren ilk bir yıllık eylem plânımız ve bu plâna uyumlu olarak hazırlanacak "beş yıllık hükümet programımızla" Türkiye özlemlerine kavuşacaktır.
Hazırladığımız eylem plânı şüphesiz iktidarımızın yapacağı bütün icraatları kapsamadığı gibi, size sunacağımız metinde eylem plânının tamamını içermeyecektir. Bu eylem plânı içinde sadece önemli hususlara yer verilmiştir.
Tek başına iktidar olmanın gücüyle ülkemizin birikmiş sorunlarının hızla çözülmesi için yıllardır ertelenen taleplere hükümetimiz acilen cevaplar üretecektir. Ak Parti milletimizden aldığı güçle ve milletimizle beraber ülkemizin sorunlarını çözecektir.
IMF ile yürütülmekte olan Stand-By Anlaşması’na yönelik hazırlıklar hızla yapılacaktır. Bu görüşmelerde programın temel çatısını bozmadan mevcut ekonomik programda temel eksiklikler olarak görülen reel sektör, sosyal politikalar ve tarım konularında farklı çözümler konusunda IMF ile müzakereler yapılacaktır.
Sanayimizin uluslararası rekabet edebilecek bir verimliliğe ulaşması ve Türkiye'nin dünyaya açılıp dünyadaki ekonomik sisteme tam entegre olmuş bir ülke haline gelmesi için ihracatın gelişmesi büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda mevcut ihracat potansiyeli etkin bir şekilde kullanılacak, ihracata dönük sektörlerde kapasite artışı sağlanacak, ihracat mallarında ve pazarlarında büyüme ve çeşitlenmeye gidilecektir.
Devam Edecek