Şu günlerde darbeden bahsediliyor. Malum bazı yazarlar, bu konuda zehir- zemberek yazı yazıyor. “Şüyuu vukuundan beterdir.” derler. Bu sebeple dikkat etmek gerekir. Askerin, demokrasiye bağlı olduğunu söylemesi, darbenin olmayacağı anlamına gelmez.
Gördüğümüz kadarıyla Türkiye’de darbeyi gerektirecek sebepler yoktur, ama yine de dikkatli olunması gerekir, diye düşünüyorum. Çünkü “su uyur düşman uyumaz.” Bu sebeple düşman, fırsatını bulduğu zaman iç savaş çıkarabilir, ekonomiyi çökertebilir, şehit sayısını artırarak darbe zemini hazırlayabilir…
Darbeden medet uman bir yazarın yazısını okudum. Sözde yazar, halkın oyu ile seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanı’nı yaptığı icraatlardan dolayı eleştirmiyor, düşüncesinden dolayı eleştiriyor ve minderden kaçmayacağını ifade ediyor.
Sözde yazar, Sayın Cumhurbaşkanı senin köhne düşünceni benimsemesi mi gerekir? Erdoğan değişmedi, Milli Görüş gömleğini çıkarmadı. Askerin onu benimsemesi mümkün değil… v.s. diye yazıyor.
Sen değiş, sen çıkar şu materyalist gömleğini, sen çıkar şu laiklik gömleğini. Yıllardır Türkiye’de laiklik, İslâm karşıtı olarak uygulanmıştır ve halen o şekilde uygulanmaktadır.
Sözde yazar, sen darbe çığırtkanlığı da yapsan, minderden kaçmasan da bu millet artık uyanmış ve senin gibi materyalistleri sırtından atabilecek güce erişmiştir. Bu gerçeği görsen de görmesen de bu böyledir.
Batı’nın ve Rusya’nın emellerini biliyoruz. Batı, Mezopotamya üzerinde hâkimiyetini kaybetmek istemiyor. Çünkü bu topraklarda hâkimiyetini sürdüren bir devlet, dünya ekonomisine sahip olur. Amerika’nın Saddam’ı devirmesinin sebebi budur. Bugün ABD, bu yüzden Ortadoğu’nun yer altı ve yer üstü zenginliklerinde söz sahibidir.
Rusya’nın ise, “Megalo İdeası” (büyük emel) var. Yani sıcak denizlere inme ideali var. Bunun için İstanbul ve Boğazlara mutlaka yerleşmek istiyor. Suriye’de bulunmasının ve Suriye’nin iç savaşına müdahil olmasının sebebi budur.
Bu bağlamda Türkiye’de darbe yapıldığı zaman kimin ekmeğine yağ sürülmüş olur? Bu sorunun cevabını sözde yazar da biliyor, ama o, Batı’nın kültürünü İslâm medeniyetine tercih ettiği için darbe çığırtkanlığı yapıyor. Yeter ki bu topraklar da yeniden İslam medeniyeti söz sahibi olmasın, istiyor.
İşte bu sebeple sözde yazar, Batı’dan ve Rusya’dan Türkiye’de darbe yapılması için şartların oluşmasına katkıda bulunmasını istemektedir. Minderden kaçma konusunda direnmesinin sebebi de budur.
Bakalım, göreceğiz, milletin dediği mi olacak, yoksa sözde yazarın dediği mi olacak. Hoşça kalın.