Çanakkale’de gösterilen destansı mücâdele tüm dünya toplumlarını derinden etkilemiş ve sarsmıştı. Bugün de 15 Temmuz’da insanımız Kürt’üyle, Türk’üyle, Çerkez’iyle, Laz’ıyla, Alevi’siyle, Sünni’siyle, MHP’lisiyle, Ak partilisiyle verdiği mücâdele örneği mutlaka târihe geçecektir. İnsanlar aynen Çanakkale’deki gibi evlerinden şehid olmak niyetiyle çıktılar. Bellerinde silah, ellerinde bir çakı dahi yoktu. Fakat göğüslerdeki iman her şeyi yenecek güçteydi. Denmiştir ki; ‘Vatan sevgisi îmândandır.’ Onun için;
“TÜRKİYE YIKILMAZ. TÜRKİYE YENİLMEZ. VATAN BÖLÜNMEZ.”
Geçmişte ‘Milli Kurtuluş Savaşı’ yaşanmıştı. 15 Temmuz’da da kahraman milletimiz tarafından ‘2. Milli Kurtuluş Savaşı’ verildi. Yoksa şimdi kim bilir bu kutsal vatan kimin düzeninde yüzecekti? 15 Temmuz’da hâinlerin ve onların işbirlikçilerinin gerçekleştirmeye çalıştıkları darbe kalkışmasını bu şer güçler bıkmadan yeniden deneyeceklerdir. Ama her deneyişte Hz. Allâh’ın izni ve inâyetiyle Türkiye’nin yenilmezliğini daha iyi idrak etmiş olacaklardır. Çünkü bizim insanımızda ‘milli mücâdele rûhu’ hiç sönmemiştir, dinmemiştir, dinmeyecektir. Her darbe bizi birbirimize daha çok kenetlemektedir. Bölemeyecekler bizi, yıkamayacaklar ülkemizi. 1923’lerde kazandığımız bağımsızlığımızı yitirmemize milletimiz asla müsâde etmeyecektir. Bilinsin ki Cenâb-ı Hakk’ın izniyle;
Bayrağımızı indirtmeyeceğiz.
Ezanlarımızı susturtmayacağız.
Ülkemizi böldürtmeyeceğiz.
O zamanlar Osmanlı ordusunda mevcut şehidlerimiz sebebiyle pek çok zâyiat ortaya çıkmıştı. Ancak ilerleyen zaman içinde gerçekleşen devrimlerle o açıklar bir bir kapatıldı. Ülke tıpkı bağımsızlık mücâdelesi gibi her alanda verdiği mücâdelelerle dimdik ayakta kaldı. 15 Temmuz’da hâinlerin hâin kalkışmasıyla ülkemizin pek çok önemli alanlarında, etkinliğe ve yetkinliğe sâhip bu alçakların o kadroları boşaltmasıyla gerideki ‘resmi görevliler açığı’ bugün de hızla kapatılmış ülke âdeta taze kana kavuşmuştur. Ülkemiz 2023 hedeflerine etrâfındaki yedi düvel düşmana ve terör örgütlerinin her türlü tahribâtına karşı emin adımlarla ilerleyerek yoluna devam etmektedir. O yüzden diyoruz ki;
“TÜRKİYE YIKILMAZ. TÜRKİYE YENİLMEZ. VATAN BÖLÜNMEZ.”
Çanakkale savaşlarında kazanılan zafer, ülkenin bitti sanıldığı yerde küllerinden yâni ‘insanımızın içindeki îmân kıvılcımları’ndan nasıl yeniden doğduğunu nasıl ayağa kalktığını tüm dünyâya gösterdiğinin resmiydi. Bütün zorlukların üstesinden o günkü iptidâi şartlarda nasıl gelindiyse bugün de 15 Temmuz’da ülke semâlarında F 16 savaş uçaklarıyla havadan, tanklarla karadan, gemilerle denizden alçak vatan hâinlerine karşı ellerinde sâdece bayraklarıyla tankların üstüne üstüne yürüyen insanlarımızla yeni bir milli mücâdele savaşı verilmiştir. O yüzden kimse sanmasın ki bu vatan sâhipsizdir. Bu sebeple;
“TÜRKİYE YIKILMAZ. TÜRKİYE YENİLMEZ. VATAN BÖLÜNMEZ.”
Bu vatanın asil evlatları olduğu sürece, yıllar geçse de ayni gerçek hep tekerrür edecektir. Çanakkale başarısı ve zaferi, teknolojik üstünlüğün değil îmân-inanç-kutsî değerlere olan bağlılığın, canı pahasına olsun vatanı savunma ve koruma amaç ve gâyesinin üstünlüğünün tüm dünyâya haykırıldığının delilidir. 15 Temmuz’da da halkın silahlarını kendi halkına karşı kullanan alçaklara, ellerinde hiçbir silah olmayan ama dillerindeki ibretli nasihatleri ile; ‘Yapma evlâdım halkına kurşun sıkma, üstümüze tankları sürme, sen kime hizmet ediyorsun? Gel vatanımıza ihânet etme, dön bu yanlıştan!’ ikazlarıyla ülkemiz insanının şanlı, onurlu bir direniş ortaya koyan yaman bir mücâdelesidir. Gönül acıtıcı tarafı Çanakkale’de gayrı Müslim düşman vardı askerimiz karşısında bugün yaşananlarda ise içimizdeki hâinlerden gelmesiydi. Ama ne olursa olsun, bilinsin ki;
“TÜRKİYE YIKILMAZ. TÜRKİYE YENİLMEZ. VATAN BÖLÜNMEZ.”