Konya STK Platformu Başkanlığı tarafından STK Platformu binasında “İdlip Göçü ve Duyarlılık Çağrısı” konulu bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Konya STK Platformu Başkanı Muhsin Görgülügil'in yanı sıra; yönetim kurulu üyeleri katıldı. Görgülügil, yeni bir miladi yıla girerken, yine Müslümanların yaşadığı coğrafyaların kan ağlamaya, Müslümanların kanının dökülmeye devam ettiğini belirtti.
VİCDAN SAHİBİ İNSANLARA “BASKI” ÇAĞRISI
“1979 yılından bu yana Afganistan, 2003 yılından bu yana Irak, 2011 yılından bu yana hemen yanı başımızda Suriye ve tam 300 yıldır Doğu Türkistan, işgalin, ölümün ve acının tarifsiz şekilde yaşandığı coğrafyalar olmaya devam ediyor” diyen Görgülügil, “İsrail tarafından işgal edilen Filistin, ABD tarafından yerle bir edilen Ortadoğu, Avrupa tarafından sömürülen Afrika ve Çin tarafından sistematik olarak yok edilen Doğu Türkistan, kardeşlerimizin yurtları, bizim coğrafyalarımız, orada yaşayan insanlar bizim insanlarımızdır. Emperyalist devletler tarafından yürütülen sistematik asimilasyonlar ile milyonlarca ölü, milyonlarca tedavisi mümkün olmaz şekilde fiziksel ve ruhsal yaralı, kaderleri ile baş başa bırakıldı. Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası kurumların seyrettiği, hatta Srebrenitsa katliamında olduğu gibi destek bile verdiği bu katliamlara, işgallere ve zulümlere duyarlılık sahibi tüm toplumların, milletlerin karşı durması ve hayır demesi gerekmektedir. 2020 yılına girdiğimiz şu günlerde, vicdan taşıyan merhamet sahibi insanlar, devletlerine ve uluslararası kuruluşlara baskı yapmalı, bu mazlum coğrafyaların özgürlüğü için tarafını belli edecek etkinliklerle bir farkındalık oluşturmalıdır” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE SINIRINA AKIN AKIN GELİYORLAR
Bugünlerde Suriye rejiminin İdlip’te yaptığı bombalamalardan dolayı yeni katliamlar ve yeni göçlerin yaşandığını dile getiren Görgülügil, dört milyon insanın yaşadığı şehrin hiç bir kural tanımadan bombalandığını, mevzi gözetilmeden sivil bölgelerin yerle bir edildiğini ifade etti. Çoğunluğunu çocuklar, kadınlar ve yaşlıların oluşturduğu yüz binlerce Suriyeli'nin, çaresiz bir biçimde Türkiye sınırına doğru akın akın geldiğini kaydeden Görgülügil, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu, üzerine ivedilikle eğilmemiz gereken çok ama çok acil bir konu olarak önümüzde durmaktadır. Hep mazlumdan yana olmayı seçmiş halkımızı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mazlum coğrafyalara ilgi göstermeye, gündemlerinde tutmaya davet ediyoruz.
Konya STK Platformu olarak, Konya'mızda bu konularda faaliyet gösteren, vakıf ve derneklere teşekkür ediyoruz. Yapılan bu faaliyetleri desteklediğimizi belirterek tüm halkımızı bu vakıf ve derneklere destek vermeye davet ediyor, bu coğrafyalar ile ilgili yapılan kampanyalara eşlik etmeye çağırıyoruz. Bu yardımlar, o mazlumlara fiziksel olarak değilse bile, kalbimizle ve malımızla yanlarında olduğumuzu gösteren en önemli çabamız olarak kaydedilecek, Rahman'ın huzuruna vardığımızda yüzümüzü ağartan bir mazeret olabilecektir. Konya STK Platformu olarak 2020 yılının işgal, tehcir ve zulümlerin son bulduğu, huzur ve barışın hâkim olacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz.”
BUNDAN SONRASINI TÜRKİYE KALDIRAMAZ
Görgülügil, toplantının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. “Özellikle Konya'nın yeni bir göç dalgasını kaldırabilecek gücü var mı?” sorusuna Görgülügil, devletin yeni göç dalgasına karşı Suriye sınırına yakın bölgelerde bir tampon bölge oluşturmak niyetinde olduğunu söyledi. Görgülügil, “Türkiye, yeni göç dalgasında mültecilerin Türkiye'nin çeşitli illerine yerleşmesine sıcak bakmıyor. Söylemler bunu gösteriyor. Artık Türkiye'nin yeni bir dalganın yükünü çekecek gücü kalmadı. Yeni göçleri, Avrupa'nın karşılaması noktasında temaslar devam ediyor. Türkiye, 4 milyon mülteciyi misafir ediyor. Hem bütçesel olarak hem de fiziki anlamıyla bu kış şartlarında onların gelip, buraya yerleşmesinden ziyade Avrupa'nın da bu konuda adım atması gerekiyor. Bölgede hareketli olan 250 bin kişi var. Türkiye, sınırda bekletiyor onları” dedi.
EMRE ÖZGÜL