Çözüm sürecine destek amacıyla düzenlenecek olan toplantıya katılmak üzere Muş’a gelen Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Akdeniz ve konfederasyon üyeleri, Vali Vedat Büyükersoy’u ziyaret etti. Yapılan ziyaretten dolayı memnuniyetini dile getiren Vali Büyükersoy, Muş’ta yapılan yatırımlar hakkında bilgi verdi.
Çözüm süreci ve kentte yapılan yatırımlar ile ilgili açıklamalarda bulunan Vali Büyükersoy, “İki yıl öncesine kadar Muş Ovası'nı su basmakta iken, şimdi onun yaklaşık 21-22 kilometresi yapıldı. Düz hale getiriliyor. Geri kalan 41 kilometrenin de ihalesi yapılıyor. Menderesler yaklaşık 120 kilometre düz hale getirilecek. Düz hale getirilence tabiî ki taşkınlar olmayacak, Muş Ovası taşkınlardan kurtulmuş olacak ve Türkiye’nin bir numaralı ovası olacak. Hem tarım hem de hayvancılık bakımından Türkiye’nin yıldızı olacağına inanıyoruz. Muş Ovası Sulama Projesi, Karasu’yu söyledik, bir de arazi toplulaştırma projesi çok devasa projeler. Evet direk biz yapmıyoruz. Ankara’dan merkezden yapılan projeler ama biz de gözetimini, denetimin takip ediyoruz. Bu dört büyük proje bittiğinde, Muş’un ekonomik durumu da çok değişecek. Vatandaşlar farkında veya değil, bunu öngörüyoruz. Dışarıdan gelen muhtarlarımıza özellikle ifade etmek istiyorum ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun en büyük projesi demokratik çözüm, milli birlik ve kardeşlik projesidir. Çünkü huzur ve güven olmazsa orada hiçbir şey olmaz. Bazıları demokratik çözüm, milli birlik ve kardeşlik sürecinin ne olduğunu anlamamış olabilir. Onu anlamak için aslında sokaklarda vatandaşın gözüne bakmak ve sormak lazım. 15-20 yıl önce mi daha huzurlu idiniz? Birbirinize çok daha fazla mı güveniyordunuz, şimdi mi daha çok güveniyorsunuz? Sorusunu sormak lazım. Türkiye bu alanda çok önemli değişiklikler oldu.” dedi.
“OLAĞANÜSTÜ HALİN KALKMASI ÇOK ÖNEMLİ BİR MİHENK TAŞIDIR”
“Kardeşlik hukukumuzu zedeleyecek, bizi birbirimizden farklı görecek, aşağılayacak, geçmişte bir takım hatalarımız, noksanlıklarımız, bir takım hukuki yanlışlıklarımız vardı” diyen Vali Büyükersoy, şöyle devam etti: “O yanlışlıklar yaklaşık 12 yıl içinde düzeldi, düzelmeye devam ediyor. Olağanüstü hal 2002 yılında kalktı. Olağanüstü halin kalkması çok önemli bir mihenk taşıdır. Olağanüstü hal kalkmasaydı zaten milli birlik ve kardeşlik süreci asla gerçekleştirilemezdi. Bu bölgenin en büyük projesi kardeşlik hukukunun geliştirilmesi projesidir. 2 Mart’ta çıkan bir kanun var. Temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmesine ilişkin. Çok önemli bir kanun. Bir kişi ya da toplumu aşağılarsanız, dışlarsanız 5 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Artık diyemezsin, başına 'pis veya nefret' kelimesi koyarak, bir etnik kökeni, dini, mezhebi, yaşam tarzını nefret çağrıştıran kelimenin önüne koyarsan belki bir ceza ile karşılaşırsın. Bunlar en az iş kadar, aş kadar önemli. Bunlar olmazsa zaten güven toplumu olamazsınız. Güvenlik bir asayiş problemidir. Ama güven farklı bir şeydir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da biz birbirimize güvenmemiz konusunda bu hukuk alemindeki değişiklikleri çok önemsiyoruz. Güven toplumunu tesis için devlet üzerine düşeni yapıyor. Bu bence ülkemizin en büyük projesidir.”
“24 AYLIK SÜREÇTE 23 TOPLANTI YAPTIK”
Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Akdeniz ise konfederasyonla oluşturdukları yapı ile ilgili bilgi verdi. Konfederasyonun 2 yıl önce kurulduğunu belirten Hüseyin Akdeniz, farklılıkların, farklı kültürlerin zenginlik olduğunu söyledi. Kuruldukları 24 aylık süreçte 23 toplantı yaptıklarını ve 24'üncüsünü de Muş'ta yapacaklarını ifade eden Akdeniz, "Biz milli birlik ve kardeşlik projesine Mardin ilinden başlamak kaydıyla toplantılar düzenledik. Benzer toplantıyı daha sonra Şanlıurfa'da gerçekleştirdik ve bugün de yine Doğu Anadolu ili olan Muş'tayız. Bu yola çıkarken, bunu başarabiliriz derken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan başladık. Bugün de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz, İç Anadolu, Akdeniz, Marmara ve Ege bölgeleri kaynaşma içerisindeyiz. Farklı kültürlerimizi bir mecraya oturttuk. Birbirimizi artık anlayabiliyoruz, birbirimize uzak kalmadan anlayabiliyoruz. Bir şeylerin artık demokratik yollarla halledilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kadar kanun, bu kadar yetki, bu kadar güven ortamı içerisinde siyasetin de siyasi ortam içerisinde şiddete başvurmadan yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bin yıllık topraklarda kardeşliğimiz söz konusu. Burnumuzun ucunda olanı görüyoruz ama biz bu değerlerimizi asla, hiç yitirmeden, 30 yılın vermiş olduğu bir yorgunluk da olsa 2 yılda çok çabuk bir kaynaşma içerisindeyiz. Bu bizi millet yapan değerlerimizin önde gelen şekli olmalı. Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu, milli birlik ve kardeşlik projesine ilk destek veren kurumlardan bir tanesidir. Biz hiçbir bölgeyi bir diğerinden ayırmıyoruz. Bu birliğin tutacağına eminim. Mutlaka zaman içerisinde bazı olumsuzluklar olacaktır ama biz tabanda bu kaynaşmayı sağladıysak, eminim ki toplumun üst kesimlerine doğru da bu yansıyacaktır.” şeklinde konuştu.
CİHAN