Başlığı önce “Teknoloji aldığımız yere satış yapıyoruz” olarak yazmıştım ama Alman dergisinin başlığını koymuş oldum.
Sadece savaşlarda değil her işte durdurulmazsa destek görürse öne çıkan Türk vatandaşlarımız
Yıllarca bırakın teknolojiyi silgi, kalemi bile ithal ettiği Avrupa devletlerine tersine ihracat yapmakta.
Bunu bizleri ulusal denilen medyası duymazdan gelse de Anadolu Medyası zaman zaman haber yapmakta ama tabii küçük bir tabaka bilgi edinmiş olmakta.
Halbuki Avrupa medyası üzerinde duruyor.
Yıllarca kösteklenen dışarıdan alınırken komisyonları cebine atan zihniyetin elitleri yıkılmış yerine halkın içinden gelenlerin başa geçmesiyle bu ilerici Türk ufku genişleyerek açılmış olmakta.
Nelere kadirdir bu millet tek mani olma ve yardım et. Bak sana neler yapar.
Dünya ve Deniz coğrafyası “Kitabı Bahriye” ile Amerika Kıtası’nı bile ilk keşfeden kimdir?
1465 doğumlu Gelibolulu Piri Reis adı olarak anılan Ahmet İbn-i el-Hac Mehmet El Karamani olan Osmanlı denizcisi değilmidir?
Ne yazık ki Osmanlı’nın desteği ile bunları yaparken Fransız veya İtalyan kızı Hürrem Sultan’ın yapılan dünya haritasını hümayunda görünce parçalayıp Ruslara vermesi. Piri Reis hakkında yalan beyanlarda bulunması yanında Piri Reis’in başarılarını kıskanan Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa’nın politik çıkar için padişaha aleyhte raporu ile önce hapsedilen sonra Kanuni Sultan Süleyman’ca idam fermanı çıkarılınca 80 yaşında kaybettiğimiz dünya haritacısı. Bir Türk değil mi?
Pusula icadı, sağlıkla ilgili İbni Sina’nın tıpta büyük ilgi gören şifa kitapları vb vb…
İşte Türk’e serbestîlik ve destek ver neler yapmaz deyimini ortaya koyan bu hallere karşı olanların ikide bir durdurması da ibret vericidir!
Yakın zamanın İttihat kalıntısı devri ve ihtilallar bir misal değil midir?
Geçelim.
İstanbullu okuyucumun tercüme ile gönderdiği ve zevk ve iftihar içinde okuduğum, bizim medya değil Alman medyası “Deutsche Welle”nin yayınladığı bilgiden parçalar alıp iftihar ve gurur içinde tekrar okuyalım.
Başkaca değerlendirmeye gerek yok sanırım.
***
“Türkiye, Avrupanı’nın üretim üssü”
Türkiye’nin 2011yılında “mühendislik” ülkesi Almanya’ya yaptığı ihracat içerisinde teknolojik ürün gruplarında ciddi artış yaşandı. Otomotiv sektöründeki hareketlilik de göze çarpıyor.
2011 yılı Türkiye ile Almanya arasındaki ticaretin 37 milyar dolarla tarihî zirve yaptığı yıl oldu. İki ülke arasındaki ticaret, nicelik olarak gelişirken, Türkiye’nin yaptığı ihracat açısından niteliksel bir gelişme de söz konusu. Ekonomi Bakanlığı İhracat Bilgi Platformu'nun yeni açıkladığı verilere göre, Türkiye'nin Almanya'ya yaptığı ihracat içerisinde en yüksek artış kaydeden ürün grupları arasında teknoloji yoğun sektörlerdeki ürün grupları öne çıktı.
Türkiye’nin Almanya’ya 2011’de yaptığı ihracatta bir önceki yıla göre en çok artış görülen ürün gruplarının başında otomotiv yan sanayi ve beyaz eşya geliyor. Almanya’ya yapılan içten yanmalı, pistonlu motorların aksam ve parçalarını içeren otomotiv yan sanayii ürünleri ihracatı 2011'de yüzde 56 büyüme gösterdi. Bununla birlikte kara taşıtları için üretilen aksam parçalarında da yüzde 40’lık bir gelişme görüldü. Otomotiv yan sanayii yanında Almanya’ya yapılan beyaz eşya ürün grubunun ihracatında yaşanan artış da dikkat çekti. Buzdolabı ve soğutucu ürün grubunda 2011’de yüzde 50’lik ihracat artışı görüldü.
Ticarette değişim başladı
Türkiye’nin Almanya’ya yaptığı ihracatta teknolojik ürün gruplarının yükselişi, iki ülke arasındaki ticaretin karakterini değiştirme potansiyeli taşıyor. Zira Türkiye’nin Almanya’ya yaptığı nükleer reaktör parçaları ve aksamları ihracatının bile bir önceki yıla göre yüzde 52 düzeyinde artış gösterdiği görülüyor. Toplamda gerçekleşen 1,9 milyar dolarlık ihracat hacmiyle nükleer reaktör ve aksamları, 2011’de Türkiye’nin Almanya’ya sattığı en büyük ikinci ürün grubu oldu. Tüm bu durum Türkiye’nin Almanya’ya yaptığı ihracatta teknolojik ürün gruplarının ağırlık kazandığını da ortaya koyuyor. Örneğin Türkiye’nin 2010 Almanya ihracatında demir veya çelikten yapılmış eşyaların ülke ihracatı içerisinde payı yüzde 3,28 iken 2011’de bu pay yüzde 4,15 oldu. Benzer kımıldanmayı motorlu kara taşıtları segmentinde de görmek mümkün. Bu ağırlıklar iki ülke arasındaki ticarette yeni başlayan bir trendin verilerini oluşturuyor.
Otomotivde teknoloji gelişiyor
Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu, söz konusu trendi şöyle yorumluyor: “Almanya’ya yapılan otomotiv sektörü ihracatındaki artışın arkasında iki unsur yer alıyor. İlki 2011’de Almanya otomotiv sektörünün ciddi düzeyde büyümesi oldu. Bu büyüme, Türk otomotiv ana ve yan sanayiine yönelik Almanya’dan gelen talebin artması anlamına da geliyor. İkinci unsur Türk şirketlerin Almanya’da yeni iş ilişkileri kurup pazarı geliştirmesi oldu. Bunun yanında Türk otomotiv sektörünün teknolojik niteliği de gelişiyor. Bu, geliştirilen ürünlerin bir kısmı tamamıyla Türkiye’de üretilirken, bir kısmı da lisans anlaşmalarına dayanıyor. Ayrıca Türkiye’de yabancı otomotiv devlerinin üretimi için, onların gösterdiği biçimde yapılan aksamlar da var. Türkiye otomotiv sektörünün Almanya’ya yaptığı ihracatta artış trendinin devam ettiğini söyleyebiliriz. Ocak ayı rakamları bunu gösteriyor.”
“…LCD’de yüzde 2’lik bir artış söz konusu. Bu artış anormal bir artış olarak gözükmüyor. Sektörün farklı alanlarındaki ihracat artışında Türk şirketlerinin yanı sıra Türkiye’de üretim yapan Alman şirketlerinin de önemli bir payı bulunuyor. Bunun yanında Türkiye’nin metal eşya sektörünün teknolojik gelişim yaşadığı, haklı bir ifade. Türkiye bu anlamda büyük bir sıçrama yaşayarak Avrupa’nın üretim üssü oldu. Bu durumun da etkisi olduğunu dikkate almak gerekiyor.”
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Sadece savaşlarda değil her işte durdurulmazsa destek görürse öne çıkan Türk vatandaşlarımız
Yıllarca bırakın teknolojiyi silgi, kalemi bile ithal ettiği Avrupa devletlerine tersine ihracat yapmakta.
Bunu bizleri ulusal denilen medyası duymazdan gelse de Anadolu Medyası zaman zaman haber yapmakta ama tabii küçük bir tabaka bilgi edinmiş olmakta.
Halbuki Avrupa medyası üzerinde duruyor.
Yıllarca kösteklenen dışarıdan alınırken komisyonları cebine atan zihniyetin elitleri yıkılmış yerine halkın içinden gelenlerin başa geçmesiyle bu ilerici Türk ufku genişleyerek açılmış olmakta.
Nelere kadirdir bu millet tek mani olma ve yardım et. Bak sana neler yapar.
Dünya ve Deniz coğrafyası “Kitabı Bahriye” ile Amerika Kıtası’nı bile ilk keşfeden kimdir?
1465 doğumlu Gelibolulu Piri Reis adı olarak anılan Ahmet İbn-i el-Hac Mehmet El Karamani olan Osmanlı denizcisi değilmidir?
Ne yazık ki Osmanlı’nın desteği ile bunları yaparken Fransız veya İtalyan kızı Hürrem Sultan’ın yapılan dünya haritasını hümayunda görünce parçalayıp Ruslara vermesi. Piri Reis hakkında yalan beyanlarda bulunması yanında Piri Reis’in başarılarını kıskanan Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa’nın politik çıkar için padişaha aleyhte raporu ile önce hapsedilen sonra Kanuni Sultan Süleyman’ca idam fermanı çıkarılınca 80 yaşında kaybettiğimiz dünya haritacısı. Bir Türk değil mi?
Pusula icadı, sağlıkla ilgili İbni Sina’nın tıpta büyük ilgi gören şifa kitapları vb vb…
İşte Türk’e serbestîlik ve destek ver neler yapmaz deyimini ortaya koyan bu hallere karşı olanların ikide bir durdurması da ibret vericidir!
Yakın zamanın İttihat kalıntısı devri ve ihtilallar bir misal değil midir?
Geçelim.
İstanbullu okuyucumun tercüme ile gönderdiği ve zevk ve iftihar içinde okuduğum, bizim medya değil Alman medyası “Deutsche Welle”nin yayınladığı bilgiden parçalar alıp iftihar ve gurur içinde tekrar okuyalım.
Başkaca değerlendirmeye gerek yok sanırım.
***
“Türkiye, Avrupanı’nın üretim üssü”
Türkiye’nin 2011yılında “mühendislik” ülkesi Almanya’ya yaptığı ihracat içerisinde teknolojik ürün gruplarında ciddi artış yaşandı. Otomotiv sektöründeki hareketlilik de göze çarpıyor.
2011 yılı Türkiye ile Almanya arasındaki ticaretin 37 milyar dolarla tarihî zirve yaptığı yıl oldu. İki ülke arasındaki ticaret, nicelik olarak gelişirken, Türkiye’nin yaptığı ihracat açısından niteliksel bir gelişme de söz konusu. Ekonomi Bakanlığı İhracat Bilgi Platformu'nun yeni açıkladığı verilere göre, Türkiye'nin Almanya'ya yaptığı ihracat içerisinde en yüksek artış kaydeden ürün grupları arasında teknoloji yoğun sektörlerdeki ürün grupları öne çıktı.
Türkiye’nin Almanya’ya 2011’de yaptığı ihracatta bir önceki yıla göre en çok artış görülen ürün gruplarının başında otomotiv yan sanayi ve beyaz eşya geliyor. Almanya’ya yapılan içten yanmalı, pistonlu motorların aksam ve parçalarını içeren otomotiv yan sanayii ürünleri ihracatı 2011'de yüzde 56 büyüme gösterdi. Bununla birlikte kara taşıtları için üretilen aksam parçalarında da yüzde 40’lık bir gelişme görüldü. Otomotiv yan sanayii yanında Almanya’ya yapılan beyaz eşya ürün grubunun ihracatında yaşanan artış da dikkat çekti. Buzdolabı ve soğutucu ürün grubunda 2011’de yüzde 50’lik ihracat artışı görüldü.
Ticarette değişim başladı
Türkiye’nin Almanya’ya yaptığı ihracatta teknolojik ürün gruplarının yükselişi, iki ülke arasındaki ticaretin karakterini değiştirme potansiyeli taşıyor. Zira Türkiye’nin Almanya’ya yaptığı nükleer reaktör parçaları ve aksamları ihracatının bile bir önceki yıla göre yüzde 52 düzeyinde artış gösterdiği görülüyor. Toplamda gerçekleşen 1,9 milyar dolarlık ihracat hacmiyle nükleer reaktör ve aksamları, 2011’de Türkiye’nin Almanya’ya sattığı en büyük ikinci ürün grubu oldu. Tüm bu durum Türkiye’nin Almanya’ya yaptığı ihracatta teknolojik ürün gruplarının ağırlık kazandığını da ortaya koyuyor. Örneğin Türkiye’nin 2010 Almanya ihracatında demir veya çelikten yapılmış eşyaların ülke ihracatı içerisinde payı yüzde 3,28 iken 2011’de bu pay yüzde 4,15 oldu. Benzer kımıldanmayı motorlu kara taşıtları segmentinde de görmek mümkün. Bu ağırlıklar iki ülke arasındaki ticarette yeni başlayan bir trendin verilerini oluşturuyor.
Otomotivde teknoloji gelişiyor
Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu, söz konusu trendi şöyle yorumluyor: “Almanya’ya yapılan otomotiv sektörü ihracatındaki artışın arkasında iki unsur yer alıyor. İlki 2011’de Almanya otomotiv sektörünün ciddi düzeyde büyümesi oldu. Bu büyüme, Türk otomotiv ana ve yan sanayiine yönelik Almanya’dan gelen talebin artması anlamına da geliyor. İkinci unsur Türk şirketlerin Almanya’da yeni iş ilişkileri kurup pazarı geliştirmesi oldu. Bunun yanında Türk otomotiv sektörünün teknolojik niteliği de gelişiyor. Bu, geliştirilen ürünlerin bir kısmı tamamıyla Türkiye’de üretilirken, bir kısmı da lisans anlaşmalarına dayanıyor. Ayrıca Türkiye’de yabancı otomotiv devlerinin üretimi için, onların gösterdiği biçimde yapılan aksamlar da var. Türkiye otomotiv sektörünün Almanya’ya yaptığı ihracatta artış trendinin devam ettiğini söyleyebiliriz. Ocak ayı rakamları bunu gösteriyor.”
“…LCD’de yüzde 2’lik bir artış söz konusu. Bu artış anormal bir artış olarak gözükmüyor. Sektörün farklı alanlarındaki ihracat artışında Türk şirketlerinin yanı sıra Türkiye’de üretim yapan Alman şirketlerinin de önemli bir payı bulunuyor. Bunun yanında Türkiye’nin metal eşya sektörünün teknolojik gelişim yaşadığı, haklı bir ifade. Türkiye bu anlamda büyük bir sıçrama yaşayarak Avrupa’nın üretim üssü oldu. Bu durumun da etkisi olduğunu dikkate almak gerekiyor.”
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…