İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, devletin artık daha ‘açık ve hesap verebilen’ bir yapıya kavuşması gerektiğini söyledi.
Adana Barosu’nun düzenlediği 'Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Türkiye' konulu panele katılan Türkdoğan, Cihan Haber Ajansı'nın (Cihan), eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’nin 'Uludere ile TSK’ya, böcekle Emniyet’e tezgah kuruldu' şeklindeki açıklamalarına ilişkin sorusunu cevapladı.
Uluslararası alandan doğan bir güç ve iktidar mücadelesinin varlığına dikkat çeken Öztürk Türkdoğan, "Bu Türkiye içerisinde de olabilir. Fakat gücü elinde bulunduran devlet kurumları objektif olmak durumunda. Somut bilgi ve belgelere göre davranmak zorunda. Roboski katliamı iç hukuk ve hem uluslararası hukuk bakımından sakıncalı. Farz edelim ki ‘kumpas kurmak’ için istihbarat verdi. Ve siz o yanlış istihbaratı doğru olarak kabul edip, saldırı emrini verdiniz. Mevzuatımıza göre elinde silah dahi olsa önce ‘dur’ ihtarı çekmek zorundasınız. Sınırın sıfır noktasında da olsa gelen gruba önce uyarı yapılarak, durdurulup, teslim olmalarını istemeniz gerekiyor." dedi. Uludere’de bunların yapılmadığını; doğrudan F-16’lar tarafından insanlar bombalanıp öldürüldüğünü vurgulayan İHD Genel Başkanı Türkdoğan, burada iç hukuka göre davranılmadığını dile getirdi.
"Peki bu nasıl bir yanlış istihbarat ve hırstır ki siz burada hemen saldırı emrini veriyorsunuz?" diye soran Türkdoğan, devleti yönetenlerin çok dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi. Uludere dosyasına ilişkin Genelkurmay Askeri Savcısı’nın ‘kovuşturmaya yer olmadığına dair kararını’ hatırlatan Türkdoğan, şöyle devam etti: "Aslında o kararda olayın bütün oluşu yazıyor. Bazı alt düzeydeki ordu komutanlarının ısrarla top atışı ile yetinilmesi ve ileri gidilmemesi gerektiği orada belirtiliyor. Bizim artık daha açık ve hesap verebilen bir devlet yapımızın olması gerekir. Siz herhangi bir istihbarata dayanarak operasyon yapamazsınız. Yetkili cumhuriyet savcısı bilgilendirilmiş mi? Dolayısı ile bu soruları hep sorarız. Bence eski İçişleri Bakanı bu tür açıklamalar yapacağına devletin hukuk kurallarına bağlı olarak işlemesini sağlayacak önerilerde bulunmalı. Hiç kimseye kumpas kurulmaması ve o kumpasların sonunda insanların ölmemesi için. Buna hepimizin ihtiyacı var. Devlet içindeki çekişmelerin neye mal olduğunu görüyoruz. Bunu kabul etsek de etmesek de. Sonuç değişti mi? Bugün burada cezasızlık ve hukukun üstünlüğünü anlatıyoruz. Bunları Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılama yetkisi bağlamında ele alıyoruz."
Türkiye’nin söz konusu nedenlerden dolayı Uluslararası Ceza Mahkemelerinin (UCM) yargı yetkisini tanımasının önemi üzerinde duran Öztürk Türkdoğan, "Genelkurmay Başkanı bir hata yaptığında kendisini uluslararası mahkemede bulabileceğini bilecek; hata yapmayacak. Çünkü hatta yapma lüksü olmamalı. Onun yapacağı hata insanların canına mal oluyor. Veya hükümet yada o makamda kim varsa… UCM bu yönüyle caydırıcı bir mahkemedir. UCM yargı yetkisini tanıyan ülkelerde niçin bu tür katliamlar olmuyor. Çünkü orada caydırıcılık var." şeklinde konuştu.
Buradan bir ders çıkartılmasını isteyen İHD Genel Başkanı, toplumda herkesin hukuk güvenliğine ihtiyacının bulunduğunu aktardı. "Bize bir gün adalet lazım olacak." ifadelerini kullanan Türkdoğan, "Adaletten şaşmayacağız. Hepimiz hukuk güvenliğinden yararlanacağız. Bunun için de evrensel ölçekteki mekanizmalara Türkiye taraf olacak. Hepimizin güvenliğini sağlayacak. Aksi takdirde konjonktür değişir, eskiden makbul olan şimdi değişir; konjonktür değişir şimdi düşman olan gelecekte iktidar olur. Bu iç çekişme ve kavgaların hiçbirimize faydası yoktur. Yeter ki hukuk kurallarına bağlı olarak yaşantımızı devam ettirelim." açıklamasını yaptı. CİHAN