Bir zamanlar tarımda kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biriydi Türkiye. Artık böyle bir şey yok. Olması da mümkün değil? Türkiye A’dan Z’ye neredeyse bütün tarım ürünleri artık ithal eden bir ülke oldu…
**
Rusya’dan buğday, Ukrayna’dan ayçiçeği, Meksika’dan nohut, Bulgaristan’dan saman, Kanada’dan mercimek ithal ediyoruz. Polonya’dan ve Sırbistan’dan et ithal eder duruma düştük. Hepsini yazacak olursam liste uzar gider. Tarımı kendi elimizle bitirdik…
**
Türk çiftçisini tarıma küstürdük. Üretimi teşvit etmek yerine, üretime engeller çıkardık. Çiftçiyi yabancı bankalara mahkum ettik. Konya’da binlerce çiftçi ipotekli. Türk tarımının başkenti Konya ipotekli tarım alanı oranında sayısında ilk 4’te…
**
Türkiye’de var olan toplam 266 milyon 766 bin 913 dekar tarım alanının yüzde 15’i, yani 39 milyon 474 bin 630 dekarı ipotek altında bulunuyor. Türkiye’de tarım arazilerinin önemli bir bölümü ipotek altında…Bu korkunç bir rakam…
**
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın güncel ve resmi verilerine göre çiftçinin borç batağında olduğu tapu kayıtlarında da gözler önüne seriliyor. Başka bir deyişle tarım arazilerinin yaklaşık 15’i ipotekli durumda…
**
2 MİLYON ÇİFTÇİ BORÇ BATAĞINDA
Türkiye’de toplam tarım alanı parsel sayısı 36 milyon 905 bin 261 olurken; ipotekli parsel sayısı ise 2 milyon 979 bin 261 olarak hesaplanıyor. Tarım arazisine ait tapusu üzerinde ipotek konulan çiftçi sayısı 1 milyon 964 bin 665 kişiyle, 2 milyona dayandı…
**
Türkiye genelinde tarımsal gayri safi katma değeri en yüksek olan iller arasında yer alan Konya, İzmir ve Manisa ve Adana Türkiye’deki tarım üretiminin tek başına yüzde 30’unu karşılıyor. Aynı illerde tarım arazilerini ipotek oranlarında da başı çekiyor..
**
İpotekli tarım arazilerine ilişkin verilerin tarımsal üretimi fazla olan illerdeki çiftçilerin daha fazla borçlu olduğunu gösteriyor. Üreten çiftçi resmen cezalandırılıyor. Bu durum Türk tarımını içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Çiftçi tarlasını ekemez hale geldi…
**
Acilen çiftçinin çorçlarının yeniden yapılandırılmalı. Çünkü üretmeden Türkiye’nin büyümesi, kalkınması mümkün değil. Tüm dünyada ülkeler tarımı desteklerken, bizde tarım sektörüne üvey evlat muamelesi yapılıyor…
**
PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, geçen hafta gerçekleşen mali kurulda tarımda yaşananlara resmen isyan etti. Başkan Konuk, “Türk çiftçisi şamar oğlanı olmaktan bıktı artık” diye tepkisini dile getirdi…
**
Recep Konuk’un tepkisi sonuna kadar haklıydı. Çiftçi üretiyor, fakat aracı kazanıyor. Çiftçi ekiyor, banka biçiyor. Çiftçinin tüm kazancı banka kredilerine, elektrik borçlarına, gübre ve mazota gidiyor..
**
Böyle bir ortamda tarım yapmak, üretim yapmak imkansız gibi bir şey. Her yaz 40 derece sıcağın altında koştur, eziyet çek, uykusuz kal. Soğukta pancar kaldır, sıcakta harman kaldır. Sonuç elde var sıfır…
**
Alacaklı tepene biniyor. Ya borcunu ödersin ya tarlanı verirsin diyor. Bankalar zaten çiftçinin üzerine karabasan gibi çökmüş durumda. Çiftçi mecburiyetten kredi kullanmak zorunda kalıyor. Kimse keyfiyetten kredi çekmez…
**
Türk çiftçisi kısır bir döngünün içerisinde. Ne onuyor, ne ölüyor. Ama çiftçi yorgun, üretici yorgun artık. Herkes köyden kaçmanın bir yoluna bakıyor. Çiftçi tarlasını boş bıraksa daha karlı…
**
Hükümetin yanlış tarım politikaları, acemi Tarım Bakanları Türk tarımını bitirme noktasına geldi. Türk çiftçisi ipotekli tarım yapıyor. Türk çiftçisinin geleceği ipotek altında. Çiftçi üretemezse taş toprak mı beton mu asfalt mı yiyeceğiz?